Apple’ın mobil işletim sistemi iOS için 2025 yılında beklenen en dikkat çekici yeniliklerden biri, iPhone’lara harici ekran desteği kazandırması olabilir. Özellikle iOS 19 ile çalışacak USB-C bağlantı noktasına sahip iPhone modelleri için test edildiği öne sürülen bu yeni işlev, cihazları yalnızca kişisel kullanım aracı olmaktan çıkararak, çok daha üretken bir hale getirmeyi hedefliyor. iPadOS 16 ile birlikte sunulan ve Mac benzeri bir arayüz sunan Sahne Yöneticisi deneyiminin, iPhone’a uyarlanmış bir sürümünün test aşamasında olduğu belirtiliyor. Bu sayede kullanıcılar, harici ekran üzerinden birden fazla uygulamayı aynı anda görüntüleyebilecek.
Yeni arayüzün temel amacı, iPhone’un ekran alanını genişleterek çoklu görev yeteneklerini artırmak olarak öne çıkıyor. Harici bir ekran bağlandığında iPhone’un, yalnızca ekran yansıtma yapan bir cihaz olmaktan çıkıp, daha gelişmiş bir kullanıcı arayüzüyle kullanılabileceği ifade ediliyor. Apple kaynaklı olmasa da güvenilir bazı yazılım geliştiriciler tarafından yapılan testlerde bu özellik Xcode Simülatörü üzerinden çalıştırılmış durumda. Her ne kadar bu özelliğin halka açık sürümde yer alacağı henüz kesinlik kazanmasa da, Apple’ın bu tür bir deneyimi değerlendirdiği anlaşılıyor.
Tüm bunların yanında, mevcut harici ekran desteği şu anda AirPlay üzerinden veya kablolu bağlantıyla sınırlı biçimde kullanılabiliyor. Bu yöntemler yalnızca ekran yansıtma veya video oynatma gibi işlevlerle sınırlı kaldığı için, üretkenlik temelli senaryolarda yetersiz kalıyor. iOS 19 ile birlikte sunulacağı öne sürülen bu yeni arayüz ise, kullanıcıların örneğin bir sunum yaparken iPhone ekranını notlar için kullanıp, harici ekranda yalnızca görsel sunumu göstermesine olanak tanıyabilir. Bu tür senaryolar, özellikle mobil çalışan profesyoneller açısından önem taşıyor.
iPhone’lar harici ekranlara bağlandığında çoklu uygulama desteği sunacak
Jeff Benjamin tarafından hazırlanan 9to5Mac’in son iOS Decoded videosunda, bu yeni özelliğin pratikte nasıl çalışabileceğine dair örnekler yer alıyor. Videoda gösterilen simülasyon, iPhone’un harici ekrana bağlandığında daha esnek bir yerleşim ve çoklu pencere yönetimi sunduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca bu özellikte pencere boyutlandırma, uygulamalar arasında geçiş ve farklı ekranlara farklı içerikler yansıtma gibi gelişmiş yeteneklerin yer aldığı belirtiliyor. Ne var ki, bu özelliklerin hangi iPhone modellerinde kullanılabilir olacağı henüz bilinmiyor.
Öte yandan, bu özelliğin hayata geçirilmesi durumunda Apple ekosisteminde önemli bir dönüşüm yaşanabilir. iPad’lerde uzun süredir kullanılan çoklu görev arayüzünün iPhone’a taşınması, cihazlar arasındaki yazılım deneyiminin daha da bütünleşmesini sağlayacak. Bu yaklaşım, Apple’ın iOS ve iPadOS arasındaki sınırları giderek daha da belirsizleştirdiğine işaret ediyor. Bu da, Apple’ın gelecek stratejisinde iPhone’ları yalnızca tüketim aracı değil, üretim odaklı bir araç haline getirmek istediğini gösteriyor.
Her şeye rağmen, bu özelliğin tamamen kullanıcılara sunulup sunulmayacağı belirsizliğini koruyor. Apple’ın zaman zaman dahili olarak test ettiği bazı işlevlerin, son kullanıcıya ulaşmadan iptal edildiği bilinen bir gerçek. Ancak bu tip testlerin yapılması dahi, şirketin mobil deneyimi nasıl dönüştürmek istediğine dair önemli bir ipucu veriyor. Üstelik Samsung’un yıllardır sunduğu DeX platformuna benzer bir çözümün Apple tarafından denenmesi, kullanıcı beklentilerine verilen önemin bir göstergesi olabilir.
Apple’ın şimdiye kadar iPhone’da Sahne Yöneticisi benzeri bir arayüz sunmamış olması, bu yeniliğin potansiyelini daha da artırıyor. Çünkü bugüne dek iPhone kullanıcıları, yalnızca ekran yansıtma veya AirPlay ile sınırlı bir harici görüntü aktarımı deneyimi yaşıyordu. Eğer iOS 19 ile birlikte çoklu görev özellikleri içeren bir masaüstü arayüzü gerçekten gelirse, bu durum özellikle iş odaklı kullanıcılar için önemli bir fark yaratabilir. Aynı zamanda bu gelişme, Apple’ın profesyonel kullanıcı kitlesini iPhone’a daha da yakınlaştırma stratejisinin bir parçası olabilir.
Ek olarak bu tür bir özelliğin, USB-C bağlantılı iPhone’larla sınırlı tutulması da dikkat çeken bir detay. Lightning girişli daha eski modellerin bu deneyimi desteklemeyeceği, dolayısıyla donanım farkının yazılım özelliklerine doğrudan etki edeceği öngörülüyor. Bu da yeni iPhone modellerinin satışını destekleyecek bir unsur olarak değerlendirilebilir. Fakat bu yaklaşımın, bazı kullanıcılar tarafından eleştirilme ihtimali de bulunuyor.
Sonuç olarak net bir duyuru yapılmış değil ancak sızan bilgiler ve geliştirici testleri, iOS 19 ile iPhone’ların üretkenlik odaklı bir evrim geçirebileceğini gösteriyor. Apple’ın masaüstü deneyimini mobil cihazlara taşıma yolundaki bu hamlesi, uzun vadede iOS’un kullanım biçimini köklü şekilde değiştirebilir. Ancak tüm detaylar, Haziran ayında düzenlenmesi beklenen WWDC 2025 etkinliğinde resmiyet kazanacak. Bu süreçte Apple’ın bu özelliği tüm kullanıcılara mı yoksa yalnızca belirli modellere mi sunacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor.