Teknoloji

Afetlerde GSM olmadan mesajlaşma mümkün hâle geliyor

deprem gsm haberleşme

Deprem, sel ve yangın gibi büyük afetler sırasında en büyük sorunlardan biri haberleşme sistemlerinin çökmesi oluyor. Türkiye’de 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş depremleri, bu sorunun boyutlarını net bir şekilde ortaya koymuştu. GSM şebekesi, daha binalar yıkılmadan tamamen işlemez hale gelmiş, milyonlarca insan sevdiklerine ulaşamamıştı. Bu tür afetlerde altyapı tamamen devre dışı kalınca, bilgi paylaşımı da sekteye uğruyor.

Bu duruma alternatif sunmak üzere geliştirilen “Humanity Relay” adlı sistem, GSM şebekesi olmadan da mesaj gönderilebilmesini sağlıyor. Sistemin arkasındaki isim olan Ömer Komili, Fatih Altaylı’nın YouTube’daki Teke Tek kanalına konuk olduğu yayında, teknoloji hakkında önemli bilgiler paylaştı. Komili, bu teknolojiyi ilk olarak otomotiv sektöründe araç takibi için kullanmayı planlamıştı. Ancak Malatya’da bizzat şahit olduğu iletişim eksikliği, bu teknolojiyi afetlere uyarlama fikrini doğurdu. Komili’ye göre, mevcut GSM altyapısına bağımlı kalmadan çalışan bu sistem, kriz anlarında temel iletişim ihtiyacını karşılayabilir.

Afet anlarında GSM altyapısına gerek duymadan çalışan sistem İstanbul’da deneniyor

Sistem, temel olarak Lora teknolojisini esas alıyor. 2014 yılında Fransa’da geliştirilen bu kablosuz haberleşme protokolü, düşük enerjiyle uzun mesafeye veri iletebiliyor. Yüksek bant genişliği gerektirmeyen kısa mesajları aktarmaya uygun olan Lora, özellikle şehir içi için 1.5 ila 5 kilometre menzil sunabiliyor. Açık alanlarda ise bu mesafe daha da artıyor. Bu özellik, afet sonrası koşullarda oldukça elverişli bir iletişim ağı kurulmasını sağlıyor.

Kullanıcılar sisteme, cep telefonlarına daha önceden yüklenmiş özel bir uygulama aracılığıyla bağlanıyor. Uygulama, internete ihtiyaç duymadan çalışıyor ve önceden tanımlanmış mesajların seçilerek gönderilmesini mümkün kılıyor. “İyiyim”, “Yaralıyım” veya “İlaca ihtiyacım var” gibi mesajlar bu sistem üzerinden doğrudan merkezi birime iletiliyor. Mesajlar, Lora-Bluetooth dönüştürücü cihazlar aracılığıyla sisteme aktarılıyor.

Bu cihazlar anahtarlık büyüklüğünde taşınabilir birimler veya ev tipi modem benzeri sabit üniteler olarak iki şekilde sunuluyor. Bluetooth menzili içerisinde yer alan kullanıcılar, bu dönüştürücüler sayesinde mesaj gönderebiliyor. Gönderilen mesajlar, “mesh” yapısındaki taşıyıcı kutular sayesinde birbirine iletilerek afet koordinasyon merkezlerine ulaşıyor. Merkezde görevli ekipler, gelen mesajları eş zamanlı olarak konum bilgisiyle birlikte görebiliyor.

İstanbul’daki ilk test, İBB’nin Bakırköy’deki binasının çatısına yerleştirilen bir antenle yapıldı. Bu anten, 4.3 kilometre uzaklıktaki Zeytinburnu’ndaki bir fabrika ile başarılı iletişim kurmayı başardı. Projenin daha geniş alanlara yayılması için yaklaşık 1.000 röle kutusuna ihtiyaç olduğu ifade ediliyor. Böyle bir kapsam için gerekli olan bütçe 8 milyon dolar civarında. Daha öncelikli bölgeler içinse 1-2 milyon dolar yeterli olabiliyor.

Humanity Relay sistemi, sadece afet anında değil, sonrasında da kullanılabilecek işlevler sunuyor. Açık marketlerin, sağlık merkezlerinin ya da eczanelerin erişilebilir olup olmadığını gösteren mesajlar yayınlanabiliyor. Aynı şekilde, iş makineleri ve kurtarma araçlarının konumlarının merkezi olarak izlenmesi mümkün hale geliyor. Bu da koordinasyonun daha etkili biçimde sağlanmasına katkı veriyor.

Yine bu sistem, küçük cihazlar halinde dronelara, giyilebilir aksesuarlara veya çocukların üzerinde taşıdığı eşyalara entegre edilebiliyor. Böylece kaybolma ya da kaçırılma durumlarında da kullanılabiliyor. Bluetooth ID’lerinin toplanması sayesinde, kişinin bulunduğu ortamda kimlerin olduğunu belirlemek de olanaklı hale geliyor. Ayrıca inşaat, güvenlik ve sağlık sektörlerinde endüstriyel uygulamalara da uygun.

Sistem, lisans gerektirmeyen Lora frekans bantlarında çalıştığı için herhangi bir operatör veya altyapı sağlayıcıya bağlı değil. Bu özelliği sayesinde hem maliyeti düşük hem de aylık bir kullanım bedeli gerektirmiyor. Yaydığı elektromanyetik radyasyonun da oldukça düşük seviyede olduğu belirtiliyor. Bu da ev tipi kullanımlar için ek bir avantaj sağlıyor.

Humanity Relay’in geliştirilme sürecinde Türkiye’deki mühendislerin katkısı oldukça belirleyici olmuş. Ar-Ge faaliyetleri İstanbul’da yürütülmüş ve yazılım altyapısı yerli kaynaklarla oluşturulmuş. Sistemin IEEE tarafından yayınlanmış bilimsel bir çalışmada yer almış olması, bu teknolojinin küresel ölçekte de benzersizliğini ortaya koyuyor. İstanbul’da başlatılan bu pilot uygulamanın, diğer şehirlerde de yaygınlaştırılması planlanıyor.