ABD Başkanı Donald Trump, teknoloji dünyasının en güçlü isimlerinden biri olan Nvidia’nın varlığından başlangıçta habersizdi. Ancak şirketin yapay zekâ çipleri üzerindeki neredeyse mutlak hâkimiyetini öğrendiğinde, dikkatini bu dev teknoloji şirketine çevirdi. Trump, Nvidia’nın gücünü fazla bulduğu için şirketi parçalama fikrini ciddi biçimde gündemine aldı. Ne var ki, süreç içerisinde fikirleri değişti.
Başkan Trump, Washington DC’de düzenlenen bir etkinlikte yapay zekâ konulu yeni eylem planını açıklarken Nvidia ile ilgili düşüncelerini kamuoyuyla paylaştı. Konuşmasında, Nvidia’nın pazar payı konusunda danışmanlarından bilgi aldığını ve bu bilgiler ışığında şirketin rekabet ortamına zarar verdiği kanaatine vardığını belirtti. Ancak daha sonra yaşanan gelişmeler ve aldığı geri bildirimler, bu düşünceden vazgeçmesine neden oldu. Trump, “Onu parçalayalım dedim ama sonra gerçeklerle tanıştım” ifadelerini kullandı.
Donald Trump, Nvidia’nın rekabetsizliğini anladıktan sonra geri adım attı
Danışmanları, Nvidia’nın çip pazarında neredeyse yüzde 100’lük bir paya sahip olduğunu ve bu gücün kısa vadede dengelenmesinin mümkün olmadığını söyledi. Trump, ilk başta en iyi mühendislerin bir araya gelerek Nvidia’ya rakip olabileceğini düşünse de aldığı yanıt bu beklentinin gerçekçi olmadığını ortaya koydu. Danışmanına göre, Nvidia kötü yönetilse bile onu yakalamak en az on yıl alırdı. Bu yanıt Trump’ın planını değiştirmesine yol açtı.
Trump, daha sonra Nvidia CEO’su Jensen Huang ile bir araya geldi ve bu görüşme fikrini tamamen netleştirdi. Huang’ın yaklaşımı ve vizyonu, Trump’ın şirketi parçalama planını rafa kaldırmasına neden oldu. Başkan Trump, “Jensen’ı tanıdım ve artık neden bu kadar güçlü olduklarını anlıyorum,” sözleriyle düşüncesindeki değişimi özetledi. Bu görüşme sonrası, Nvidia’ya karşı daha temkinli bir yaklaşım benimsedi.
Nvidia’nın yapay zekâ çipleri üretimindeki liderliği yalnızca ticari başarı değil, aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da dikkatle izleniyor. ABD yönetimi daha önce şirketin Çin’e yönelik ürün satışlarını kısıtlamıştı. Ancak Başkan Trump’ın onayıyla Nvidia, H20 model çipleri Çin’e satma izni aldı. Bu hamle, hem ekonomi hem dış politika açısından tartışmaları beraberinde getirdi.
ABD Ticaret Bakanlığı, Çin’e satılan çiplerin Nvidia’nın en güçlü ürünleri olmadığını vurguluyor. Bu ürünlerin yalnızca “dördüncü en iyi” seviyede olduğu ve Çinli geliştiricileri Amerikan teknolojisine bağımlı hale getirme amacı taşıdığı ifade ediliyor. Böylece ABD, hem pazar avantajını elinde tutmayı hem de Çin’in bağımsız AI altyapısı kurmasını geciktirmeyi hedefliyor. Nvidia açısından bakıldığında ise bu satışlar büyük bir gelir kaynağı olarak öne çıkıyor.
Tüm bunların yanında, Nvidia hakkında daha önce açılması planlanan antitröst soruşturmalarının da rafa kalkabileceği düşünülüyor. Başkan Trump’ın kamuoyuna yaptığı açıklamalar, şirketi bölme gibi bir niyetin kalmadığını gösteriyor. Bu da kısa vadede Nvidia’nın yasal baskı altına alınmayacağı anlamına geliyor. Ancak ilerleyen dönemlerde, teknoloji pazarında değişen dengeler bu süreci tekrar gündeme getirebilir.
Nvidia, şu anda 4 trilyon dolarlık piyasa değeriyle halka açık en değerli teknoloji şirketlerinden biri konumunda. Şirketin ürünleri, yalnızca yapay zekâ değil; bulut bilişim, otomotiv ve yüksek performanslı hesaplama alanlarında da kullanılıyor. Bu durum, şirketin küresel ekonomideki etkisini daha da artırıyor. Başkan Trump’ın bu güç dengesi karşısında geri adım atması, politika ile teknoloji arasındaki hassas ilişkiyi bir kez daha gözler önüne seriyor.