Teknoloji

ABD Adalet Bakanlığı Google’dan iki reklam ürününü satmasını istiyor

google

Google dijital reklamcılıktaki gücü nedeniyle bir süredir eleştiri konusu olurken, ABD Adalet Bakanlığı bu duruma artık müdahale edilmesini istiyor. Bakanlık, mahkeme tarafından alınan kararın ardından şirketin iki önemli reklam ürününü satması gerektiğini belirtti. Satılması talep edilen ürünler, reklam borsası olan AdX ve yayıncı reklam sunucusu olarak bilinen DoubleClick for Publishers (DFP). Yapılan açıklamada bu satışların rekabetin yeniden canlandırılması için kaçınılmaz olduğu vurgulandı.

Mahkeme geçtiğimiz ay Google’ın dijital reklam pazarında “kasıtlı olarak tekel gücünü elde edip koruduğuna” hükmetmişti. Bu karar sonrası Adalet Bakanlığı, Google’ın gelir modeli üzerinde doğrudan etkili olan iki ürünün elden çıkarılmasının en etkili çözüm olacağını savundu. AdX’in özellikle reklam verenlerle yayıncıları buluşturan temel platformlardan biri olması nedeniyle bu ürünün pazardaki gücü uzun süredir tartışma konusu. DFP ise yayıncıların reklam gösterimini yöneten bir sistem olarak AdX ile entegre çalışıyor.

Google başka sınırlamalarla da karşı karşıya kalabilir

Bakanlık sadece ürün satışını değil, Google’ın gelecekteki faaliyetleriyle ilgili sınırlamaları da gündeme getiriyor. Buna göre AdX’in satılmasının ardından şirketin 10 yıl boyunca yeni bir reklam borsası faaliyeti yürütmesine izin verilmemesi öneriliyor. Bu sürecin ardından şirketin rekabeti tekrar kısıtlamaya yönelik bir adım atmasının önüne geçilmek isteniyor. Yani sadece bugünkü yapı değil, gelecekteki olası tekelci hamleler de engellenmeye çalışılıyor.

Adalet Bakanlığı’nın öne sürdüğü bir diğer dikkat çekici öneri ise Google’ın reklam alım-satım araçlarını tüm üçüncü taraf reklam teknolojileriyle uyumlu hale getirmesi. Şirketin özellikle AdWords aracıyla verdiği tekliflerin, tüm sistemlerle eşit şartlarda çalışması gerektiği ifade ediliyor. Buna ek olarak, reklamların yerleşimi ve veri paylaşımı gibi konularda da ayrım yapılmaması gerektiği belirtiliyor. Ancak bu kurallar yalnızca reklam verenin açık bir şekilde farklı bir talepte bulunması halinde esnetilebilecek.

Google ise bu önerilere itiraz ediyor ve mahkeme kararının sınırlarının aşıldığını savunuyor. Şirketin düzenleyici ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Lee-Anne Mulholland, DOJ’un önerilerinin yayıncılara ve reklam verenlere zarar vereceğini söylüyor. Mulholland, mahkemenin yalnızca bazı sınırlı ihlalleri tespit ettiğini, DOJ’un ise kapsamı genişlettiğini ifade ediyor. Bunun yasal bir temele dayanmadığını ve dijital ekosistemde yeni sorunlar yaratacağını savunuyor.

Google aynı zamanda kendi önerilerini içeren ayrı bir belgeyi de mahkemeye sundu. Bu belgede, AdX’in gerçek zamanlı teklif verilerini tüm reklam sunucularına açacağı belirtiliyor. Buna ek olarak, şirketin faaliyetlerinin üç yıl boyunca bağımsız bir gözlemci tarafından denetlenmesi teklif ediliyor. Bu öneriler, ürün satışına gerek kalmadan rekabetin sağlanabileceği yönünde bir mesaj veriyor.

ABD’nin baskıları yalnızca reklam teknolojileriyle sınırlı değil. Şirket, çevrim içi arama alanında da benzer bir durumla karşı karşıya. Farklı bir dava kapsamında, Google’ın arama motoru pazarındaki tekelci durumu nedeniyle Chrome tarayıcısını da satması gündeme gelmiş durumda. Bu gelişmeler, teknoloji devinin farklı alanlardaki hakimiyetinin artık sorgulandığını gösteriyor.

Tüm bunların yanında, dijital reklamcılık pazarı hem reklam verenler hem de yayıncılar açısından büyük önem taşıyor. Pazarın adil bir şekilde işlemesi, içerik üreticilerinin gelir modelleri ve kullanıcı deneyimi açısından belirleyici rol oynuyor. Rekabet ortamının sağlanması, daha şeffaf bir reklam ekonomisinin temellerini atabilir. Bu nedenle, alınan kararların yalnızca Google’ı değil, tüm sektörü ilgilendirdiği görülüyor.