Fujifilm, analog fotoğrafçılığı dijital formatta yeniden yorumlayan yeni modeli X Half ile kompakt kamera segmentine farklı bir soluk getiriyor. Haziran 2025 sonunda piyasaya sunulması beklenen bu model, daha önceki Fujifilm X serilerinden farklı olarak, yatay değil dikey kadraj yapısıyla öne çıkıyor. Gövdede yer alan 1 inçlik 18 megapiksel sensör, 8.8 mm x 13.3 mm ölçülerinde ve geleneksel APS-C sensörlerin yaklaşık yarısı kadar bir alana sahip. Sabit 32 mm eşdeğeri f/2.8 diyafram açıklığına sahip lensle donatılan kamera, daha çok gündelik kullanım ve portre yönelimli çekimler için tasarlanmış.
X Half, yalnızca JPEG formatında çekim yapıyor ve bu tercih, kullanıcıyı karelerini çekmeden önce karar vermeye teşvik ediyor. Görüntü işleme sırasında RAW verisi kaydedilmediği için yapılan tüm ayarlamalar doğrudan JPG dosyasına yansıyor. Bu yaklaşım, çekim sonrası iş akışını ortadan kaldırarak doğrudan sonuç alma düşüncesine odaklanıyor. Fujifilm’in geliştirdiği 13 farklı film simülasyonu ise bu süreçte ana rolü üstleniyor.
Film simülasyonlarının seçimi için gövdeye entegre edilen ikinci bir ekran bulunuyor. Bu ekran, doğrudan gövde üzerinden ayar değişimine izin veriyor ve menüye girilmeden kullanılabiliyor. Kullanıcı bir film efektini seçtiğinde, bu tercih doğrudan çekime yansıyor ve daha sonra değiştirilemiyor. Böylelikle her karenin doğrudan estetik bir tercihle üretilmesi sağlanıyor.
Kamera, uygulama desteğiyle dijital film deneyimini geliştiriyor
X Half modeli, geleneksel vizör yerine optik bir vizörle geliyor ve bunun yanında 2.4 inç boyutunda dikey yerleştirilmiş bir dokunmatik ekran da mevcut. Elektronik vizör ya da hibrit sistem bu modelde tercih edilmemiş. Kamera, 240 gram ağırlığıyla oldukça hafif ve klasik tek kullanımlık film makinelerinin ebatlarına yakın bir gövdeye sahip. Bu yapı, özellikle taşınabilirliği ön plana alarak günlük kullanım senaryolarına uygunluk sağlıyor.
Kamera ile birlikte sunulacak mobil uygulama, analog kullanım alışkanlıklarını dijital ortama taşımayı hedefliyor. Uygulama içinde yer alan Film Camera Mode, 36, 54 ya da 72 karelik dijital “film ruloları” oluşturma imkânı veriyor. Bu kareler sonrasında iletişim sayfası biçiminde bir araya getiriliyor. Uygulama aynı zamanda, her çekim sonrası kullanılması gereken sahte bir film sarma kolu simülasyonu da içeriyor.
Uygulama, dijital diptiğe de izin veriyor. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, yan yana iki kareyi bir araya getirerek tek bir görsel üretebiliyor. İstenirse bu karelerden biri video, diğeri fotoğraf olarak da seçilebiliyor. Ayrıca, eski film kameralarında olduğu gibi ekranın köşesine zaman ve tarih damgası eklenebiliyor. Bunun yanında ışık sızıntısı efekti ve yıpranmış film görünümü gibi filtreler de kullanıma açık.
X Half’ın lensi, otomatik netleme özelliğine sahip cam bir optik içeriyor ve asferik düzeltmeler de barındırıyor. Bu sayede görüntü kalitesinin belli bir seviyede tutulması hedefleniyor. Ancak üretici, bu lensin çok yüksek keskinlikte olmadığını da belirtiyor. Görüntülere karakter kazandırmak isteyen kullanıcılar için bu durum avantaj olarak görülebilir.
Kamera, 1080 x 1440 çözünürlükte video kaydı yapabiliyor. LED flaş ise hem fotoğraf hem de video aydınlatması için kullanılabiliyor, ancak flaş kızağı sadece optik tetikleme destekli olduğu için harici flaşlar doğrudan kontrol edilemiyor. Bunun yanında ekranların gövdeye gömülü yapıda olması, kameranın taşınabilirliğini destekleyen bir diğer unsur.
X Half, gümüş, siyah ve gri olmak üzere üç renk seçeneğiyle piyasaya çıkacak. ABD’de açıklanan satış fiyatı 849,99 dolar. Türkiye’de güncel kur olan 1 dolar = 38,84 TL baz alındığında, vergisiz fiyat yaklaşık 33.000 TL seviyesinde. Ancak yerel vergiler ve ithalat kalemleri dahil edildiğinde nihai fiyatın bunun oldukça üzerine çıkması bekleniyor.
Fujifilm X Half, tüm özellikleriyle belirli bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor. Özellikle dijital dünyada analog görünümlerle çalışmayı sevenler ve sonucun ne olacağını çekim anında belirlemek isteyen kullanıcılar için farklı bir alternatif sunuyor. Ne var ki, sınırlı video özellikleri ve RAW formatının eksikliği, bazı kullanıcılar açısından belirleyici olabilir. Her şeye rağmen X Half, gelenekselin dijitalle buluştuğu bir fotoğraf makinesi olarak ayrı bir konumda duruyor.