Teknoloji

Google Çeviri, iOS’in varsayılan çeviri uygulaması olarak ayarlanabiliyor

google çeviri

Apple, iOS ekosisteminde uzun süredir tartışma konusu olan bir sınırlamayı kaldırdı. iOS 18.4 sürümüyle birlikte, artık Google Çeviri gibi uygulamalar sistem geneline entegre edilebiliyor. Bu adım, iPhone ve iPad kullanıcılarına çeviri işlemleri üzerinde daha fazla kontrol sağlıyor. Daha önce yalnızca Apple’ın kendi çeviri aracına yönlendirilen işlemler, artık kullanıcı tercihlerine göre yönlendirilebiliyor.

Bu yenilik, sistem tercihlerinin çeşitlenmesi anlamında dikkate değer. iOS daha önce sadece tarayıcı ve e-posta gibi uygulamalarda varsayılan seçenek sunuyordu. Şimdi ise medya oynatma, navigasyon ve çeviri gibi alanlara da aynı özgürlük sağlanmış durumda. Kullanıcılar artık Apple’ın sınırlarını çizdiği bir sistem yerine, kendi tercihlerini yansıtan bir iOS deneyimi yaşayabiliyor.

Ayarlar menüsünden Google Çeviri varsayılan olarak seçilebiliyor

Google Çeviri’nin yayınlanan son sürüm notlarında bu değişiklik açıkça belirtiliyor. iOS 18.4 ve sonrası sürümlerde, Ayarlar > Uygulamalar > Varsayılan Uygulamalar > Çeviri adımlarını izlemek yeterli oluyor. Bu adımlar tamamlandığında, Siri veya sistem üzerinden yapılan çeviri talepleri doğrudan Google Çeviri’ye yönlendiriliyor. Böylece kullanıcılar, Apple’ın sunduğu sınırlı deneyimin ötesine geçebiliyor.

Sistemin bu şekilde açılması sadece teknik bir güncelleme değil, aynı zamanda Apple’ın düzenleyici baskılara verdiği yanıtın da bir göstergesi. Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Yasası, teknoloji devlerinin kullanıcıya daha fazla özgürlük tanımasını zorunlu kılıyor. Apple da bu çerçevede daha esnek bir yaklaşım sergilemek zorunda kalıyor. Bu değişiklik, sadece Avrupa’yla sınırlı kalmayarak küresel ölçekte kullanıma sunulmuş durumda.

Google Çeviri’nin sisteme bu denli entegre edilebilmesi, çeviri ihtiyaçları farklı düzeyde olan kullanıcılar için oldukça faydalı. Akademik metinlerden günlük sohbet çevirilerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veren bu uygulama, artık sistemin doğal bir parçası gibi çalışıyor. Her ne kadar Apple kendi çözümünü geliştirmeye devam etse de, kullanıcılar için seçeneklerin artması olumlu karşılanıyor. Özellikle çok dilli çalışan profesyoneller için bu entegrasyon zaman kazandırıcı olabilir.

Apple’ın sistemdeki varsayılan uygulama tanımını yeniden şekillendirmesi, sadece kullanıcı deneyimini değil, geliştirici ekosistemini de etkiliyor. Üçüncü taraf uygulamalar artık sistem seviyesinde daha görünür ve daha erişilebilir hale geliyor. Bu da uygulama geliştiricilerinin Apple cihazlar üzerinde daha derinlemesine çözümler üretmesine olanak tanıyor. Bunun yanında, rekabetin de daha sağlıklı işlemesine katkıda bulunuyor.

Bu tür değişikliklerin arkasında yalnızca kullanıcı talepleri değil, aynı zamanda regülasyonların doğrudan etkisi bulunuyor. Apple’ın önceki tutumu, sistemin bütünlüğü adına kapalı bir ekosistem savunusunu içeriyordu. Fakat günümüzde bu tutum, rekabet yasalarıyla uyumsuz hale gelmeye başladı. Apple da buna yanıt olarak sistemsel esneklik sunan adımlar atmak zorunda kaldı.

Bunun yanı sıra, Apple’ın benzer değişiklikleri diğer kategorilere de genişletmesi olasılık dahilinde. Özellikle mesajlaşma uygulamaları, fotoğraf galerileri ve takvim araçlarında üçüncü taraf seçeneklerin sistemle bütünleşmesi bekleniyor. Bu da kullanıcıların kendi alışkanlıklarına göre sistemi kişiselleştirmesini kolaylaştıracaktır. iOS, yavaş ama belirgin şekilde daha açık bir yapıya doğru evriliyor.