Apple, Avrupa Birliği’nin Dijital Pazarlar Yasası (DMA) kapsamında büyük teknoloji şirketlerine getirdiği yeni yükümlülüklere karşı resmî temyiz başvurusunda bulundu. Başvurunun temelinde, birlikte çalışabilirlik gereksinimlerinin kullanıcı gizliliğini ve sistem güvenliğini zayıflatabileceği yönündeki itirazlar yer alıyor. Şirketin bu konudaki karşı duruşu Aralık 2024’te yayımladığı beyaz kitapla kamuoyuna açıklanmıştı. Bu belgede yer verilen görüşler şimdi hukuki zeminde yeniden gündeme taşındı.
Apple, Avrupa Komisyonu’na sunduğu itirazında, iOS, iMessage ve diğer Apple servislerinin birlikte çalışabilirlik kapsamında dış firmalara açılmasının yalnızca teknik uyumluluk sorunu olmadığını belirtiyor. Şirkete göre bu açılım, dış yazılımların sistemdeki hassas verilere erişim ihtimalini artırıyor. Apple, üçüncü taraf uygulamaların bildirim içerikleri, kayıtlı Wi-Fi ağ geçmişi gibi kullanıcının bile farkında olmadığı alanlara erişim talep ettiğini ifade ediyor. Bu taleplerin kullanıcı kontrolü dışında gerçekleşebileceği de vurgulanıyor.
Temyiz başvurusunda öne çıkan bir diğer konu ise birlikte çalışabilirlik kuralının, Apple dışındaki firmalara aynı ölçüde uygulanmaması. Şirket, yalnızca kendisine yöneltilen teknik açılım taleplerinin orantısız olduğunu düşünüyor. Başvuruda özellikle Meta’nın (Facebook) bu kapsamda en fazla veri talebinde bulunan şirket olduğu belirtiliyor. Apple, Meta’nın taleplerinin çoğunun, görünürde işlevsel bir gerekçeye dayanmadığını da kaydediyor.
Apple, birlikte çalışabilirlik zorunluluğunun kullanıcı güvenliğini zedelediğini savunuyor
Apple tarafından yapılan açıklamada, teknolojilerinin birlikte ve kapalı bir ekosistem içinde tasarlandığı hatırlatılıyor. Bu yapının, kullanıcı deneyimini korumaya yönelik olduğu belirtiliyor. Açıklamaya göre birlikte çalışabilirlik zorunluluğu, bu sistemin temelini sarsacak ve kullanıcıların alıştığı deneyimi değiştirecek nitelikte. Ayrıca bu değişimin, sadece teknik değil, aynı zamanda maliyetli, zaman alıcı ve potansiyel olarak riskli sonuçları olabileceği de aktarılıyor.
Şirketin Avrupa’daki yetkililere sunduğu beyaz kitapta da benzer görüşlere yer verilmişti. Apple, burada, birlikte çalışabilirlik kurallarının kötüye kullanılabileceği, kullanıcı verilerinin açık hedef haline gelebileceği ve güvenlik önlemlerinin devre dışı kalabileceği uyarısında bulunmuştu. AB kullanıcılarını doğrudan hedef alan bu belgeyle Apple, kamuoyunda da destek aramıştı. Ancak Avrupa Komisyonu, bu görüşleri yeterli bulmamış ve 570 milyon dolarlık bir cezai işlem başlatmıştı.
Bu gelişmelerin ardından Apple, Mayıs 2025 itibarıyla söz konusu cezaya ve düzenleyici taleplere karşı kapsamlı bir temyiz süreci başlattı. Şirket, Komisyonun kendi görüşlerini yeterince dikkate almadığını ve geri bildirim taleplerine karşılık vermediğini iddia ediyor. Ayrıca bu süreçte, Avrupa genelinde kullanıcıların veri güvenliğini korumaya yönelik yasal yolların henüz yeterince açık olmadığını da savunuyor. Dolayısıyla, temyiz başvurusu yalnızca idari bir itiraz değil, aynı zamanda Apple’ın kullanıcı gizliliğini önceliklendiren bir duruşunun uzantısı olarak da değerlendirilebilir.
Önümüzdeki dönemde Avrupa Adalet Divanı’nın vereceği karar, yalnızca Apple’ı değil, AB içindeki diğer büyük dijital hizmet sağlayıcılarını da ilgilendirecek. Zira bu karar, birlikte çalışabilirlik, kullanıcı verisi ve platform güvenliği arasındaki sınırların yeniden çizilmesine neden olabilir. Apple’ın itirazı kabul edilmezse, şirket Avrupa’daki servis mimarisini köklü şekilde yeniden yapılandırmak zorunda kalabilir. Avrupa Komisyonu ise rekabetin güçlenmesi ve kullanıcıların seçeneklerinin artması yönündeki argümanlarında ısrarcı.
Apple ile Avrupa Birliği arasındaki bu gerilim, dijital hizmetlerin ne ölçüde birbirine entegre edilmesi gerektiği ve bunun kullanıcı haklarıyla nasıl dengeleneceği konusunu yeniden gündeme getiriyor. Bu tartışma yalnızca teknik bir farklılık değil; veri yönetimi, kullanıcı güvenliği ve platform bağımsızlığı gibi temel konuları da kapsıyor. Mahkeme süreci tamamlanana kadar, Avrupa’daki kullanıcılar ve geliştiriciler bu belirsizliğin nasıl sonuçlanacağını beklemeye devam edecek.