Teknoloji

Trump yönetimi ile dijital nefret araştırmacısı karşı karşıya: Mahkemeden geçici durdurma

donald trump media

ABD’de Donald Trump yönetimi, çevrimiçi nefret söylemi ve dezenformasyonla mücadele alanındaki çalışmalarıyla tanınan Imran Ahmed hakkında sınır dışı süreci başlatmak istemesiyle yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Center for Countering Digital Hate (CCDH) adlı kuruluşun CEO’su olan Ahmed’in gözaltına alınması ya da ülkeden çıkarılması yönündeki olası adımlar, federal bir yargıcın verdiği geçici kararla şimdilik durduruldu. New York Times’ın aktardığına göre, mahkeme kararı Ahmed’in ABD’deki hukuki statüsü netleşene kadar Trump yönetiminin işlem yapmasını engelliyor. Bu gelişme, ifade özgürlüğü, akademik araştırma ve siyasi baskı tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Ahmed’in çalışmaları özellikle sosyal medya platformlarındaki zararlı içeriklerin etkilerine odaklanıyor.

Ahmed, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu hafta aldığı bir kararla ülkeye girişi yasaklanan beş araştırmacı ve düzenleyici arasında yer alıyor. Söz konusu isimlerin ortak noktası, çevrimiçi istismar ve yanlış bilgiyle mücadele kapsamında yürüttükleri çalışmaların bazı teknoloji şirketleri ve siyasi çevreler tarafından sert biçimde eleştirilmesi. Dışişleri Bakanlığı, bu kişilerin faaliyetlerini ABD merkezli dijital platformlara baskı kurmak olarak nitelendiriyor. Bu durum, devlet kurumlarının akademik ve sivil toplum faaliyetlerine yaklaşımı konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Öte yandan kararın hukuki dayanakları da kamuoyunda geniş biçimde tartışılıyor.

Donald Trump yönetimi hedef alınan araştırmacıları “radikal aktivist” olarak tanımlıyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, hedef alınan araştırmacıları “radikal aktivistler” ve “silah haline getirilmiş sivil toplum kuruluşları” olarak tanımladı. Rubio’ya göre bu kişiler, Amerikan platformlarını kendi karşı çıktıkları görüşleri sansürlemeye, gelirden mahrum bırakmaya ve bastırmaya zorlayan organize girişimlerin parçası. Buna rağmen eleştirmenler, bu açıklamaların somut delillerden yoksun olduğunu ve ifade özgürlüğünü hedef aldığını savunuyor. Hukuk çevrelerinde, yürütmenin bu tür iddialarla yeşil kart sahibi bir kişiye karşı sınır dışı süreci başlatmasının anayasal açıdan sorunlu olabileceği görüşü dile getiriliyor. Federal yargıcın geçici engelleme kararı da bu endişelerin yargı nezdinde karşılık bulduğunu gösteriyor.

Birleşik Krallık doğumlu olan Imran Ahmed, ABD’de daimi oturum hakkına sahip bulunuyor ve uzun süredir ülkede yaşıyor. Amerikan vatandaşı bir eşi ve çocuğu olan Ahmed, PBS News’e verdiği röportajda suçlamaları reddederek çalışmalarını savundu. Ahmed, yaşananları büyük teknoloji şirketlerinin siyasi nüfuz kullanma çabalarının bir yansıması olarak değerlendirdi. Meta, OpenAI ve Elon Musk’ın sahibi olduğu X gibi şirketlerin sorumluluktan kaçınmak için siyasi süreçleri etkilemeye çalıştığını öne sürdü. Buna rağmen kendisinin akademik ve araştırma temelli faaliyetler yürüttüğünü vurguladı.

Geçmişte X platformunun CCDH’ye karşı açtığı dava geçen yıl reddedilmişti, her ne kadar bu karara yönelik temyiz süreci halen devam ediyor olsa da. Hukuk uzmanları, bu davanın ve mevcut sınır dışı girişiminin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu süreç, teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve devlet arasındaki güç dengelerinin nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları sunuyor. Tartışmalar sürerken, federal mahkemenin nihai kararı yalnızca Ahmed’in geleceğini değil, ABD’de benzer alanda çalışan birçok araştırmacının hukuki konumunu da etkileyebilecek nitelikte görülüyor.