ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan yeni yapay zekâ planı, ABD’nin bu teknolojide küresel liderliğini güçlendirmeyi ve federal seviyede yapay zekâ uygulamalarını hızla yaygınlaştırmayı amaçlıyor. “AI Action Plan” (Yapay Zekâ Eylem Planı) adlı 28 sayfalık belge, Trump’ın önümüzdeki dönemde uygulamaya koyacağı üç temel politika sütununu detaylandırıyor: Yapay zekâ inovasyonunun hızlandırılması, altyapının geliştirilmesi ve uluslararası alanda diplomatik liderliğin tesis edilmesi.
Bu kapsamlı planın uygulamaya alınması için Trump’ın önümüzdeki günlerde bir dizi başkanlık kararnamesi imzalaması bekleniyor. Planın tanıtımı, Vaşington’da düzenlenen ve teknoloji yatırımcısı David Sacks’in de yer aldığı Hill and Valley Forum etkinliğiyle eş zamanlı olarak yapıldı. Sacks, şu anda Beyaz Saray’da yapay zekâ ve kripto politikalarından sorumlu danışman olarak görev yapıyor.
Donald Trump yönetimi, yapay zekâ politikalarında ulusal uyumu sağlamayı hedefliyor
Plan, sadece federal kurumları değil, eyaletlerin bu alandaki bağımsız düzenlemelerini de hedef alıyor. Farklı eyaletlerde çıkarılan yapay zekâ yasalarının bir uyumsuzluk ve gecikme yarattığını öne süren yönetim, bu tür bağımsız adımların federal fonlara erişimle ilişkilendirilmesini öneriyor. Yani, kendi yapay zekâ regülasyonlarını uygulamaya koyan eyaletlerin merkezi hükümetten destek alması zorlaşabilir. Bu yaklaşım, Trump’ın teknoloji politikalarında merkezi otoriteyi güçlendirmeye çalıştığının göstergesi olarak yorumlanıyor.
Trump’ın planında sadece kuralların azaltılması değil, aynı zamanda altyapının hızla genişletilmesi de yer alıyor. Yarı iletken fabrikaları ve veri merkezlerinin inşasında çevresel ve idari engellerin kaldırılması öncelikli adımlardan biri. Yapay zekâ sistemlerinin veri işleme kapasitesi yüksek altyapılara ihtiyaç duyması, bu yatırımların aciliyetini artırıyor. Bu çerçevede, Enerji Bakanlığı ve Çevre Koruma Ajansı gibi kurumların mevcut süreçleri yeniden düzenlemeleri isteniyor.
Planın önemli başlıklarından biri de yapay zekânın orduya entegrasyonu. ABD ordusunun bu teknolojileri “agresif” biçimde benimsemesi gerektiği yönündeki ifade, belgenin güvenlik boyutunu öne çıkarıyor. Trump, özellikle savunma ve dış politika alanlarında yapay zekâ destekli karar alma sistemlerinin kullanımını artırmak istiyor. Bu kapsamda Savunma Bakanlığı’nın bürokratik prosedürleri hızlandırması ve risk odaklı değil, fırsat odaklı hareket etmesi talep ediliyor.
Tüm bunların yanında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkileri de göz ardı edilmiyor. Plan, otomasyonun pek çok sektörde istihdamı yeniden şekillendireceğini kabul ediyor ve buna karşılık geniş kapsamlı yeniden eğitim programları öneriyor. Meslek değişimlerine uyum sağlamak için teknik eğitim altyapısının güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Trump yönetimi, bu dönüşüm sürecinin yalnızca ekonomik değil, sosyal açıdan da dikkatli yönetilmesi gerektiğini belirtiyor.
Buna ek olarak biyoteknoloji, sağlık ve bilimsel araştırmalar gibi alanlar da yapay zekânın kullanımına açılacak öncelikli sektörler arasında yer alıyor. Özellikle yeni tedavi yöntemlerinin keşfi ve ilaç geliştirme süreçlerinde yapay zekânın katkısının artırılması hedefleniyor. Federal hükümet, bu tür projelere sağlanan kamu finansmanında esneklik tanımayı değerlendiriyor. Böylece üniversiteler ve özel araştırma merkezlerinin yapay zekâ destekli sağlık çözümlerine daha fazla odaklanması bekleniyor.
Yapay zekâ ile oluşturulan sahte içerikler de belge kapsamında değerlendirilen bir diğer konu. Deepfake gibi güvenlik riski taşıyan uygulamalara karşı etkili yasal önlemlerin alınması, hem içerik üreticileri hem de sosyal medya platformları için bağlayıcı hale getirilecek. Bununla birlikte, ifade özgürlüğünün sınırlandırılmaması için dengeli bir yaklaşım izleneceği belirtiliyor. Bu alanda Federal Ticaret Komisyonu ile Adalet Bakanlığı’nın birlikte çalışması planlanıyor.
Öte yandan, belge yarı iletken teknolojileriyle ilgili kritik uyarılar da içeriyor. Özellikle Çin gibi ülkelere yönelik çip ihracatındaki açıkların kapatılması ve ABD teknolojilerinin rekabetçi ülkelere aktarılmasının engellenmesi gerektiği ifade ediliyor. Trump yönetimi, bu konuda daha katı ihracat denetimlerinin yanı sıra yatırım engelleri getirmeyi de değerlendiriyor. Bu adımların amacı, yapay zekâ alanında teknolojik üstünlüğün korunması olarak öne çıkıyor.
Belgenin giriş kısmında, Trump’ın teknoloji danışmanı Michael Kratsios ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun imzası bulunuyor. Her iki isim de yapay zekânın gelecekteki jeopolitik dengeleri belirleyecek en önemli etken olduğunu vurguluyor. Yapay zekâ yarışında liderlik iddiasının sadece teknolojik bir başarı değil, ulusal güvenliğin sürdürülebilirliği için zorunlu olduğu ifade ediliyor. Bu planın, Trump yönetiminin ikinci döneminde teknoloji politikalarında belirleyici rol oynaması bekleniyor.