Manşetler

iPhone 5 ne kadar “yenilikçi”, ne kadar “heyecanlandırıcı”?

Geçen birkaç ay boyunca yer verdiğimiz haberler ve sızıntıların sonucunda yeni iPhone 5 ile geçen çarşamba akşamı tanıştık. Yeni iPhone ile hemen tanışmak isteyenlere gerçekleştirdiğimiz canlı anlatım ve bu sırada hazırladığımız yazılarla katkıda bulunduk. Öncelikle iPhone 5 ile tanışmak için Teknoblog’u tercih edenlere teşekkür ederim. Her ne kadar daha öncesinde hazırlık yapmış olsak da, toplantının başladığı andan itibaren tahminimizin çok üstünde bir taleple karşılaştık ve kısa bir süre için erişimde sıkıntılar yaşandı. Servis sağlayıcımız H2B karşılaştığımız yoğun talebe cevap vermemiz amacıyla kaynaklarını maksimumda olacak şekilde bize açtı ve sonrasında Teknoblog’a erişim sorunsuz şekilde sağlandı. Kullandığımız canlı anlatım servisi de kendi içinde yoğun taleple karşılaşınca biz de etkinlik anında rotayı Twitter’a çevirdik ve anlatım işlemine oradan devam ettik. Bu yayın sırasında yaşadığımız bu tecrübeler bundan sonraki yayınlar için bize iyi bir tecrübe oldu, bundan sonraki yayınlarda ona göre davranacağız.

Gelelim iPhone 5’e… iPhone 5 şaşırtmadı, ancak bu şaşırmama duygusu çok fazla şey bekleyip onları görememek ile ilgili değil.  Temmuz ve ağustosta yazdığımız yazılara bakacak olursanız (bir örneği burada), o sızıntılarda yer alan kasa aynen karşımıza çıktı. Her ne kadar tasarım iPhone 4S’inkine göre çok değişmiş gibi gözükmese de, ince işçiliğe biraz daha odaklanıldığını görüyoruz. Telefonun kenarlarını çevreleyen metal şeridin ön ve arka plakayla buluştuğu hatlar daha da iyi hâle getirildi, daha düzgün bir görünüm ortaya çıktı. Cihazın hatırı sayılır oranda inceldi, bu estetik açıdan önemli, ancak cihazın içi açısından da büyük önem taşıyor. Bu, içerideki donanım yerleşim düzeninin değiştiği anlamına geliyor. Örneğin cihazın büyüyen Retina ekranı da incelikten nasibini aldı, bunda dedikodusu yapılan hücre-içi dokunma teknolojisinin, yani dokunma sensörlerinin ekrandaki yerinin değiştirilmesinin rolü büyük. Apple A6 işlemciyle performans açısından iyileştirmeler sunuldu, böylelikle iPhone rekabette Android telefonlarıyla tekrar aynı seviyeye gelmiş oldu. Performansı yükselen bir işlemcinin gelmesine karşılık iPhone 5’in aynı batarya sürelerini sağladığını görüyoruz. Bu, pil teknolojisinde de önemli çalışmaların yapıldığı anlamına geliyor.

Anlayacağınız insanlar dıştan baktığında iPhone 4S ile hemen hemen aynı görünüşe sahip olan, sadece ekranı büyüyen bir cihaz görüyor. Ancak buzdağının altta kalan kısmı gibi, içteki donanımda birçok değişiklik söz konusu. Apple’ın Steve Jobs sonrasında inovatif özelliklerini kaybettiği eleştirisini yapıyor, ancak tek bir nesil cihaza bakıp yargıda bulunmak için henüz erken. Her ne kadar insanlara “Vaav!” dedirtmese de, iPhone 5’te donanım açısından iPhone 4S’e göre birçok önemli gelişim olduğu görülüyor.

Facebook, YouTube gibi sosyal paylaşım ortamlardan dolaşan çeşitli iPhone konsept videoları Apple’ın bir sonraki nesil akıllı telefonu için beklentilerin çok fazla yükselmesine neden oluyor. Halbuki o konsept videolar veya fotoğraflar hazırlayanın beklentisini yansıtan, Apple ile hiçbir ilgisi olmayan fotoğraflar. Apple’ı çok yakından takip edenler Cupertino’nun projeksiyon gibi eklentilere çok fazla ilgi göstermeyeceğini bilir. Apple genellikle kullanıcı için yararlanması en kolay olan, onun en fazla işine yarayacak özellikler, aynı zamanda hatırı sayılır bir kullanıcı kitlesine ulaşmış ve ilgi görmüş teknolojiler peşinde. Tabii ki, bir de şirketin geleceğin yaygın standartlarında söz sahibi olmak, trendi belirleme gibi bir isteği de var. NFC teknolojisine yer verilmemesinin sebebi alternatif bir çözüm belirlemek de olabilir veya bu teknolojinin henüz olgunluğa erişmemiş olduğu düşüncesi de. Apple, iPhone 5’te kablosuz şarj teknolojisine yer vermediği için de eleştiriliyor, ancak telefon tanıtıldıktan sonra bir yayın organına demeç veren üst düzey yönetici Phil Schiller adı “kablosuz şarj” olsa da, insanların eninde sonunda bir prizi fişe takmak zorunda kalacaklarını söylemişti. Schiller’in bir açıdan haklı olduğu kaçınılmaz, araya bir tane daha cihaz sokup kullanıcı için zahmet yaratmanın gereği var mı diye insan düşünmeden edemiyor. Yine de, kablosuz şarj evde olmasa bile dışarıda kullanımı kolaylaştıracak opsiyonel bir özellik olarak sunulabilirdi. Belki ilerideki iPhone versiyonlarında görürüz, kim bilir?

Anlayacağınız, donanım tarafında zaten Apple’dan çok fazla şey beklememek gerekiyordu. Yapılması gerekenler yapıldı, cihazın donanımı akıllı telefon pazarındaki rekabette geri kalmayacak şekilde güncellendi. Özellikle ekran boyutu kullanıcı deneyimini sekteye uğratmayacak şekilde büyütüldü. İncelik zaten büyük ekranlı bir cihazın cebe rahatlıkla sığmasında yeterli bir faktördü. Bununla yetinmeyen Apple cihazın genişliğini de aynı tutarak kullanıcıların cihazı biraz daha kolay kavramasını sağladı. Her ne kadar Türkiye’de desteklenmiyor olsa da, LTE teknolojisi de cihaza eklendi, bu şekilde yurt dışında sayıları giderek artan LTE şebekelerinde iPhone 5’in düzgün şekilde kullanımı imkanı doğdu.

iPhone 5’in ABD ve Avrupa’da satılacak olan GSM versiyonları farklı LTE bantlarını destekliyor. Yani Avrupa’dan satın alınan bir iPhone 5’in ABD’deki LTE şebekelerinde kullanılması mümkün değil, tersi de geçerli. Standartlar konusunda Avrupa’yı takip ediyoruz, bu nedenle gelecekte kurulacak LTE şebekelerinde Avrupa ile aynı frekans bantlarını kullanacağız. Şimdilerde ABD’den iPhone 5 satın alanların cihazlarının LTE desteğinin ABD’ye özel olacağı, bu nedenle Türkiye’de kurulacak LTE şebekesinde bu cihazın çalışmayacağı söyleniyor. Bu da ABD’den iPhone 5 satın almayı planlayanların kafasında soru işareti oluştuyor. Bu durumu şimdilik çok fazla kafaya takmaya gerek yok. Çünkü LTE şebekesinin yakın zamanda Türkiye’de faaliyete geçirilmesine yönelik bir çalışma yok, önümüzdeki iki yıl boyunca da somut bir şeyler olacağını tahmin etmiyorum. Bir iPhone’un her iki yılda bir değiştirildiğini düşünecek olursak, ABD’den satın alınan bir iPhone 5’in Türkiye’de çalışması sırasında herhangi bir dezavantaj olmayacaktır. 3G veya 3.5G şebekesi üzerinden, Avrupa’dan iPhone 5 satın alanlarla aynı hızlarda internete bağlanmak mümkün olacaktır. Türkiye’de LTE şebekeleri faaliyete geçtiğinde duruma tekrar bakar, ona göre yorum yaparız.

Lightning konnektörü de aslında donanım tarafında önemli bir yenilik sayılır. iPhone 5’in hatırı sayılır oranda inceldiği bir kasaya 30 pinlik mevcut konnektörü sığdırmak doğrusu pek kolay olmazdı. Üstelik 30 pinlik konnektör artık eskimişti ve doğrusunu söylemek gerekirse bunu pek kullanışlı bulmuyordum. Yeni konnektör nasıl, bunu iPhone 5 veya yeni iPod’ları ele alınca anlayacağım, ancak görüldüğü kadarıyla yeni port çok daha rahat kullanılacak. Keşke Apple, Lightning’in eski aksusarlarla kullanılması için çıkarılan aksesuarların fiyatını yüksek tutmasaydı. Doğrusunu söylemek gerekirse bir adaptör için istenen 29 dolarlık ücret yüksek. Varın Türkiye’de bunun ne kadara satılacağını siz düşünün. Sonuçta Apple bu port değişimiyle bir taşla iki kuş vuruyor, hem ilerideki cihazların daha ince olmasına yardımcı olacak zemini yaratıyor, hem de eski kablolarını ve aksesuarlarını bu yeni port üzerinden bağlamak isteyen kullanıcılar sayesinde ek bir gelir elde etme fırsatı yakalıyor.

Donanımı bir kenara bırakacak olursak, önümüzdeki dönemde iPhone’larda yazılım tarafında sunulacak yeniliklerin daha fazla olacağını tahmin ediyorum. Donanımda hareket alanı kısıtlı olsa da, yazılımda sınırlar bir hayli geniş. Apple geçen yıl tanıttığı iPhone 4S’te Siri adı verilen yazılım tabanlı servise bir hayli odaklanmıştı. iPhone 5’te yüklü gelecek iOS 6 ile birlikte yepyeni bir Harita uygulaması geliyor. Bu harita uygulaması sadece haritaları değil, navigasyon servisini ve dünyanın önde gelen şehirlerinin üç boyutlu modellemelerini de içeriyor. Passbook adı verilen bir uygulama da iPhone kullanıcılarının uçak bileti, indirim kuponu ve bunun gibi alışveriş nesnelerini cihazda saklama ve buradan kullanma fırsatı verecek. Yine iOS 6’da Siri’nin özelliklerinin geliştirilmeye devam ettiğini, Siri’nin sadece hava durumu, finans değil, spor ve sinema gibi çok daha fazla alanı kapsayan sorulara cevap verdiğini görüyoruz. Gelecek ay itibariyle iTunes mağazası da geniş kapsamlı bir yenilikten geçecek, kullanıcılar multimedya içeriklerine daha kolay erişecek. Bu arada iOS’in son zamanlardaki güncellemelerinde işletim sisteminin çekirdeğinde yapılan görsel veya işlevsel değişiklikler ve eklentilerden çok yazılım tabanlı servislere odaklanıldığını görüyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz Harita, Siri ve Passbook uygulamaları buna örnek.

Yazılım alanında yapılan bu yenilikler en az donanımın güncellenmesi kadar önemli ve bir o kadar yenilikçi nitelik taşıyor. Ancak biz Türkiye’dekiler için bir problem var, o da bu yazılım tabanlı servisleri kullanmak konusunda ABD’dekiler veya diğer ülkelerdeki kadar şanslı olmamamız. Yerelleşme bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Apple’ın önem verilen ülkeler listesinde arka sıralarda olduğumuz için yazılım servislerinin desteklenmesi konusunda o kadar şanslı değiliz. Bir iTunes mağazası senelerdir Türkiye’ye gelemedi, umuyoruz ki, nihayet önümüzdeki aylarda bu konuda önemli gelişmeler olabilir. Passbook’un Türkiye’de ilk etapta kullanılması zor görünüyor. Siri Türkçe’yi henüz konuşmuyor, anlamıyor; bu da çok kullanışlı görünen bu servisten ne yazık ki tam anlamıyla yararlanamamıza, bu servisin oyuncak gibi kalmasına neden oluyor. En azından Haritalar servisinin belirli unsurlarını Türkiye’de kullanmak mümkün olacak. Gelişmekte olan ve her geçen gün dünya ekonomisinde daha fazla dikkat çeken Türkiye’deki mobil cihaz kullanıcıları halbuki çok daha fazlasını hakediyor. Yazılım tabanlı servislerin hızlı bir şekilde yerelleşmesi konusuna yeni kurulan Apple Türkiye ofisinin biraz daha önem vereceğini ümit ediyorum. Tabii ki, devletin de hem telif hem de vergilendirme alanında gerekli adımları atması ve Türkiye’yi bu servislerin sunulması konusunda daha da cazip hâle getirmesi gerekiyor.

Birçok kişi “iPhone 5’ten heyecan duymadığını” dile getirmiştir. Bu belki gerçek, belki de farklı görünme kaygısından doğan bir tutum. iPhone 5’ten beklentilerimi hiçbir zaman yüksek tutmadığım için karşılaştığım cihaz da beni hayalkırıklığına uğratmadı. Ortada farklı, rekabette yeterli donanımsal veya yazılımsal bileşenlere sahip olan bir cihaz var. Ve de her ne kadar insanlar beğenmediğini, heyecanlandırmadığını söylemiş olsa da, iPhone 5 yine satış rekorları kıracak, büyük ihtimalle olumsuz yorumda bulunan birçok kişi de iPhone 5’e ilgi gösterecek veya gidip onu satın alacak.

Teknoblog’u XFlipboard, Google Haberler ve Instagram‘da takip et!

İLGİLİ HABERLER