Teknoloji

Eski Meta yöneticisi ve İngiliz siyasetçiden dikkat çeken yapay zekâ açıklaması

nick clegg

Yapay zekâ teknolojilerinin nasıl geliştirileceği kadar, hangi verilerle geliştirileceği de giderek daha büyük tartışmalara yol açıyor. Bu tartışmaların odağında ise içerik üreticilerinin hakları ve onların eserlerinin izinsiz kullanımı var. İngiltere’de devam eden yasal düzenleme süreçleri, bu tartışmayı artık politika düzeyine taşımış durumda. Eski İngiltere Başbakan Yardımcısı ve Meta yöneticisi Nick Clegg tarafından yapılan açıklamalar da bu bağlamda dikkat çekiyor.

Clegg, sanatçıların yapay zekâ eğitimi için içeriklerinin kullanılmasına onay vermesi gerektiği yönündeki görüşlere mesafeli yaklaşıyor. Ona göre, bu tür bir sistem teoride haklı görünse de uygulamada mümkün değil. Özellikle büyük dil modellerinin milyonlarca hatta milyarlarca içerikle eğitildiğini vurgulayan Clegg, bu hacimde bir veriyi kullanmadan önce izin istemenin imkânsız olduğunu söylüyor. Bu nedenle de böyle bir şartın getirilmesinin sektörü tamamen durdurabileceğini dile getiriyor.

Nick Clegg: Sanatçılardan tek tek izin istemek yapay zekâ gelişimini sekteye uğratır

Clegg’e göre, içerik üreticilerine esnek bir geri çekilme (opt-out) hakkı tanınabilir, fakat önceden onay alma zorunluluğu gerçekçi değil. Çünkü içerikler çoğu zaman internetin farklı köşelerinde dağınık şekilde yer alıyor. Kimin hangi içeriğin sahibi olduğu, hangi eserin hangi kurallara tabi olduğu her zaman açık biçimde anlaşılmıyor. Bu karışıklığın üzerine bir de bireysel izin süreci eklendiğinde yapay zekâ şirketlerinin veriye ulaşması neredeyse imkânsız hale gelebilir.

İngiltere Parlamentosu’nda gündeme gelen yasa tasarısı da tam bu tartışmanın ortasında yer alıyor. “Veri (Kullanım ve Erişim) Yasa Tasarısı”na eklenmek istenen bir değişiklik, şirketlerin hangi telifli eserleri yapay zekâ modellerini eğitirken kullandıklarını açıklamalarını zorunlu kılmayı amaçlıyordu. Bu öneriye yüzlerce sanatçı, yazar ve gazeteci destek verdi. Elton John’dan Dua Lipa’ya kadar pek çok isim, eserlerinin şeffaf biçimde kullanılması gerektiğini savundu.

Teklif, sinema yapımcısı ve Lordlar Kamarası üyesi Beeban Kidron tarafından meclise sunuldu. Buna rağmen, geçtiğimiz günlerde Parlamento’da yapılan oylamada değişiklik önerisi reddedildi. Teknoloji Bakanı Peter Kyle, hem yaratıcı endüstrilerin hem de yapay zekâ sektörünün birlikte büyümesinin ülke ekonomisi için elzem olduğunu vurguladı. Yani hükümet, iki taraf arasında denge kurmaya çalışıyor.

Fakat yaratıcı kesim, şeffaflık talebinde ısrarcı. Kidron, The Guardian’daki yazısında mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Yapay zekâ firmalarının hangi içerikleri eğitime dahil ettiğini açıklamak zorunda kalmaları durumunda, telif hakkı ihlallerinin azalacağını savundu. Böylece hem hak sahipleri korunacak hem de sektör daha düzenli işleyecek.

Clegg’in görüşleri, teknoloji şirketlerinin bakış açısını yansıtırken; sanatçılar ve içerik üreticileri daha fazla kontrol talep ediyor. Bu durum, iki taraf arasında kolay çözülemeyecek bir görüş ayrılığına işaret ediyor. Üstelik konu sadece İngiltere’yi değil, benzer tartışmaların sürdüğü Avrupa Birliği ve ABD’yi de ilgilendiriyor. Telif haklarının yapay zekâ çağında nasıl korunacağı, önümüzdeki dönemde daha fazla gündeme gelecek gibi görünüyor.