Kodak, uzun bir aradan sonra Kodacolor 100 ve Kodacolor 200 adlı iki yeni renkli fotoğraf filmini tanıttı. Şirket, bu filmleri ilk kez doğrudan dağıtım modeliyle piyasaya sunarak 2012’deki ayrılıktan bu yana Kodak Alaris ile yürüttüğü ortak dağıtım sürecine son verdi. Bu adım, Kodak’ın üretim ve satış zincirinde yeniden kontrol sağlamayı amaçladığını gösteriyor. Yeni ürünlerin tanıtımıyla birlikte şirket, hem üretim kapasitesini artırmayı hem de film pazarındaki arz dengesini korumayı hedefliyor.
Kodak, tanıtımında Kodacolor serisini tamamen yeni bir film türü olarak değil, mevcut film yapılarının alt markaları şeklinde tanımladı. Bu nedenle Kodacolor 100’ün teknik açıdan ProImage 100’e, Kodacolor 200’ün ise ColorPlus 200’e dayandığı düşünülüyor. Filmler, 35 milimetre formatta ve 36 pozluk rulolar halinde satışa çıktı. Her iki film de doygun renkler, ince gren yapısı ve geniş pozlama toleransı ile karakterize ediliyor. Kodak, bu seriyi hem yeni başlayan fotoğrafçılara hem de analog film deneyimini uygun maliyetle sürdürmek isteyen kullanıcılara yönelik olarak konumlandırdı.
Şirketin Rochester, New York tesisinde yaptığı üretim hattı yatırımları, bu kararda önemli bir etken olarak öne çıkıyor. Kodak, 2024 yılı sonunda tesisinde geniş çaplı modernizasyon çalışmaları yürütmüş ve üretime kısa süreli ara vermişti. Bu yatırımlar sonucunda film üretim kapasitesi artırıldı, dağıtım süreleri kısaltıldı ve tedarik zinciri güçlendirildi. Böylece şirket, artan film talebine daha hızlı yanıt verebilme olanağı elde etti. Bunun yanında, doğrudan dağıtım sayesinde aracı maliyetlerinin azalması bekleniyor.
Kodak üretim ve dağıtım sürecinde yeniden denge kuruyor
Kodak, 2012 yılındaki yeniden yapılanmanın ardından film dağıtımını Kodak Alaris üzerinden yürütüyordu. Ancak film fiyatlarının son yıllarda yüzde 50’nin üzerinde artması, kullanıcıların erişimini zorlaştırmıştı. Yeni dağıtım modeliyle şirket, fiyat dalgalanmalarını sınırlamayı ve daha istikrarlı bir pazar yapısı kurmayı amaçlıyor. Kodacolor 100 ve Kodacolor 200’ün fiyatı, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’daki satış noktalarında yaklaşık 9 dolar olarak belirlendi. Bu seviyenin, analog fotoğrafçılıkla yeni ilgilenmeye başlayan kullanıcılar için erişilebilir bir seçenek sunacağı öngörülüyor.
Filmler, şu anda yurt dışında B&H, CineStill ve Unique Photo gibi perakende mağazalarında satışta yer alıyor. Kodak’ın doğrudan dağıtım kararı, perakendecilerle daha kısa tedarik zincirleri kurmasına da olanak sağladı. Bu durum, ürünlerin daha geniş bölgelere daha hızlı ulaşmasına yardımcı oluyor. Şirket, önümüzdeki aylarda Avrupa pazarına da giriş yapmayı planlıyor. Böylece Kodak, yıllar sonra küresel film pazarındaki konumunu yeniden güçlendirme yönünde adımlar atıyor.
Tüm bunların yanı sıra Kodak, üretim süreçlerinde enerji verimliliğini artıran yeni kimyasal karışımlar ve atık azaltma uygulamaları üzerinde de çalışıyor. Bu kapsamda geliştirilen yöntemlerin, hem çevresel etkilerin azaltılmasına hem de üretim maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlaması bekleniyor. Şirket, analog fotoğrafçılığın yeniden popülerleştiği dönemde bu teknolojik yatırımlarla pazarın sürdürülebilirliğini hedefliyor.