ABD’nin başkent bölgesinde geçici savcılık görevini yürüten Ed Martin, Wikimedia Vakfı’na gönderdiği bir mektupla Wikipedia hakkındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Martin, platformun vergi muafiyeti statüsüne uygun şekilde faaliyet göstermediğini ileri sürdü. Bu iddiasını ABD Vergi Kanunu’nun 501(c)(3) maddesine dayandırarak güçlendirmeye çalıştı. Tüm bunların yanında, Wikipedia’nın yabancı aktörlerin propaganda faaliyetlerine kapı araladığı iddiası da gündeme getirildi.
Martin, iddialarını sadece genel çerçevede bırakmadı; detaylara da indi. Donald Trump tarafından göreve getirilen savcıya göre; Wikipedia, tarihi olayları yeniden yazarak kamuoyunu yanıltabilecek bir platform haline geldi. Bununla birlikte, site üzerinde dış müdahalelerin önüne geçilemediğini de öne sürdü. Her şeye rağmen, Wikimedia Vakfı’nın konuyla ilgili verdiği yanıtlar dikkat çekti.
Wikipedia ABD’de bir süredir sağ çevrelerin hedefinde
Wikimedia Vakfı’nın Genel Danışman Yardımcısı Jacob Rogers, tartışmalara yazılı bir açıklamayla cevap verdi. Rogers, Wikipedia’nın temel ilkelerinin tarafsız bakış açısı, doğrulanabilirlik ve özgün araştırmadan kaçınma olduğunu belirtti. Buna ek olarak, içerik denetiminin yaklaşık 260 bin gönüllü editör tarafından yürütüldüğünü ifade etti. Sürecin açık ve şeffaf olması sayesinde herkesin denetime katılabileceğini de sözlerine ekledi.
Ed Martin’in mektubu, daha geniş bir politik eğilimin parçası olarak da değerlendiriliyor. Özellikle sağ görüşlü grupların son dönemde Wikipedia’ya yönelik eleştirilerinin arttığı gözlemleniyor. Buna örnek olarak Elon Musk’ın geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamalar gösterilebilir. Musk, destekçilerine “Wokepedia’ya bağış yapmayın” çağrısında bulunmuştu.
Ne var ki Wikipedia üzerindeki baskılar yalnızca eleştirilerle sınırlı kalmadı. Forward.com tarafından yayımlanan bir rapora göre, Heritage Foundation, Wikipedia editörlerine yönelik hedefli çalışmalar yürüttü. Raporda, editörlerin içerik üretim süreçlerini etkilemeye yönelik planların detayları yer aldı. Buna rağmen Wikimedia Vakfı editörlerini korumaya yönelik yeni adımlar attı.
Wikimedia Vakfı CEO’su Maryana Iskander, bu tehditlere karşı topluluğu bilgilendirdi. Iskander, dünya genelinde düzenleyici baskıların ve dava tehditlerinin giderek arttığını belirtti. Bunun yanı sıra, editörlerin kimliklerinin korunması için yeni araçlar geliştirdiklerini de açıkladı. Bu sayede gönüllü editörlerin daha güvenli bir ortamda çalışması hedefleniyor.
Öte yandan, Ed Martin’in medya kuruluşlarına yönelik geçmişte de benzer tehditlerde bulunduğu biliniyor. New England Journal of Medicine, CHEST Journal ve Obstetrics and Gynecology dergilerine yönelik iddiaları buna örnek gösterilebilir. Martin, bu kuruluşları da bilimsel tartışmalarda taraflı davranmakla suçlamıştı. Fakat şimdiye kadar bu iddiaların ciddi bir hukuki sonucu olmadığı görülüyor.
Wikipedia’nın açık yapısı, zaman zaman güvenlik açıklarına neden olsa da bilgiye erişimin demokratikleşmesi açısından önemli kabul ediliyor. Buna rağmen platform, her türlü dış müdahaleye karşı kendini daha iyi korumak için çeşitli önlemler almaya çalışıyor. Geliştirilen yeni araçlar ve politikalar, bu mücadelenin önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor. Tüm bunların yanında, platformun geleceği üzerindeki politik baskıların etkisi şimdiden tartışılmaya başlandı.