EğlenceManşetler

Rami Malek’in başrolde olduğu The Amateur 8 Ekim’de Disney+’ta

the amateur

Oscar ödüllü oyuncu Rami Malek’in başrolde yer aldığı The Amateur, sinema gösterimlerini tamamladıktan sonra 8 Ekim’de Disney+’ta izlenebilecek. 20th Century Studios’un imzasını taşıyan yapım, gerilim ve aksiyon unsurlarını bir araya getiriyor. Film, kişisel kayıplar üzerinden şekillenen güçlü bir hikâyeye odaklanıyor.

Charles Heller karakteri, CIA için çalışan zeki bir kriptograf olarak öne çıkıyor. Günlük yaşamında sakin ve sıradan bir düzen sürdürürken, Londra’da yaşanan büyük bir terör saldırısıyla hayatı bir anda değişiyor. Bu saldırı Heller’ın eşinin ölümüne yol açıyor ve karakterin tüm düzenini yıkıyor. Bunun yanı sıra, Heller artık yalnızca bir istihbarat çalışanı değil, aynı zamanda intikam peşinde koşan bir adam haline geliyor. Ne var ki, CIA içindeki yöneticiler onun bu çabasını desteklemiyor.

The Amateur izleyiciyi farklı metropollere götürüyor

Heller, eşinin ölümünden sonra geri adım atmayı düşünmüyor. CIA’in uyarılarına rağmen saldırının sorumlularını bulmak için kendi yolunu seçiyor. Bu noktada, kişisel hesaplaşma ile uluslararası bir kovalamaca iç içe geçiyor. Öte yandan, karakterin azmi hikâyeyi ayakta tutan en önemli unsur olarak karşımıza çıkıyor. Her şeye rağmen Heller, hiçbir engelin kendisini yolundan çevirmesine izin vermiyor.

Film, sadece hikâyesiyle değil, kullandığı mekânlarla da dikkat çekiyor. Heller’ın izini sürdüğü yolculuk, İstanbul’dan Londra’ya, New York’tan başka metropollere uzanıyor. Bu yolculuk, seyirciyi farklı kültürlerle ve atmosferlerle buluşturuyor. İstanbul’un tarihi dokusu özellikle dikkat çeken bölümlerden biri oluyor. Bunun yanı sıra, şehrin enerjisi filme ayrı bir katman ekliyor.

Yönetmen koltuğunda James Hawes oturuyor. Televizyon ve sinema dünyasında deneyimiyle bilinen Hawes, temposu yüksek bir film yaratıyor. Sahne geçişlerindeki dinamizm gerilimi sürekli ayakta tutuyor. Fakat yönetmen, yalnızca aksiyona değil, duygusal derinliğe de önem veriyor. Böylece film sadece kovalamaca sahnelerinden oluşan bir yapıdan sıyrılıyor.

Oyuncu kadrosu filmin atmosferine büyük katkı sağlıyor. Rami Malek’in yanında Laurence Fishburne, Rachel Brosnahan, Jon Bernthal ve Julianne Nicholson gibi isimler yer alıyor. Bu çeşitlilik, karakterlerin çatışmasını daha güçlü hale getiriyor. Bunun yanında, farklı oyunculuk tarzları filmi daha zengin kılıyor. Ek olarak, bu kadro izleyiciye daha dengeli bir deneyim sunuyor.

Film, casusluk türünü kişisel bir trajedi üzerinden yeniden yorumluyor. Heller, yalnızca küresel güvenliği ilgilendiren bir meseleyle değil, kendi acısıyla da mücadele ediyor. Bu bakımdan yapım, klasik ajan filmlerinden ayrışıyor. Yine de aksiyon temposunu koruması, izleyiciyi sürekli bağlı tutuyor. Bu denge, filmi türünün içinde farklı bir noktaya taşıyor.

Gerçekçi atmosfer, filmin en güçlü taraflarından biri olarak öne çıkıyor. Mekân seçimleriyle izleyici adeta sahnelerin içine çekiliyor. Bu sayede Heller’ın yaşadığı kayıp ve verdiği mücadele daha yakından hissediliyor. Tüm bunların yanında filmin teknik detaylardaki titizliği de göze çarpıyor. Öte yandan, kullanılan görsel dil hikâyeyi daha inandırıcı kılıyor.