Teknoloji

Donald Trump’ın eski danışmanı Meta’nın yönetim kuruluna katılıyor

meta ai

Meta, 15 Nisan itibarıyla yönetim kuruluna iki yeni ismin katılacağını açıkladı. Katılan isimlerden biri teknoloji girişimciliğiyle öne çıkan Patrick Collison olurken, diğeri siyasi geçmişiyle dikkat çeken Dina Powell McCormick oldu. Şirketin bu iki ismi yönetim kadrosuna dahil etmesi, yalnızca iş dünyasıyla sınırlı olmayan, aynı zamanda siyasi etkileşimler taşıyan bir yönelimi de işaret ediyor.

Patrick Collison, finansal teknoloji şirketi Stripe’ın kurucu ortağı ve CEO’su olarak biliniyor. Kardeşiyle birlikte kurduğu bu şirket, dünya genelinde ödeme sistemleri alanında önemli bir oyuncu konumuna geldi. Collison aynı zamanda biyoteknoloji ve bilimsel araştırmalar alanında faaliyet gösteren Arc Institute’un da kurucuları arasında yer alıyor. Teknoloji dünyasındaki bu çok yönlü deneyimi, Meta’nın dijital hizmetler alanındaki stratejik kararlarına katkı sağlayabilir.

Dina Powell McCormick ise Goldman Sachs’ta uzun yıllar yöneticilik yapmış, devletle iş dünyası arasındaki geçişleri ustalıkla yönetmiş bir isim. Bankanın küresel egemen yatırım birimini yöneten McCormick, aynı zamanda ABD hükümetinde de birçok görev üstlendi. En dikkat çeken görevi, Donald Trump’ın ilk başkanlık döneminde Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcılığıydı. Bu görevinde özellikle Orta Doğu politikalarının şekillendirilmesinde aktif rol oynadı.

Powell McCormick’in kamu hizmetindeki kariyeri Trump dönemiyle sınırlı değil. George W. Bush yönetimi sırasında da çeşitli diplomatik görevlerde yer aldı. Eğitim ve kültürel ilişkilerden sorumlu dışişleri bakan yardımcılığı gibi pozisyonlarda çalıştı. Bu süreç, onun Amerikan dış politikası ve kamu diplomasisi konularında geniş bir birikime sahip olduğunu gösteriyor.

McCormick’in aynı zamanda Cumhuriyetçi senatör Dave McCormick ile evli olması da dikkat çeken bir detay. Bu durum, onun Cumhuriyetçi çevrelerle olan yakın ilişkisini daha görünür kılıyor. Meta gibi politik ve sosyal etkisi yüksek bir teknoloji şirketi için bu tür bağlantıların önemi yadsınamaz. Şirketin, siyasi manevralara hazırlıklı olmak adına bu tür profilleri yönetim katına alması olası bir stratejik hamle olarak değerlendiriliyor.

Meta yönetim kurulunda muhafazakâr isimlerin sayısı artıyor

Meta CEO’su Mark Zuckerberg, yaptığı açıklamada bu iki ismin şirket için değerli katkılar sunacağını belirtti. Collison’ın ekonomik fırsatları genişletme konusundaki kararlılığına vurgu yapan Zuckerberg, McCormick’in ise girişimcilik ve ekonomik kalkınma konularındaki tecrübesine dikkat çekti. Bu açıklamalar, yeni üyelerin sadece vitrin değil, karar alma süreçlerine etkili biçimde katılacakları mesajını veriyor. Meta’nın yönetim kurulunu çeşitlendirme yönünde attığı bu adım, gelecekteki politika ve yatırım kararlarını da şekillendirebilir.

Tüm bunların yanında Meta’nın son dönemdeki yönetim kurulu tercihleri dikkat çekici bir yönelimi ortaya koyuyor. Ocak ayında UFC CEO’su Dana White’ın da yönetime katılması, bu değişimin erken sinyallerinden biri olmuştu. White’ın Donald Trump ile olan yakın ilişkisi ve seçim dönemindeki desteği bilinen bir gerçek. Bu durum, Meta’nın son dönemde muhafazakâr çevrelere daha fazla yakınlaştığı yönündeki yorumları da beraberinde getiriyor.