Apple’ın iPhone 16e modeliyle birlikte kullanıma sunduğu C1 modem, şirketin ilk kendi geliştirdiği 5G çözümü olarak dikkat çekmişti. İlk testlerde oldukça iyi performans gösteren bu modem, Qualcomm’un yıllardır pazarda egemenliğini sürdürdüğü alana iddialı bir giriş yapmıştı. Fakat bu tablo Qualcomm tarafından desteklenen bir araştırmayla gölgelenmiş görünüyor. Qualcomm, Apple C1 modeminin performansını sorgulatan yeni bir karşılaştırmalı test çalışması yaptırdı.
Bu çalışmayı gerçekleştiren firma ise Cellular Insights. Qualcomm’un maddi desteğiyle hazırlanan bu testte, Apple’ın C1 modemiyle donatılmış iPhone 16e modeli, Qualcomm modem taşıyan iki Android telefonla karşılaştırıldı. Test sonuçlarına göre Android cihazlar, hem indirme hem de yükleme hızlarında açık farkla önde çıktı. İndirme hızlarında yüzde 34’ü, yükleme hızlarında ise yüzde 90’a varan performans farkı olduğu ifade edildi.
Qualcomm tarafından finanse edilen test bazı soru işaretlerini beraberinde getiriyor
Bu rakamlar ilk bakışta Qualcomm lehine oldukça çarpıcı. Fakat raporun hazırlanış biçimi ve veri toplama süreci bazı soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Cellular Insights, bu rapordan önceki son yayınını 2017 yılında yapmış bir kuruluş. Yani sekiz yıldır hiçbir teknik inceleme veya performans karşılaştırması yayımlamayan bir kaynak söz konusu.
Bunun yanında, daha önce Ookla tarafından yapılan bağımsız bir test çalışması da bulunuyor. Bu çalışmada Apple C1 modem, pek çok senaryoda Qualcomm modemlerine karşı daha istikrarlı bir performans sergilemişti. Özellikle günlük kullanımda, teorik maksimum hızlar yerine sürdürülebilir performansın daha önemli olduğu belirtilmişti. Bu da C1 modeminin pratikte daha avantajlı olduğu anlamına geliyordu.
Her ne kadar Qualcomm’un desteklediği testte farklı sonuçlar elde edilmiş olsa da, test metodolojisinin detayları net şekilde açıklanmış değil. Hangi koşullarda, hangi operatör altyapısı altında testlerin yapıldığı bilinmiyor. Buna ek olarak, cihazların anten yerleşimi gibi fiziksel farklılıkları da sonuçları etkileyebilir. Tüm bu eksikler, çalışmanın güvenilirliğini zedeliyor.
Apple’ın C1 modemi, daha ilk neslinde bu düzeyde bir rekabet ortaya koyabiliyorsa, bu durum dikkatle analiz edilmeyi hak ediyor. Apple’ın kendi donanımını tasarlama yönündeki çabaları uzun süredir biliniyor. Bu sayede hem maliyet kontrolü sağlanıyor hem de yazılım ile donanım daha uyumlu hale getirilebiliyor. Tüm bunların yanında Qualcomm ile olan lisans anlaşmalarının da kademeli olarak sonlanacağı düşünülüyor.
Ne var ki, Qualcomm yıllardır modem teknolojisinde lider konumda ve bu alanda geniş bir Ar-Ge birikimine sahip. Üstelik Android ekosistemindeki onlarca üreticiyle çalışıyor olması, gerçek dünya testlerinde avantaj sağlamasına neden olabiliyor. Bununla birlikte, Apple’ın C1 modemini yalnızca kendi cihazları için optimize etmesi, performansı farklı bir düzlemde değerlendirilebilir kılıyor. Bu bağlamda doğrudan kıyaslamalar çoğu zaman eksik ya da hatalı olabilir.
Test sonuçlarını değerlendirirken yalnızca hız odaklı yaklaşmak yerine, bağlantı kararlılığı, enerji verimliliği ve termal performans gibi kriterleri de hesaba katmak gerekiyor. Çünkü bir modem yalnızca hızlı olduğu için tercih edilmiyor. Telefonun pil ömrünü nasıl etkilediği ya da sinyalin zayıf olduğu yerlerde nasıl davrandığı da önemli. Bu tür detaylı veriler ise Qualcomm’un finanse ettiği çalışmada yer almıyor.
C1 modem ile ilgili bağımsız ve daha şeffaf analizler yapılmadığı sürece, Qualcomm’un sunduğu verilerin mutlak doğru kabul edilmesi zor. Gerçek kullanıcı deneyimlerini ve tarafsız test sonuçlarını içeren yeni çalışmalar, bu tartışmayı daha sağlıklı bir zemine taşıyacaktır. Özellikle ağ koşullarının ve cihaz tasarımlarının büyük rol oynadığı mobil bağlantı alanında, kapsamlı ve bağımsız incelemeler şart. Bu nedenle daha fazla veriye ve farklı kaynaklara ihtiyaç duyulduğu açık.