Teknoloji

Apple, Avrupa Birliği’nin iOS’te birlikte çalışabilirlik düzenlemelerine karşı temkinli yaklaşımını sürdürüyor

apple avrupa birliği

Apple, iOS işletim sistemi üzerinde yapılması istenen köklü değişikliklere karşı Avrupa Birliği ile dikkatli bir pazarlık yürütüyor. AB’nin Dijital Pazarlar Yasası kapsamında dayattığı birlikte çalışabilirlik kuralları, şirketin bugüne dek uyguladığı kapalı ekosistem anlayışını doğrudan etkiliyor. Bu kapsamda, iOS’teki bazı sistem düzeyinde işlevlerin dış geliştiricilere açılması isteniyor. Apple ise bu değişiklikleri zamana yayarak kontrollü biçimde uygulamayı tercih ediyor.

AB Komisyonu, mart ayında yaptığı açıklamada Apple’a yönelik net bir yol haritası sundu. Buna göre, üçüncü taraf cihazların iOS bildirim sistemine erişebilmesi için ilk beta sürümün 2025 sonuna kadar hazır olması bekleniyor. Tam işlevselliğin sağlanacağı nihai sürüm ise Haziran 2026’ya kadar sunulmalı. Aynı takvim, Wi-Fi bağlantı paylaşımı gibi diğer çekirdek özelliklerin de erişime açılması için geçerli.

Apple iOS’in kapalı yapısı nedeniyle geliştiricilerden tepki görüyor

Meta, Spotify ve Garmin gibi teknoloji firmaları, Apple’ın kısıtlayıcı politikalarının kullanıcıyla doğrudan bağlantı kurmalarını engellediğini belirtiyor. Bu firmalar, iPhone sahiplerine eşit deneyim sunabilmek için sistem düzeyinde verilere erişim hakkı talep ediyor. Özellikle Apple Watch ve AirPods’un sunduğu bütünleşik deneyime karşı rekabet edebilmek için bu erişimin kritik olduğunu savunuyorlar. Apple ise güvenlik ve gizliliği öne sürerek sınırlamaların kullanıcı lehine olduğunu dile getiriyor.

Buna rağmen, AB’nin yaklaşımı Apple’ın argümanlarını ikna edici bulmuyor. Komisyon, mevcut yapının rekabeti baltaladığını ve kullanıcıların seçim özgürlüğünü sınırladığını açıkça ifade ediyor. Apple’ın sistemsel ayrıcalıkları, üçüncü taraf uygulamaların potansiyelini kısıtladığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Bu nedenle birlikte çalışabilirlik adımları, sadece teknik değil aynı zamanda politik bir mesele olarak öne çıkıyor.

Apple, bu düzenlemelere karşı hukuki yollara da başvurdu. Şirketin yaptığı temyiz başvurusu Mayıs ayı sonunda tamamlandı. AB Komisyonu’nun nihai kararını önümüzdeki aylarda açıklaması bekleniyor. Temyiz süreci, Apple’ın bu düzenlemeleri uygulamak zorunda kalıp kalmayacağını netleştirecek.

Ancak AB kararının olduğu gibi onaylanması hâlinde Apple’ın yeni iOS güncellemelerinde bu özelliklere yer vermesi gerekecek. Bu durumda, söz konusu erişimlerin iOS 19 ya da muhtemel iOS 26 içinde yer alması öngörülüyor. Bu güncellemenin ilk adımlarının 2025’in son çeyreğinde dağıtılacağı tahmin ediliyor. Apple’ın sistemini ne ölçüde açacağı ise hâlâ büyük bir merak konusu.

Apple açısından kritik olan bir diğer unsur ise kullanıcı güvenliğini nasıl koruyacağı. Çünkü sistem seviyesinde açılacak her yeni erişim noktası, potansiyel güvenlik açıklarını beraberinde getirebilir. Şirketin yazılım mühendislerinin bu konuda nasıl bir teknik mimari geliştireceği, gelecek dönem stratejileri açısından belirleyici olacak. Bu nedenle, Apple’ın sadece hukuki değil aynı zamanda mühendislik odaklı bir savunma hazırlığı içinde olduğu düşünülüyor.

Öte yandan, bu düzenlemeler sadece Apple’ı değil, mobil yazılım ve donanım dünyasındaki tüm büyük oyuncuları ilgilendiriyor. Android tarafında uzun süredir uygulanan daha açık yapının, artık Apple tarafında da benzeri şekilde görülmeye başlanması sektördeki rekabet dengelerini değiştirebilir. Kullanıcılar açısından bakıldığında ise daha fazla seçenek ve entegrasyon imkânı gündeme gelebilir. Fakat bu süreçte gizlilik, performans ve deneyim gibi parametrelerin nasıl etkileneceği dikkatle izlenecek.