İncelemelerManşetler

iPad Pro 11 İncelemesi

ipad pro 11 inceleme

Apple’ın 2015’in sonlarında başlayan iPad Pro yolculuğu, ekim ayının hemen sonunda duyurulan iki yeni nesil tabletle birlikte devam ediyor. Bu yılın modelleri hem tasarım hem de özellikler bakımından seleflerine göre radikal değişiklikler içeren ürünler oldu. Daha büyük ekranlı, yani 12.9 inç iPad Pro, ekran büyüklüğünü korur hâlde yeniden karşımızda. Ancak bu sefer seleflerine göre çok daha küçük bir yüzey alanıyla geliyor. Geçen yılın ortalarında gördüğümüz 10.5 inç iPad Pro’nun yerini ise 11 inç ekranlı yeni bir iPad Pro aldı. Bu model de, büyüyen ekranına rağmen selefiyle hemen hemen aynı yüzey alanıyla karşımıza çıkıyor.

Apple, iPad Pro’ların sıradan bir dizüstü bilgisayarın gerçekleştirdiği birçok işi yerine getirebileceğini öne sürüyor. Son zamanlarda bu mesajı sıklıkla işliyor. Yeni nesil tabletlerle birlikte de aynı mesaj verilmeye devam ediliyor. Uzun soluklu iPad Pro kullanıcısıyız. Daha önce farklı ekran büyüklüklerine sahip iPad Pro’ları test ettik, deneyimledik ve kullandık. Gerçekten de dışarıda, birçok işte ve ortamda Apple’ın profesyonel tabletleri birçok işi rahatlıkla yerine getirme fırsatı sundu. Şimdiyse elimizde 11 inç ekranlı iPad Pro var. Bu tablet için de aynı durum geçerli mi? Bir süredir 11 inç ekranlı, sadece Wi-Fi bağlantılı ve 1 TB kapasiteli iPad Pro’yu, yeni nesil Apple Pencil ile birlikte kullanıyoruz. iPad Pro 11 inceleme yazısında, Apple’ın 11 inç ekranlı yeni nesil tabletiyle ilgili düşüncelerimizi ve deneyimlerimizi bulacaksınız.

Galeri: iPad Pro 11 İncelemesi
[tg_gallery_slider gallery_id=”189390″]

iPad Pro 11 inceleme: Tasarım

Apple’ın 2018 model iPad Pro’lara gelinceye kadar, son birkaç yıldır çıkardığı tabletlere baktığımızda, bunların 2013 yılında çıkan iPad Air’ın izinden gittiğini görürüz. İlk nesil iPad’lerinkine göre daha ince olsa da, dikkate değer bir alana sahip ekran çerçevesi, ekranın altında Ana ekran düğmesi, hafifçe kavis yaparak kenarlara kesintisiz biçimde uzanan düz arka yüzey… Tüm bu unsurlar yıllardır gördüğümüz iPad modellerinde ortaktır. Ne klasik iPad, ne de iPad Pro için durum değişmemiştir. Yeni iPad Pro ile birlikte yepyeni bir tasarım diline geçiş yapılıyor.

ipad pro 11 inceleme

Apple, yeni nesil iPad Pro’ların köşelerindeki kavisi biraz daha artırmış. Böylelikle yeni tabletler seleflerine göre daha yumuşak bir görünüme sahip. Aslında bu şekilde biraz da yeni nesil iPhone’larla da benzerlik kurulmuş oluyor. Anlayacağınız, tasarımda modernlik ve zamanın ruhu yakalanıyor. iPhone’lardan alınan bir başka unsur da, cihazın gövdesinin kavisli köşeleriyle uyum gösteren kavisli köşelere sahip ekran oluyor. Apple, bu ekranı Liquid Retina olarak adlandırıyor.

Liquid Retina ekranın etrafını saran çerçevenin genişliği, önceki nesil iPad Pro’lardakine göre daha düşük. Bu durum, 12.9 inç iPad Pro’nun yüzey alanının selefininkine göre, yüzde 25’e varan oranda daha küçük olmasını sağlıyor. 11 inç ekranlı iPad Pro’nun ise selefi 10.5 inç iPad Pro ile hemen hemen aynı yüzey alanında gelmesini mümkün kılıyor. Hatta iPad Pro 11’in selefinden çok az daha küçük olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan her tarafında aynı genişliği sunan ekran çerçevesi, tableti dilediğiniz yönde tutup kullanmanıza olanak sağlıyor. Eğer isterseniz, tableti ters tutup kullanın, sorun değil. Bunu yaptığınızın farkına varmayacaksınız bile.

ipad pro 11 inceleme

Yeni iPad Pro’larda kaybolan önemli bir unsur da Ana ekran düğmesi oluyor. Apple, geçen yıl iPhone X ile birlikte başlattığı çizgiyi bu yıl üst sınıf profesyonel tablet serisinde de devam ettiriyor. Ana ekran düğmesinin kalkması, aynı zamanda Touch ID’ye de elveda anlamına geliyor. Bu kimlik doğrulama sisteminin yerini de iPhone’larda olduğu gibi Face ID alıyor. Face ID sistemi iPhone’larda ekran alanından fedakârlık edilmesini gerekli kılıyor olabilir. Ancak tabletlerde düzgün kullanım biraz olsun ekran çerçevesi gerektirdiği için, Face ID için ekrandan belirli bir alanın işgal edilmesi gerekmiyor. Her tarafta eşit kalınlığa sahip ekran çerçevesi içinde Face ID kamera sistemi rahatlıkla yer bulabiliyor.

2018 model iPad Pro’nun bir başka önemli tasarım değişikliğinin de kenarlarda olduğunu görüyoruz. Dört bir yanda kenarlar, ön ve arka yüzeyleri dik biçimde kesiyor. Yukarıda belirttiğimiz, arkada kenarlara doğru hafif kavis yapıp uzanan bütünleşik yapı artık yok. Aslında bu yeni tasarım ergonomik açıdan eskisine göre bir dezavantaj oluşturuyor gibi görünebilir. Ancak hem 11 inç hem de 12.9 inç tabletlerin kalınlığı sadece 5.9 milimetre olduğu için, cihazın kenarlarındaki keskinlik kullanımda herhangi bir sıkıntı yaratmıyor. İnce profili sayesinde ara sıra sanki elimizde bir kağıt parçası tutuyormuşuz hissine de kapılmadık değil.

ipad pro 11 inceleme

Kenarlarda değişen sadece tasarım değil. Aynı zamanda giriş ve çıkışlarda da birtakım farklılıklar var. Öncelikle aynı kalanlardan bahsedelim. Güç butonu her zaman alıştığımız yerde, sağ üst köşede yer alıyor. Ses tuşları da sağ kenarda, üste yakın bir noktaya yerleştirilmiş. İster yatay, ister düşey biçimde kullanın, tüm bu tuşlara rahatlıkla erişiyorsunuz. iPad Pro’ların alamet-i farikası hâline gelen dört hoparlörlü ses sistemi varlığını korumayı sürdürüyor. Kısa kenarlara karşılıklı olarak yerleştirilmiş ikişer hoparlörle güçlü ve stereo ses çıkışı sunuluyor.

Daha önce Lightning portu gördüğümüz yerde artık USB-C portunu görüyoruz. Apple, dizüstü bilgisayarın yerini almayı amaçlayan bu tabletinde en sonunda dizüstü bilgisayarlarda görmeye epey alıştığımız portu ekliyor. Bu durum 2018 model iPad Pro’lara geçiş yapmak isteyenlerin aksesuarlar için de yatırım yapmaları gerekeceği anlamına geliyor. Eğer bir MacBook ya da MacBook Pro sahibiyseniz ve elinizde USB-C aksesuarları varsa, bunları iPad Pro ile de kullanabilirsiniz.

ipad pro 11 inceleme

Lightning portunun gidişi ve USB-C portunun gelişi dışındaki bir diğer önemli değişiklik ise kulaklık jakının kalkması oluyor. Yaklaşık iki yıl önce iPhone’larında 3.5mm kulaklık jakını kaldırarak cesur bir adım atan Apple, aynı hamleyi şimdi tabletinde yapıyor. Kablosuz kulaklıklar veya USB-C uçlu kablolu kulaklık modelleri eskisine göre daha yaygın, ancak iPad Pro gibi üretkenliğin ön planda olduğu bir tablette kulaklık jakının tutulması iyi olabilirdi. Belki Apple, ince profili yakalamak amacıyla kulaklık jakından vazgeçmiştir. Bu arada arzu edenler, Apple’ın piyasaya sunduğu USB-C – 3.5mm kulaklık jakı adaptörünü edinebilir, böylelikle klasik uçlu kablolu kulaklıklarını kullanmaya devam edebilir.

Arka tarafta 12 megapiksel kamera hatırı sayılır bir çıkıntıya sahip. Bu durum tabletin bir yüzeye konulduğunda hafif de olsa eğik biçimde durmasına neden oluyor. Ancak tabletin yüzey alanı geniş olduğu için, duruşta herhangi bir kararsızlık yok. Yani tabletin bir ucuna bastırdığınızda oynamıyor, sabit biçimde durmaya devam ediyor. Kameranın altında mikrofon ve dört renkli True Tone LED flaşı görüyoruz. Öte yandan üst ve alt kenarlarda anten çizgileri dikkat çekiyor. Bu açıdan iPhone 7’yi andırdığını söylememiz gerek. Apple logosu da dikkat çekecek biçimde duruyor. Önceki nesil iPad Pro’larda kenarda yer alan Smart Connector bağlantı birimi ise şimdi arkada, alt kenara yakın bir konumda bulunuyor.

Öte yandan unutmadan, iPad Pro’nun ses tuşlarının olduğu kenarda gri renkli ince bir şerit mevcut. Burası Apple Pencil’ın eşleştirildiği ve şarj edildiği alan. Güçlü bir mıknatısın olduğu bu alan, kullanmadığınız zamanlarda Apple Pencil’a ev sahipliği yapıyor. Apple Pencil buraya tutturulmuşken iPad Pro’yu elinize alsanız bile, tabletin düşmeden durduğunu ve normal kullanıma izin verdiğini göreceksiniz.

iPad Pro 11 inceleme: Donanım ve Performans

Elimizdeki daha küçük boyutlu iPad Pro modelinin ekranı, Apple tarafından Liquid Retina olarak adlandırılıyor. Apple, iPhone XR’de olduğu gibi bu telefonda da LED arka aydınlatmalı IPS LCD ekran kullanıyor. Ve akıllı telefonunun ekranı gibi, tabletinin ekranının da cihazın kavisli köşeleriyle uyum göstermesi için; hassas biçimde işlenmiş cam kullanımı, gelişmiş piksel maskeleme ve piksel altı yumuşatma gibi yöntemlere başvurmuş. Sonuç olarak köşeler düzgün, çarpıklıktan arındırılmış biçimde görüntü sunmayı başarıyor.

ipad pro 11 inceleme

11 inç ekran 2388 x 1668 piksel çözünürlüğe sahip. 264 ppi piksel yoğunluğuyla Apple’ın iPad’leri için belirlediği Retina ekran koşulunu sağlıyor. Yani optimum kullanım uzaklığından bakıldığında piksellerin fark edilmediği bir görünüm elde ediliyor. Ekran ve üstünü örten cam panel birleşik biçimde tasarlandığı için kusursuz bir görünüm elde ediliyor. Ayrıca bu sayede Apple Pencil ile kullanım sırasında daha gerçek bir kağıt-kalem deneyimi elde ediliyor. Ekranı kaplayan cam parmak izine karşı epey dayanıklı görünüyor. Aynı zamanda camın yansıtma değeri de düşük. Böylelikle parlak ışık altında bile tableti daha rahat şekilde kullanmak mümkün oluyor.

2018 model iPad Pro’ların ekranları, geçen yılın iPad Pro’larında gördüğümüz bazı özellikleri devam ettiriyor. Örneğin, geniş P3 renk yelpazesi desteği bunlardan bir tanesi. Böylelikle tabletin ekranında gördüğünüz fotoğraf veya videoların gerçekliği daha da artıyor. iPad Pro’nun özellikle resim düzenleme veya grafik çizim gibi işlerle uğraşanlara hitap ettiğini düşünecek olursak, bu geniş renk desteği büyük önem kazanıyor. ProMotion teknolojisi ise, ekranın yenileme hızının otomatik olarak 120 Hz seviyesine çıkarılmasını sağlıyor. Böylelike ekranda kaydırma ve sürüklemeler daha akıcı görünüyor, girişlere verilen tepkiler ise daha hızlı oluyor. Hem parmakla hem de Apple Pencil ile kullanımda durum bu şekilde. True Tone da, Apple’ın klasik hâlini almaya başlayan ekran teknolojilerinden bir tanesi olarak bu üst sınıf tablette yer alıyor. Ortamın ışık koşullarına göre ekranın beyaz dengesi ayarlanıyor. Belki bir şeyler okurken True Tone teknolojisi gözün daha rahat etmesini sağlayabilir, ancak fotoğraf düzenleme veya video yapım işleriyle uğraşacaksanız, True Tone’u kapalı tutmayı tercih edebilirsiniz. Bu şekilde renkleri en gerçek hâlleriyle görme imkanını elde edeceksiniz.

 

ipad pro 11 inceleme

600 nit en yüksek parlaklık seviyesine sahip olan ekran dış ortamlarda rahat görüş sunuyor. Bununla birlikte HDR desteği de mevcut. Netflix’te ve iTunes Store’dan indirdiğiniz ya da kiraladığınız filmlerde bu destekten yararlanabilirsiniz. YouTube’da ise şu an için bu destek yok gibi görünüyor. Ancak zamanla bu desteğin geldiğini görebiliriz.

Apple’ın iPad Pro’ları, iPhone’larda gördüğümüz üst sınıf A serisi işlemcilerin biraz daha geliştirilmiş versiyonlarıyla gelir. 2018 model iPad Pro ile de durum değişmiyor. Bu yeni tabletlerde iPhone Xs, Xs Max ve XR’da gördüğümüz Apple 12 Bionic’in daha fazla işlemci ve grafik çekirdeği barındıran gelişmiş versiyonu A12X Bionic’i görüyoruz. A12X Bionic’in ağır işlem gerektiren görevler için dört, günlük işler için de dört olmak üzere toplam sekiz işlemci çekirdeği barındırıyor. Performans denetçisi ise görev yükünü çekirdekler arasında dinamik biçimde dağıtıyor, ihtiyaç duyulduğu anda sekiz çekirdeğin birden çalıştırılmasını mümkün kılıyor.

ipad pro 11 inceleme

Öte yandan A12X Bionic, yedi çekirdekli GPU sayesinde, Apple’ın belirttiğine göre, önceki nesil iPad Pro’daki A10X Fusion’a göre iki kat daha yüksek grafik performansı sağlıyor. Apple, GPU’nun Xbox One S sınıfı performansı daha ince ve hafif bir cihazda sunduğunu öne sürüyor. Apple’ın bu iddiası hakkında bir kontrol imkanımız olmadı. Ancak iPad Pro 11’in yüksek profilli oyunlarda bile gayet akıcı ve yüksek grafik kaliteli bir deneyim sunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yapay zekâ günümüzün yükselen değerlerinden bir tanesi. Üreticilerin donanımlarında en fazla öne çıkardığı özelliklerden bir tanesi bu oluyor. Apple için de durum değişmiyor. A12X’te yer alan sinirsel işlemci birimi Apple Neural Engine, fotoğrafçılıktan artırılmış gerçekliğe kadar farklı işlerde gelişmiş yapay öğrenme yeteneklerinin gücünden yararlanmayı sağlıyor. Apple’ın belirttiğine göre, sekiz çekirdekli tasarımıyla Neural Engine saniyede 5 trilyona kadar işlem yapabiliyor. Kullanıcılar bunun yararını Fotoğraflar’da otomatik olarak oluşturulan Anı fotoğrafları ve videolarında ya da artırılmış gerçeklik uygulamalarında taban veya masa gibi yüzeylerin daha hızlı biçimde anlaşılmasında görüyor. Aynı zamanda Animoji veya Memoji’nin de 50 farklı yüz hareketini tanımasına yardımcı oluyor.

ipad pro 11 inceleme

Apple, mobil cihazlarının ne kadar belleğe sahip oldukları noktasında ketum davranıyor. Neyse ki, benchmark testleri veya diğer kaynaklar sayesinde bu da gizem olmaktan çıkıyor. Elimizde 1 TB kapasiteli iPad Pro var ve bu kapasitedeki iPad Pro modellerinde 6 GB RAM bulunuyor. 64, 256 ve 512 GB kapasiteli modellerinde ise 4 GB RAM mevcut.

Apple A12X Bionic’in bu yeteneklerinin iPad Pro 11’e sağladığı avantajları hem benchmark testlerinde hem de günlük hayatta kullanımda görmek mümkün oluyor. Öncelikle benchmark testlerinden bahsedelim. iOS cihazlarının testinde başvurduğumuz ilk uygulamalardan biri olan GeekBench 4’te, CPU benchmark testinde iPad Pro 11, 5033 tek çekirdek ve 18124 çok çekirdek puanı elde etti. iPad Pro 10.5 ise gerçekleştirdiğimiz aynı GeekBench 4 testinde 3953 tek çekirdek ve 9555 çok çekirdek puanı elde etti. Her iki tablet iOS 12.1.1 ile çalışıyordu. CPU benchmark testinin sonuçları iPad Pro 11’in tek çekirdekte yüzde 25’in üstünde, çok çekirdekte ise yüzde 100’e yakın bir oranda artış sağlandığını gösteriyor. GeekBench 4’ün GPU performansını ölçmeyi sağlayan Compute benchmark testinde ise iPad Pro 11, 42631 Metal puanı elde etti. Aynı testte iPad Pro 10.5 ise 30272 puan aldı. Burada da yüzde 50’ye yakın bir üstünlüğün olduğu görülüyor.

Sonuç olarak iPad Pro, ister günlük işler olsun, ister fotoğraf düzenleme veya video yapımı gibi daha karmaşık ve güç gerektiren işler olsun; hepsini rahatlıkla, takılma olmadan yerine getiriyor. Oyunlar bakımından da tablo oldukça iyi. Yüksek profilli oyunları bile bu tabletle rahatlıkla oynayabilirsiniz.

iPad Pro’lar ses deneyimi bakımından her zaman diğer Apple tabletlerinin önünde olmuştur. 2018 model iPad Pro ile birlikte durum biraz daha ileri gidiyor. iPad Pro’da da her iki kısa kenara yerleştirilmiş ikişer adetten toplam dört adet hoparlör bulunuyor. Hoparlörler iPad Pro’nun incelen gövdesine uygun biçimde yeniden tasarlandı. Apple, daha küçük alanda geniş stereo ses etkisi sunmak için yeni bir ses mimarisi geliştirdiğini belirtiyor. Dahili sensörlerin yardımıyla da iPad Pro’nun hangi yönde tutulduğu anlaşılıyor. Böylelikle baslar dört hoparlörden verilirken tiz sesler üstte duran hoparlörlerden çıkıyor.

ipad pro 11 inceleme

iPad Pro 11, beklediğimiz gibi yüksek kalitede ve tatmin edici bir ses çıkışı sunuyor. Ses seviyesi çok yüksek, bas ve tiz bakımından dengeli, stereo ses etkisi ve dolgunluk bakımından da fazlasıyla tatmin edici. Film izlerken başka bir hoparlöre ihtiyaç duymazsınız. Oyun oynarken çıkan etkileyici ses, kendinizi daha fazla şekilde oyuna kaptırmanızı sağlayabilir. FaceTime görüşmelerinde ise karşı tarafın görüntüsüne eşlik eden sesi çok anlaşılır ve berrak biçimde duyacaksınız.

FaceTime demişken, iPad Pro’da yer alan beş farklı mikrofon sayesinde ses daha verimli ve kaliteli biçimde yakalanıyor. Tableti ister yatay ister düşey yönde tutun, stereo ses kaydı yapabilirsiniz. Öte yandan bu kadar fazla mikrofonun varlığı, Siri’nin tabletten uzakta olduğunuzda bile sizi duymasını ve komutlarınızı anlamasını sağlıyor.

Kablosuz bağlantı tarafında da 2018 model iPad Pro’ların geçen yılki seleflerinden daha gelişmiş olduğunu görüyoruz. Öncelikle Bluetooth 4.2 yerine Bluetooth 5.0 desteği var. 802.11a/b/g/ac Wi-Fi desteği yine mevcut. Hücresel bağlantı destekli iPad Pro’larda ise 2017 model iPad Pro’lardaki Kategori 9 LTE desteği yerini Kategori 16 LTE desteğine bırakıyor. Yani teoride, 1 gigabit seviyesini aşan indirme hızlarına ulaşmak mümkün oluyor.

iPad Pro 11 inceleme: Pil

iPad Pro 11’de 29.37 vat-saat kapasiteli bir pil bulunuyor. iPad Pro 10.5’te ise 30.8 vat-saat kapasiteli bir pil mevcut. Apple, iPad Pro 11’in tek bir şarj ile Wi-Fi üzerinden 10 saate kadar internette gezinme, video izleme veya müzik dinleme imkanının sunuyor. Bu açıdan önceki nesil iPad Pro’daki değerler sağlanıyor. Pratikteki duruma baktığımızda, Apple’ın verdiği bu tahminlerin mantıklı olduğunu, hatta gerçek hayattaki bazı testlerimizde verilen bu sürelerin bile üstüne çıkılabileceğini görüyoruz.

ipad pro 11 inceleme

iPad Pro 11 ile birtakım pil testleri gerçekleştirdik. Örneğin Wi-Fi üzerinden gerçekleştirdiğimiz YouTube video izleme testinde (True Tone açık, ekran parlaklığı yüzde 50), 1 saat 40 dakikalık video izlemek şarjın yüzde 100’den yüzde 85’e inmesine neden oldu. TabletMark 2017 ile gerçekleştirdiğimiz pil testi ise, ortalama yüzde 50 ekran parlaklığında, internette gezinme, e-posta kontrolü, fotoğraflara bakma ve video izlemeden oluşan bir işlev paketi, beş saat boyunca şarjın yüzde 100’den yüzde 72’ye inmesiyle sonuçlandı. Wi-Fi bağlı durumda tabletin bir gün boyunca bekleme hâlinde kaldığında, şarjın yüzde 85’ten yüzde 64 seviyesine indiğini gördük. Sonuç olarak iPad Pro, pil tüketimi açısından yüzleri güldürüyor. Tabii ki, Smart Keyboard Folio aksesuarıyla kullanımda bu değerlerin çok az daha alt değerlerde olacağını düşünüyoruz.

Apple’ın 11 inç ekranlı iPad Pro’sunun kutusundan 18 vatlık USB-C uçlu şarj adaptörü ve USB-C kablo çıkıyor. Gerçekleştirdiğimiz pil dolum testinde tabletin bir saatte yüzde 45’lik doluluğa ulaştığını gördük. Pilin tam doluluğa ulaşması ise 2.5 saat civarını buluyor.

 

ipad pro 11 inceleme

USB-C portunun varlığı sayesinde iPad Pro’ya çeşitli aksesuarları bağlayabileceğiniz gibi, bir iPhone bağlayıp onun şarj edilmesini de sağlayabilirsiniz. Bunun için USB-C – Lightning kablosuna ihtiyacınız olduğunu belirtelim. Böylelikle iPhone’un pilinin azaldığı durumlarda iPad Pro’yu bir “powerbank” gibi kullanabilirsiniz. iPad Pro’nun iPhone’u tahminimizden daha hızlı şarj ettiğini söyleyebiliriz. iPhone Xs Max, yarım saat gibi bir sürede yüzde 25-30 arası bir doluluk artışı kaydediyor. 45 dakikada ise yüzde 35’e varan artış sağlanıyor. 45 dakikalık süre içinde iPad Pro’nun şarjı ise yüzde 25’e varan oranda azalıyor.

ipad pro 11 inceleme

iPad Pro 11 inceleme: Face ID

iPad Pro’nun değişen tasarımının sonuçlarından bir tanesi de, tıpkı iPhone’larda olduğu gibi, Ana ekran düğmesinin kaldırılması oldu. Apple, akıllı telefonlarındaki hamleyi burada da devam ettirdi ve parmak izi sensörünü de kaldırdı. Bunun yerine Face ID’yi yeni nesil profesyonel tabletlerine getirdi. Artık iPad Pro sahipleri de ekran kilidini yüzlerini kullanarak açıyorlar.

iPhone X ve sonrasında çıkan iPhone’larda gördüğümüz TrueDepth kamera sistemi iPad Pro’da da yer alıyor. Ekranın üst kısmında yer alan bu sistem için çerçevede yeteri kadar geniş bir alan mevcut. Bu nedenle iPad Pro’nun ekranında çentik veya benzeri bir forma rastlamıyoruz. Kızıl ötesi kamera, nokta projektörü ve kızıl ötesi ışık kaynağından oluşan bu sistem sayesinde çalışan Face ID, iPad Pro’da optimum kullanım için özel olarak eğitildi. Böylelikle yüz tanıma sistemini sadece tableti düşey yönde tutarken değil, yatay biçimde veya farklı açılarda tutarken de Face ID’den yararlanabilirsiniz.

ipad pro 11 inceleme

Face ID pratikte gayet hızlı şekilde çalışıyor, iPhone’lardaki hızı ve deneyimi sunuyor. Tabii ki, farklı yönlerde de çalışabilmesi büyük avantaj. Ancak özellikle yatay tutuşta elinizin kamerayı kapatması ve Face ID’nin çalışmaması durumu söz konusu oluyor. Bu gibi durumlarda iPad Pro’nun ekranında kameranın önünde engel olduğu yazısı çıkıyor ve parmağınızı çekmeniz isteniyor. Smart Keyboard Folio ile kullanım sırasında da sadece klavyenin boşluk tuşuna basarak cihazı uyandırmanız ve ekran kilidinin hızlı şekilde açılması mümkün oluyor. Gelen büyük kolaylıklardan biri de bu.

Face ID kullanışlı, ancak iPad Pro’yu elinizde tutmadığınız, tablet bir masada, yüzünüze bakmayacak biçimde durduğunda TouchID’deki rahatlığı bulamıyorsunuz. Tableti elinize almadan bir şeylere bakmak istediğinizde sadece Touch ID’ye dokunmak ekran kilidinin açılması ve tabletin kullanılması için yeterli olurdu. Ancak Face ID’li iPad Pro ile bu gibi bir durum başınıza geldiğinde, ya tablete doğru eğilip yüzünüzü göstermeniz, ya tableti hafifçe kaldırıp Face ID’nin yüzünüzü görmesini sağlamanız ya da parolayı girmeniz gerekiyor.

ipad pro 11 inceleme

Face ID’yi sadece ekran kilidini açarken değil, aynı zamanda App Store veya iTunes Store’da yapacağınız satın almalarda veya iCloud Anahtar Zinciri’ndeki kullanıcı adı ve şifrelerinize erişmek için de kullanabilirsiniz. Sonuç olarak Face ID, iPad Pro ile çalışmayı büyük oranda pratik hâle getiriyor, şifre girme veya parmak izi okutma gibi zahmetlerden kullanıyor.

iPad Pro 11 inceleme: Apple Pencil

iPad Pro’nun çalışma kapasitesini genişleten en önemli aksesuarlardan bir tanesi Apple Pencil. Bu aksesuar ilk iPad Pro ile birlikte hayatımıza girmiş, Pro serisi tabletleri diğerlerinden ayıran en önemli unsurlardan biri olmuştu. Apple yılın başlarında çıkardığı 6. nesil iPad ile birlikte bu kalem desteğini daha uygun fiyatlı tablet serisine de açmıştı. Birinci nesil Apple Pencil hassasiyet, hız ve sunduğu deneyim bakımından oldukça iyi seviyedeydi. Ancak pratiklik konusunda bazı sıkıntıları vardı. Apple, 2018 model iPad Pro’larla birlikte yenilediği ikinci nesil Apple Pencil’da bu sıkıntılara çözüm getiriyor.

ipad pro 11 inceleme

Öncelikle bağlantı ve şarj olayından başlayalım. Birinci nesil Apple Pencil’ın arka ucundaki kapağı çıkardığınızda Lightning konnektörü çıkıyor. Bunu tabletin Lightning portuna takarak eşleştirme ve şarj işlemini gerçekleştiriyorsunuz. Ancak Apple Pencil iPad Pro’ya takılı durumdayken tableti düşürseniz veya eliniz yanlışlıkla kaleme çarpsa, konnektörün kırılıp portun içinde kalması gibi bir tehlike söz konusu. Bu nedenle şarj ve bağlantı konusunda özenli davranmak gerekiyordu. Bu pratik olmayan yapı nedeniyle Apple Pencil’ı hiçbir zaman tam dolu biçimde kullanmadığımızı, sadece işimizi görecek kadar doldurduğumuzu, kısa sürelerle şarj ettiğimizi söylememiz gerekiyor.

Halbuki ikinci nesil Apple Pencil ile birlikte, bu yapı tamamen değişiyor. Arkadaki port, kapak ortadan kalkıyor. Kalemin bir tarafı düzleştirilmiş. İçine yerleştirilmiş mıknatıs sayesinde iPad Pro’nun Apple Pencil için ayrılmış bölümüne sıkı biçimde yapışıyor. Sonrasında hem eşleştirme hem de şarj kablosuz olarak gerçekleşiyor. Böylelikle Apple Pencil her zaman kullanıma hazır hâlde, tam dolu şekilde bekliyor. Bu yeni yapı sayesinde Apple Pencil’ın pilinin bittiğine tanık olmadık ve yeniden şarj etme ihtiyacı hissetmedik. Bu durum Apple Pencil’ın pratikte ne kadar süre boyunca çalışabildiği sorusunu ve cevabını da gereksiz kılıyor.

ipad pro 11 inceleme

Apple Pencil’ın düzleştirilmiş kenarı aynı zamanda dokunma ve tıklatmalara karşı hassas hâle getirilmiş. Böylelikle çeşitli uygulamalarda bu alanı kullanarak işlerinizi kolaylaştırabiliyorsunuz. Örneğin Notlar uygulamasında basit bir çift tıklatmayla kalemden silgiye geçebilir, aynısını yaparak tersini de gerçekleştirebilirsiniz. Apple Pencil işlevleri arasında kolay geçiş için tıklatmaları özelleştirme imkanı da bulunuyor. Apple bu alanı geliştiricilere de açıyor. Böylelikle giderek daha fazla uygulamada Apple Pencil’ın sunduğu bu kolaylığın izlerini görebilirsiniz.

Değişen tasarım, kablosuz şarj ve eşleştirme ve çift tıklatma gibi özelliklerin dışında, Apple Pencil kendisinden beklendiği gibi çalışıyor. Basınç hassasiyeti oldukça iyi, çizimleriniz anında ekrana yansıtılıyor. Ekran camı ve panelin birleşik olması sayesinde sanki gerçekten bir kağıda yazı yazıyor ya da çizim yapıyor hissi elde ediyorsunuz. Avuç içi engelleme özelliği sayesinde bileğinizi tabletin ekranına dayayarak rahat biçimde yazı yazabilir ya da çizim yapabilirsiniz. Öte yandan yine, tabletin ekranı kapalıyken ekrana çift tıklatarak Notlar uygulamasını hemen açabilir ve fikirlerinizi ekrana dökmeye başlayabilirsiniz.

ipad pro 11 inceleme

Apple Pencil ve iPad Pro ikilisi sayesinde çoğu zaman notlarımızı elle tutuyor, fikirlerimizi bir kağıda geçirmek yerine iPad Pro’da bulunan Notlar ya da OneNote uygulamalarına dijital olarak aktarmayı tercih ediyoruz. Apple Pencil’ın bizim için getirdiği en büyük fark bu. Bunun dışında amatör veya profesyonel biçimde çizim işleriyle uğraşanlar için Apple’ın kalemi büyük bir fark yaratacak, işlerini kolaylaştıracaktır.

Smart Keyboard Folio

iPad Pro’nun deneyimini farklılaştıran, onun gerçek anlamda bir profesyonel tablet olduğunu hissettiren diğer önemli aksesuar ise Smart Keyboard Folio. Apple, daha önce de Smart Connector bağlantılı klavyeli kapak aksesuarı çıkarmıştı. Şimdiyse bunu tabletin arkasını da kapatan bir kılıf hâline getirdi. Böylelikle tableti gönül rahatlığıyla her yere taşımak, aynı zamanda Apple’ın tarifini ettiği PC’nin yerini alan deneyimler için kullanmak daha kolay hâle geliyor. iPad Pro 11’i deneyimlediğimiz süre boyunca Smart Keyboard Folio sahibi değildik. Bu nedenle normalde daha önceki iPad Pro’larla sıklıkla gerçekleştirdiğimiz; dışarıdayken veya toplantılarda Teknoblog haberlerini veya yazılarını iPad Pro’da yazıp yayınlama, proje sunumlarını ve dosyalarını iPad Pro’da hazırlayıp paylaşma gibi işlevleri gerçekleştiremedik. Yine de, Smart Keyboard Folio’yu kısa süre için kullanma fırsatı bulduk.

Daha önce kullandığımız iPad Pro 10.5’inkiyle hemen hemen aynı yüzey alanına sahip olduğu için tuş yerleşimi ve alan bakımından sıkıntı yaşamadık. Belki başlangıçta biraz yadırgayabilirsiniz, ancak kısa süre içinde Smart Keyboard Folio’da yazı yazmaya alışacağınızı düşünüyoruz. Tuşların sertliği ve genişliği bakımından önceki Smart Keyboard aksesuarıyla herhangi bir fark bulunmuyor. iPad Pro’yu iki farklı açıda kullanma imkanı sağlayan yapısı ise özellikle tableti dizüstünde koyup çalışırken daha büyük rahatlık sağlıyor. Bu arada mıknatıslar çok güçlü, bu sayede kılıfı tabletten ayırmak epey zor. Smart Keyboard Folio ile ilgili daha ayrıntılı deneyimlerimizi ilerleyen zamanlarda ayrı bir içerikte aktarma sözünü buradan verelim.

iPad Pro 11 inceleme: Yazılım

iPad Pro 11’de iOS 12 yüklü olarak geliyor. Geçtiğimiz sonbaharda yayınlanan iOS 12 ile birlikte Grup FaceTime, Siri Kestirmeleri, Ölçüm uygulaması, Ekran Süresi gibi özellikler ve işlevler iOS cihazlarına eklenmişti. iOS 12 ile daha fazla bilgi için iOS 12 incelememize veya rehber içeriklerimize göz atmanızı tavsiye ederiz.

ipad pro 11 inceleme

iOS 12 ile birlikte iPad’ler için yeni çoklu dokunmatik hareketlerin eklendiğini biliyoruz. Aslında bu durum, Ana ekran düğmesiz iPad Pro’ların habercisi gibiydi. iPhone X’dan aşina olduğumuz bu çoklu dokunmatik hareketler sayesinde Ana ekrana dönüş, uygulamalar arasında geçiş, Denetim Merkezi’ne erişim gibi işleri kolaylıkla gerçekleştirebilirsiniz.

12.9 inç iPad Pro, yine selefleri gibi 4:3 görüntü oranlı ekranla geliyor. Ancak elimizdeki iPad Pro 11, düşey yönde daha fazla piksel satırına sahip. Sonuç olarak görüntü oranı iPad’lerde alıştığımız standart görüntü oranından farklı. Bu durum da beraberinde, uygulamaların yeni ekran görüntü oranına uyumlu hâle gelmesi gerekliliğini getiriyor. YouTube, Netflix, Twitter gibi birçok uygulama yeni ekran görüntü oranına hızlı şekilde uyum sağlıyor, bu nedenle onların 11 inç ekranın tamamından yararlandığını görüyoruz. 4:3 görüntü oranlı uygulamalarda ise ekranın her iki yanında siyah çubuklar görüyoruz. Tabii ki, zaman geçtikçe daha çok uygulama iPad Pro 11’in yeni görüntü oranına uyum gösterecektir.

ipad pro 11

iPad uygulama ekosistemi epey geniş. Bununla birlikte iPad Pro ve onun aksesuarlarıyla uyumlu şekilde çalışan birçok uygulama bulunuyor. Bu sayede yeni iPad Pro 11’i satın alanlar tableti kullanma konusunda herhangi bir sıkıntı çekmeyecektir. Normalde bir PC’de uygulamalarla ya da web üzerinden gerçekleştirdiğiniz birçok işlevi iPad Pro 11 ile rahatlıkla yerine getirebilirsiniz. Söylediğimiz gibi, Teknoblog için haber veya inceleme yazımı, toplantılarda çekilen fotoğrafların yeniden boyutlandırılıp filigran eklenmesi ve siteye yüklenmesi gibi işlemleri iPad Pro ile rahatlıkla yerine getirebiliyoruz. Yeni iPad Pro 11 için de bu imkan varlığını sürdürecektir.

iOS’in önceki sürümlerinde gelen Slide Over ve Split View çoklu ekran görünümleriyle iPad Pro 11, aynı anda birden fazla işi yapmaya izin veriyor. Aynı zamanda iki uygulamayı Split View görünümünde kullanıp, üçüncü uygulamayı da Slide Over penceresinde açarak hepsinde aynı anda çalışabilirsiniz. iPad Pro’nun güçlü işlemcisi ve yüksek RAM miktarı buna izin veriyor.

Şimdiye kadar denk geldiğimiz, çoğu yurt dışı kaynaklı iPad Pro incelemelerinde yazılımın en büyük bariyer olduğundan bahsediliyor. Tecrübe ve deneyim bakımından ortanın üstü seviyesinde olan kullanıcılar için bu durumun varlığından söz edilebilir. Ancak normal bir PC’yle yaptığı işleri; internette gezinme, e-posta kontrolü, Office dokümanlarında belgeler hazırlamak ve düzenlemek, Photoshop’ta fotoğraf düzenlemek veya basit videolar hazırlamak olan kişiler için iPad Pro, ihtiyaçları rahatlıkla karşılayabilecek güçlü bir cihaz olma özelliğini taşıyor. Sözünü ettiğimiz işlemler için iOS elverişli, uygulamalar da yeterli. Tabii ki, biz de YouTube kanalı için videolar hazırlama, Teknoblog Dergi’nin yapımı gibi işler için iPad Pro yerine bir MacBook Pro veya iMac kullanmayı tercih ediyoruz.

iPhone X ile birlikte tanıştığımız Animoji karakterleri ve iOS 12 ile birlikte gelen Memoji, TrueDepth kamera sistemi sayesinde iPad Pro’lara da geliyor. Mesajlar’da veya FaceTime’da bu karakterleri kullanarak mesajlarınıza ya da görüşmelerinize biraz daha renk katabilirsiniz.ipad pro 11 inceleme

iPad Pro’yu bir PC’den üstün kılacak en önemli unsurlardan bir tanesi de artırılmış gerçeklik (AR) deneyimleri olacaktır. Apple’ın iOS’te artırılmış gerçekliğe verdiği önemi biliyoruz. Bu önem sayesinde AR uygulamalarının ve oyunlarının sayısı giderek artıyor. iPad Pro’nun arka kamerasını kullanarak eğitim, eğlence ve diğer alanlarda; ister çalışırken ister eğlenirken farklı deneyimlerin kapısını açabilirsiniz. Örneğin, Plantale uygulaması bir bitkinin yaşamını artırılmış gerçeklikte öğrenmeye olanak sağlıyor. Yaşınız 30’un üstündeyse, ortaokuldaki fen bilgisi derslerinde bitkileri anlatırken kullanılan yaprak veya gövde maketlerini hatırlarsınız. Bu uygulama onları iPad Pro’nun ekranına, gerçek hayattan görüntülerin birer parçası gibi getiriyor. Böylelikle anlatılanlar kafanızda daha iyi canlanıyor, kavramanız kolaylaşıyor.

iPad Pro’da yer alan USB-C portu sadece cihazı veya iPhone’ları şarj etmek için kullanılmıyor. USB-C bağlantı desteğine sahip herhangi bir aksesuarı bu şekilde iPad Pro’ya kolaylıkla bağlayabilirsiniz. Ancak yazılımın bu aksesuarlara karşı verdiği tepki şu an için biraz sınırlı kalıyor. Örneğin, dijital fotoğraf makinelerini doğrudan USB-C portuna bağlayabilir, görüntü aktarımını hızlı şekilde, Fotoğraflar uygulaması içindeki İçe Aktar bölümünden gerçekleştirebilirsiniz. Ya da 5K çözünürlüğe kadar destek sunan monitörleri bağlayabilir, destekleyen uygulamalarda monitörü ikinci ekran gibi kullanabilirsiniz. iMovie uygulaması bu imkanı kullanıcılara sunuyor. Biz denemedik, ancak bazı incelemelerden gördüğümüz kadarıyla yazıcı da bağlanabiliyor. USB parmak sürücü veya harici disk bağlandığında ise bunların içindeki klasörlerde gezinmeniz, dosyaları görüntülemeniz mümkün olmuyor. Bu arada, eğer elinizde sahip olduğunuz MacBook veya MacBook Pro için satın aldığınız USB-C adaptörleri veya hub cihazları varsa, bunları iPad Pro ile de kullanma imkanı bulabilirsiniz.

iPad Pro 11 inceleme: Kamera

Kamera tabletlerde, akıllı telefonlarda olduğu kadar önemli bir eleman olmayabilir. Ancak Apple, daha önce olduğu gibi iPad Pro’lara güçlü kamera sistemleri yerleştirmeyi sürdürüyor. iPad Pro 11’in arkasında 12 megapiksel, f/1.8 diyafram açıklıklı kamera yer alıyor. Bu kamera oldukça detaylı ve renkler bakımından zengin fotoğraflar, Live Photo’lar çekebiliyor. Aynı zamanda 63 megapiksele kadar varan çözünürlükte panorama fotoğraflar veya saniyede 60 kare hızında 4K video çekimi de yapabiliyor. Öte yandan saniyede 240 kare hızında ağır çekim videoları da iPad Pro 11 ile elde edebilirsiniz.

Normalde tabletlerle fotoğraf çekmek zahmetlidir. Ancak iPad Pro 11’in bir tablete göre nispeten düşük boyutları, ergonomik tasarımı, ince profili ve en önemlisi hafifliği düzgün fotoğraf çekmeyi biraz daha kolay hâle getiriyor. iPad Pro 11 ile unutulmaz anları yakalayabilir, eğer yorulmazsanız doğum günü veya diğer özel gün çekimlerini bu tabletle gerçekleştirebilirsiniz. Makro fotoğraflarda ve belge çekimlerinde 12 megapiksel kamera başarılı. Bunun dışında iPhone Xs, Xs Max ve XR modellerinde gördüğümüz Smart HDR teknolojisini iPad Pro 11’de de görüyoruz. Böylelikle karanlık ve aydınlık sahnelerin bir arada bulunduğu karelerde tüm detayları en iyi şekilde yakalamanız mümkün oluyor. iPhone’lardaki gibi; daha hızlı çalışan sensör, genişletilmiş görüntü işaret işleyicisi ve gelişmiş algoritmalar iPad Pro 11’de de mevcut. Aslına bakarsanız, iPad Pro 11 ile iPhone XR’nin kamera sistemleri birbirine epey benziyor. Çektikleri fotoğraflar da birbirine yakın.

[tg_gallery_slider gallery_id=”189391″]

Arkada yer alan dört renkli True Tone LED flaş karanlık ortamlarda veya belge çekimlerinde ortamın daha aydınlık olmasını ve çekimlerin daha parlak çıkmasını sağlıyor. Öte yandan Kamera uygulamasına baktığımızda Portre modunun da bulunduğunu görüyoruz. Böylelikle iPad Pro 11’i kullanarak sevdiklerinizin veya arkadaşlarınızın, arka planı bulanıklaştırılmış fotoğraflarını çekebilirsiniz.

Önde yer alan FaceTime kamerasının özellikleri önceki nesil modellerle aynı. 7 megapiksel, f/2.2 diyafram açıklıklı lens, 1080p video kaydı, HDR gibi özellikler mevcut. Hem aydınlık hem de karanlık ortamlarda selfie çekimleri ya da FaceTime görüşmeleri için yeterli görünüyor. Ön kamerada da portre modunu kullanabilirsiniz. Çekilen fotoğraflar gayet tatmin edici görünüyor. Ayrıca Portre fotoğraflarda arka plan bulanıklığını çekimden sonra değiştirebilirsiniz.

[tg_youtube width=”” height=”” video_id=”nEKpH23-Vug”]

iPad Pro’nun saniyede 60 kare hızında 4K çekimi yapabildiğini belirtmiştik. Videolar gayet durağan görünüyor. Bizi en çok memnun eden unsurlardan bir tanesi ise kaydedilen sesin kalitesi oldu. Dışarıda, rüzgarlı havada yaptığımız bir çekimde rüzgar sesinin etkisinin epey azaltılmış olduğunu duymak memnun edici. Bunda 5 farklı mikrofonun cihazın farklı noktalarına yerleştirilmiş olmasının rolü var.

iPad Pro 11 inceleme: Sonuç

Apple, 2018 model iPad Pro’larla birlikte gerçekten büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. Gerçekten birçok farklı alanda önemli yenilikler sunuldu ki, bu nedenle inceleme de bu kadar uzun oldu. Tasarım değişikliği ve ekran formundaki değişim, elinizde gerçek anlamda pahalı ve değerli bir cihaz tuttuğunuzu daha fazla biçimde hissetmenizi sağlıyor. Ekranın yuvarlatılmış köşeleri verdiği görsel zevki biraz daha artırıyor. Ancak iPad Pro 11’in yeni görüntü oranını destekleyen uygulamaların sayısı şu an için sınırlı. Destekleyen uygulamaların artması ekrandan alınan faydayı daha da artıracaktır. Bu noktada iş uygulama geliştiricilerine düşüyor. A12X Bionic işlemci sadece günlük işleri değil, fotoğraf düzenleme veya video yapımı gibi, bu tabletin hitap ettiği profesyonel kitleyi de ilgilendiren görevleri bile rahatlıkla yerine getiriyor. Pil performansı ve bu alanda sunulan fırsatlar yüzleri güldürüyor. Kamera ise standart bir tablet kamerasından çok daha ileride sonuçlar üretiyor. Hatta özel günlerinizde veya çekimlerinizde bile kullanabilirsiniz.

ipad pro 11 inceleme

iPad Pro 11, birçok açıdan zengin yeteneklere sahip, bununla birlikte boyutları ve ağırlığı sayesinde dışarıda, 12.9 inç iPad Pro’ya göre daha rahat taşınabilecek bir cihaz. Hemen açılması ve kullanıma hazır hâle gelmesi, Apple Pencil ve geniş uygulama ekosistemi sayesinde yaratıcılık gerektiren işlerde verimliliği artırması, rahat taşınabilir olması, güçlü bir kamera sistemine sahip olması, esnek kullanım imkanı sunması bir PC’ye göre en önemli artıları arasında yer alıyor. Fiyat tarafında da bir PC ile karşılaştırılabilir seviyede, hatta konfigürasyonu yükselttiğinizde fiyat, iPad Pro ile genel olarak aynı işleri yapabileceğini düşündüğünüz bir PC’nin üstüne çıkıyor. Üstelik iPad Pro’nun bir dizüstü bilgisayar deneyimini gerçek anlamda sunabilmesi için, en azından Smart Keyboard Folio aksesuarını edinmeniz gerekiyor. Bunun için de 1000 TL’nin üzerinde bir yatırıma ihtiyaç var.

Sonuç olarak, iPad Pro satın almayı düşünüyorsanız, öncelikle gün içinde neler yaptığınızı, en çok hangi işlerle uğraştığınızı analiz etmeli, daha sonra ihtiyaçlarınıza göre uygun seçimi yapmalısınız. Ekranı, güçlü ses sistemi ve işlemcisi iPad Pro’yu içerik tüketimi ve eğlence için uygun bir cihaz hâline getiriyor. Ancak iPad Pro için verdiğiniz paraya değmesi için, üretkenlik tarafında bir şeyler yapıyor olmalısınız. Yani iPad Pro, adında da yer aldığı gibi, öncelikle “profesyonelleri” hedefleyen bir cihaz. Bizim açımızdan iPad Pro, dışarıda gerçekleştirdiğimiz birçok işi tek başına yapabilecek yeterlilikte. Bu nedenle çoğu zaman toplantılarda veya iş görüşmelerinde yanımızda taşıdığımız tek cihaz iPad Pro oluyor. Şimdi artan işlemci gücü, pil tarafında sundukları sayesinde iPad Pro 11 bu görevi sürdürecek.

Teknoblog’u XFlipboard, Google Haberler ve Instagram‘da takip et!

İLGİLİ HABERLER