Microsoft, kurumsal güvenliğin daha karmaşık hâle geldiği günümüzde Güvenlik Mağazası adını verdiği yeni bir platformu duyurdu. Bu platform, işletmelerin SaaS tabanlı çözümlerini ve yapay zekâ destekli ajanlarını tek merkezden edinmesine olanak tanıyor. Şirketler farklı sağlayıcılar arasında dağılmak yerine artık ihtiyaçlarını doğrudan Microsoft ekosistemi içinden karşılayabiliyor.
Güvenlik Mağazası’nın ana hedefi, işletmelerin güvenlik altyapısını hızla genişletmesini kolaylaştırmak. Bu yapının Microsoft Sentinel ürünüyle güçlü bir bağlantısı bulunuyor. Tüm bunların yanında Security Copilot desteği, tehditlere karşı daha hızlı yanıt verilmesine yardımcı oluyor. Bu bağlamda, platformun yalnızca yazılım değil aynı zamanda operasyonel hız kazandırdığı görülüyor. Dolayısıyla şirketler hem zaman hem de maliyet açısından avantaj elde ediyor.
Microsoft güvenlik ekosistemini ortak çözümlerle genişletiyor
Platformun içinde yalnızca Microsoft’un yazılımları yer almıyor. Darktrace, Illumio, Netskope, Perfomanta ve Tanium gibi güvenlik alanında bilinen markalar da kendi çözümleriyle katkıda bulunuyor. Bunun yanı sıra, her bir ürün Microsoft’un güvenlik çerçevesine uyumlu olacak şekilde düzenleniyor. Böylelikle kimlik yönetimi, cihaz güvenliği, tehdit tespiti ve veri koruması gibi farklı alanlarda çok yönlü bir içerik oluşuyor. Bu çeşitlilik, kurumlara farklı risk alanlarını aynı merkezden yönetme fırsatı sağlıyor.
Güvenlik Mağazası’nda sunulan çözümler yalnızca çeşitlilik açısından değil, entegrasyon kolaylığıyla da öne çıkıyor. Microsoft Defender, Entra, Purview ve Copilot gibi hizmetlerle uyumlu çalışan ürünler, kurulum aşamasında ek bir yük getirmiyor. Bunun yanında, mevcut sistemlere hızlıca entegre edilmesi sayesinde kurumların iş sürekliliği korunuyor. Her ne kadar farklı sağlayıcıların ürünleri bir araya gelmiş olsa da, Microsoft’un sunduğu uyumlu altyapı bu geçişleri sorunsuz kılıyor. Tüm bunların yanında, kurumların güvenlik operasyonları daha kolay ölçekleniyor.
Şirketin dikkat çekici adımlarından biri, güvenlik ekiplerinin kendi yapay zekâ ajanlarını oluşturabilmesi. Bu süreçte herhangi bir kodlama bilgisi gerekmiyor, yalnızca yönergelerle yeni bir ajan tasarlanabiliyor. Geliştirilen ajanlar, doğrudan Güvenlik Mağazası üzerinden diğer kullanıcılarla paylaşılabiliyor. Böylece, kurumlar kendi ihtiyaçlarına özel çözümleri geliştirme imkânı buluyor. Buna rağmen, esneklik arttıkça yönetim zorluklarının da ortaya çıkabileceği unutulmamalı.
Kurumların kendi yapay zekâ ajanlarını geliştirebilmesi, güvenlik stratejilerini özelleştirmelerine kapı açıyor. Buna ek olarak, benzer ihtiyaçlara sahip diğer kurumların bu ajanlardan faydalanabilmesi sektörde iş birliğini teşvik ediyor. Fakat, bu özgürlük güvenlik açıklarının doğma ihtimalini de beraberinde getirebiliyor. Dolayısıyla bu yeni araçların dikkatle planlanması gerekiyor. Her şeye rağmen, bu özellik işletmelerin güvenlik yaklaşımında kayda değer bir esneklik sunuyor.
Güvenlik Mağazası’nın işletmelere sağladığı en büyük katkılardan biri, satın alma süreçlerini kolaylaştırması. Normal şartlarda farklı sağlayıcıların ürünleri için uzun sözleşme görüşmeleri yapılması gerekebiliyor. Ne var ki, bu yeni sistem ile işletmeler ihtiyaç duyduğu çözümleri hızla temin edebiliyor. Ek olarak, entegrasyon süresi kısaldığı için güvenlik ekipleri zaman baskısından kurtuluyor. Böylece verimlilik kaybı yaşanmadan yeni çözümler kullanılabiliyor.
Tüm bunların yanı sıra Güvenlik Mağazası, güvenlik pazarındaki rekabeti de farklı bir seviyeye taşıyor. Rakip şirketlerin benzer platformlar sunmaya çalıştığı biliniyor. Fakat Microsoft’un geniş ekosistemi ve ürün çeşitliliği, bu noktada güçlü bir avantaj oluşturuyor. İşletmeler için çeşitlilik, uyum ve hızın tek merkezden sağlanması dikkat çekici bir tercih hâline geliyor. Buna rağmen, nihai etkinin nasıl olacağı kullanıcıların tercihleriyle belirlenecek.
Her ne olursa olsun, Güvenlik Mağazası kurumsal güvenlikte yeni bir kullanım modeli getiriyor. SaaS çözümlerini ve yapay zekâ ajanlarını tek çatı altında toplaması, özellikle Microsoft altyapısına yatırım yapan işletmeler için büyük kolaylık sunuyor. Öte yandan, bu merkezileşme işletmelere hızlı çözüm sağlarken sorumluluklarını da artırıyor. Kurumlar, farklı çözümleri doğru biçimde yönettikleri sürece bu platformdan maksimum fayda görebilecek.
