Meta’nın Facebook’un kullanıcıların ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyan iç araştırmaları sonuçlar olumsuz çıkınca durdurduğu ve yayımlamadığı iddia ediliyor. Reuters tarafından aktarılan ve ABD’de çeşitli okullar tarafından sosyal medya şirketlerine karşı açılan toplu dava dosyalarında yer alan bilgilere göre, Meta özellikle depresyon, anksiyete ve yalnızlık düzeylerinde azalma tespit eden bulguları kamuoyuyla paylaşmamayı tercih etti.
İddialara göre Meta, 2020 yılında “Project Mercury” adını verdiği araştırma kapsamında Nielsen adlı araştırma firmasıyla iş birliği yaparak Facebook kullanımının bırakılmasının kullanıcılar üzerindeki etkilerini incelemeye başladı. Elde edilen ilk bulgular, platformdan uzak duran bireylerin daha düşük düzeyde depresyon, sosyal karşılaştırma ve yalnızlık yaşadığını ortaya koydu. Ancak dava belgelerinde yer alan ifadeye göre, Meta bu sonuçların şirketin medya algısıyla “ön yargılı” bir şekilde örtüştüğünü öne sürerek projeyi sonlandırdı ve sonuçların yayımlanmasını engelledi.
Meta: Davadaki suçlamalar “yanıltıcı görüşler” içeriyor
Meta’nın iç yazışmalarında bazı çalışanların bulgulara olumlu yaklaştığı da dikkat çekiyor. Bir araştırma çalışanı, çalışmanın “sosyal karşılaştırma üzerinde doğrudan etkisi olduğunu gösterdiğini” belirtirken, bir diğeri bulguları tütün endüstrisinin sigaraların zararlarını bilmesine rağmen kamuoyundan gizlemesine benzetti.
Meta ise iddialara karşı yaptığı açıklamada, on yılı aşkın süredir ailelerin görüşlerini dinlediklerini, gençlerin güvenliği için önemli adımlar attıklarını ve araştırmalar yürüttüklerini savundu. Şirket, bu davadaki suçlamaların “yanıltıcı görüşler ve bağlamından koparılan ifadeler” içerdiğini belirtti. Meta, söz konusu iddialara dayanak oluşturan belgelerin kapsamının çok geniş olduğunu öne sürerek mahkemeye belgelerin kamuya açıklanmaması yönünde talepte bulundu.
Bu arada, söz konusu dava ABD’nin Kaliforniya Kuzey Bölgesi’nde yürütülüyor ve ülke genelindeki yüzlerce okul bölgesinin şikâyetlerini kapsıyor. Davaya ilişkin bir sonraki duruşmanın 26 Ocak’ta yapılması bekleniyor. Belgelerin kamuya açıklanıp açıklanmayacağına bu duruşmada karar verilecek.
Meta daha önce de benzer iddialarla gündeme gelmişti. 2023 yılında 41 ABD eyaleti ve Washington DC, şirketin özellikle genç kullanıcılar arasında bağımlılık ve ruh sağlığı sorunlarına yol açtığı gerekçesiyle dava açmıştı. O davada da Meta’nın iç araştırmalarının kamuoyuna açıklanmasının engellenmeye çalışıldığı mahkeme kayıtlarına yansımıştı.
Tüm bunlara ek olarak, sosyal medya kullanımının çocuk ve gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olası olumsuz etkileri dünya genelinde daha fazla gündeme geliyor. Son olarak Malezya da18 yaş altı bireylerin sosyal medya kullanımına kısıtlama getirme planlarını değerlendirmeye başladı. Daha önce Avustralya ve Danimarka’dan benzer hamleler gelmişti. Bu gelişmeler, sosyal medya platformlarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin daha şeffaf biçimde ele alınması gerektiği yönündeki çağrıların daha da artmasına neden oluyor.







