Meta, sosyal medya deneyimini farklı bir boyuta taşıyacak yeni aracını kullanıma açtı. Yapay zekâ destekli çeviri sistemi, Instagram ve Facebook’ta paylaşılan kısa videolara dublaj ekleyebiliyor. Böylece içerikler yalnızca altyazı ile değil, doğrudan seslendirme yoluyla farklı dillerde izlenebiliyor. Bu durum, özellikle küresel kitlelere hitap eden içerik üreticileri için dikkat çekici bir yenilik anlamına geliyor.
Şirketin geliştirdiği araç, yalnızca metni başka bir dile çevirmekle kalmıyor. Bunun yanında, konuşanın ses tonunu taklit ediyor ve dudak hareketlerini görüntüyle uyumlu hale getiriyor. Böylece ortaya çıkan seslendirme daha doğal bir görünüm kazanıyor. İzleyiciler için de altyazı okumadan içerik tüketmek daha kolay hale geliyor.
Meta yapay zekâ aracı ile dudak hareketlerini ve ses tonunu eşleştiriyor
İçerik sahipleri, dublajlı versiyonu yayımlamadan önce gözden geçirme şansına sahip oluyor. Menüde görülen “Translate voices with Meta AI” seçeneği etkinleştirildiğinde, içerik doğrudan çevrilebiliyor. Bununla birlikte, kullanıcıya dudak senkronizasyonunu açma veya kapama imkânı da sunuluyor. Bu esneklik, farklı içerik türleri için uygun ayar yapılmasını kolaylaştırıyor.
Meta, ilk etapta İngilizce ile İspanyolca arasındaki çeviriyi aktif hale getirdi. Ne var ki bu dil seçeneğinin zamanla genişletilmesi bekleniyor. Geçtiğimiz yıl Connect etkinliğinde önizleme olarak tanıtılan sistem, şimdi daha geniş bir kesime ulaştı. Böylelikle teknoloji laboratuvar ortamından çıkarak günlük kullanımın parçası olmaya başladı.

Özellik, Facebook üzerinde 1.000’den fazla takipçisi olan içerik üreticilerine açılıyor. Buna ek olarak, tüm halka açık Instagram hesapları da bu araca erişebiliyor. Kullanıcıların paylaştığı videolarda, yapay zekâ ile çevrildiğini belirten küçük bir etiket bulunuyor. Bu sayede izleyiciler, içerikteki sesin orijinal dilde olmadığını anlayabiliyor.
Meta’nın bu hamlesi, kısa video platformları arasındaki rekabeti daha da hareketlendirecek gibi görünüyor. YouTube uzun süredir içerik üreticilerine çok dilli seslendirme olanağı sunuyor. TikTok ise altyazı ve çeviri seçeneklerini güçlendirerek uluslararası erişimi artırıyor. Tüm bunların yanında Meta’nın dublaj aracı, benzer bir çözümü kendi kullanıcı tabanına sağlamış oluyor.
Her şeye rağmen yapay zekâ tabanlı seslendirmelerin bazı sınırlamaları bulunuyor. Çeviri hataları, kültürel bağlamın eksik yansıtılması veya ses tonunun yapaylığı zaman zaman sorun yaratabiliyor. Bu gibi durumlar, izleyicilerin deneyimini olumsuz etkileyebiliyor. Fakat gelişen algoritmalarla birlikte bu eksikliklerin azalacağı tahmin ediliyor.
Bunun yanı sıra, bu tür çözümler özellikle eğitim içerikleri, ürün tanıtımları ve uluslararası işbirlikleri için fayda sağlayabilir. Dili bilmeyen kitlelere ulaşmak, küresel pazarlarda öne çıkmak isteyen üreticiler açısından önemli avantajlar sunuyor. Böylelikle içeriklerin erişilebilirliği artarken, paylaşımın etkisi de genişliyor.
Öte yandan, yapay zekâ tabanlı araçların etik boyutu da gündemdeki konular arasında yer alıyor. Sesin orijinalliği, izleyicilerin doğru bilgilendirilmesi ve çeviri şeffaflığı tartışma yaratabiliyor. Bu nedenle videolara eklenen “Meta AI ile çevrildi” etiketi şimdiden dikkat çekiyor. İzleyicilerin güvenini korumak için bu tür açıklamalar önem taşıyor.