Yeni bir dil öğrenirken yazılı, işitsel ve sesli egzersizler yapmak büyük önem taşıyor. Eskiden bu tarz destekleyici çalışmalar kasetler, CD’ler ve özel kitapçıklar aracılığıyla yapılırdı. Ancak internet erişiminin hızlanması ve yayılmasıyla birlikte önce web’e taşınan egzersiz süreci, mobil cihazların gelişimiyle birlikte mobil ortama transfer oldu. Yeni bir dil öğrenenler, artık ekstra bir araca gerek duymadan sadece akıllı cihazlarını kullanarak, diledikleri yerde egzersiz yapabiliyor. Mobil cihaz sahiplerine bu imkanı sağlayan popüler uygulamalardan birisi de Duolingo.
Duolingo’yu iTunes App Store ve Google Play Store üzerinden indiren cihaz sahiplerinin uygulama içinde bir egzersiz süreci başlatmadan önce bir kullanıcı hesabı açmalarında fayda olduğunu en baştan belirtmekte fayda var. Böylelikle başlatılan bir çalışma rutinini farklı cihazlar üstünde de sürdürmek mümkün hâle geliyor.
Duolingo en geniş egzersiz desteğini İngilizce konuşabilen kullanıcılara sunuyor. İngilizce konuşanlar Duolingo sayesinde Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Felemenkçe, İsveççe, Danca ve yerel İrlanda diline çalışabiliyor. Diğer dilleri konuşanlar içinse bu seçenekler azalıyor. Örneğin Türkçe konuşanlar uygulama üzerinden sadece İngilizce çalışabiliyor. İngilizceye ek olarak bir yabancı dil öğrenmek isteyenler için Duolingo oldukça geniş kapsamlı bir pratik imkanı sağlıyor.
Kullanıcıların çalışmak istedikleri dili seçmelerinin ardından Duolingo, o dildeki seviyeyi belirlemek adına küçük bir sınav yapıyor. Bu sınavın sonucunda notlandırma olmasa da, kullanıcıların çalışma programı gösterdikleri performansa göre şekilleniyor.
Seviyeden hareketle oluşturulan programlar seçilen dili ileri düzeyde bilenler için pek faydalı olmasa da, başlangıç seviyesinde ve orta seviyedeki kullanıcılar için önemli bir egzersiz alanı hazırlıyor. Bu nedenle Duolingo’yu çocukların yüzme öğrenirken kullandığı kolluklara benzetmek yanlış olmayacaktır.
Duolingo kullanıcılarına hazırladığı egzersizlerde akıllı cihazların teknik donanımından da faydalanıyor. Örneğin egzersizlerdeki konuşma bölümlerinde mikrofon otomatik olarak aktif hâle geliyor ve kullanıcılardan duydukları cümleyi tekrarlamaları isteniyor. O anda sesli egzersiz yapmak için uygun durumda olmayanlar “Şimdi Değil” yazısına dokundukları takdirde mikrofon kapatılıyor ve 1 saat boyunca çalışmalarda konuşma pratiğine yer verilmiyor.
Duolingo egzersizlerinde konuşmaya ek olarak çeviri, kelime bilgisi, cümle yapısı gibi alanlar üzerinde çalışmayı sağlıyor. Egzersizlerde görsel anlatımlardan, eşleştirme gibi oyun unsurlarından ve çoktan seçmeli gibi geleneksel soru cevaplama yöntemlerinden faydalanılıyor. Her ne kadar adı egzersiz olsa da, Duolingo’daki çalışmalarda kullanıcılara sınırlı sayıda yanlış yapma hakkı tanınıyor. Tüm haklarını tüketen kullanıcılar, egzersizin başına dönmek zorunda kalıyor. Egzersizi tamamlayan kullanıcılar ise gösterdikleri performansa göre belli bir deneyim kazanıyor ve ilerleyen çalışmalar deneyime göre şekillendiriliyor. Kullanıcılar diledikleri takdirde ana ekranda bulunan “Zayıf yönlerimi geliştir” seçeneğine dokunarak doğrudan sıkıntı yaşadıkları alanlar üzerinde çalışabiliyor.
Duolingo’nun 2013’te Apple’ın 2014’te ise Google’ın en iyi mobil uygulamalar listesine girdiğini de ayrıca belirtmekte fayda var.
Duolingo’nun yabancı dil eğitiminde bir öğretmenin yerini tutması pek mümkün değil. Ancak öğretmenle yaptığı çalışmaları desteklemek isteyenler için Duolingo son derece işlevsel bir araç profili çiziyor. Dil denizinde kulaç atmaya başlayanların su üstünde kalmasına yardımcı olan uygulama, kullanıcıların açık sulara daha emin biçimde ilerlemelerini sağlıyor.
