Android’in deprem uyarı sistemi, geçtiğimiz yıllarda birçok bölgede erken uyarı sağlayarak kullanıcıları potansiyel tehlikelerden saniyeler önce haberdar etti. 23 Nisan 2025’te İstanbul açıklarında meydana gelen orta şiddetli depremde, sistem P-dalgasını algılayarak kullanıcıların telefonlarına uyarı göndermişti. Benzer şekilde, Güney Amerika, Endonezya ve Japonya gibi sık sarsıntı yaşayan bölgelerde de sistemin aktif olarak çalıştığı görüldü. Google şimdi bu uyarı sistemini, Wear OS tabanlı akıllı saatlere de taşıyor.
Android işletim sistemi altında çalışan deprem uyarı sistemi, cihazlarda yer alan hareket sensörleriyle ilk sismik dalgaları algılıyor. Civar bölgelerdeki telefonlarla veri paylaşımı yaparak P-dalgalarının doğruluğunu test ediyor. Bu sayede kullanıcı, S-dalgası yani yıkıcı etkinin başlamasından önce kısa bir zaman aralığında uyarılıyor. Sistem, çok sayıda telefonun oluşturduğu dağıtık bir sensör ağı üzerinden çalışıyor.
Wear OS’e getirilen bu yeni işlev sayesinde, uyarılar yalnızca cep telefonlarıyla sınırlı kalmayacak. Akıllı saatler, Android telefonla eşleştirilmiş olsalar bile, kullanıcıların bileğindeyken doğrudan uyarı gösterebilecek. Bu durum, telefonun kullanıcıdan uzakta olduğu senaryolarda da erken uyarının iletilmesini mümkün kılacak.
Android Deprem Uyarı Sistemi kolunuzdayken de bildirim verecek
Haziran 2025 tarihli Google Play Services güncelleme notlarında bu özellik açıkça yer aldı. Google, “sarsıntıya sebep olabilecek bir deprem bekleniyorsa Wear üzerinde uyarı alacaksınız” ifadesini bu listeye ekledi. Bu uyarı sistemi daha önceki güncellemelerde işaret edilmiş olsa da, şimdi resmi olarak dağıtım süreci başlamış oldu. Özellik ilk etapta sınırlı sayıda kullanıcıya sunulsa da ilerleyen günlerde daha geniş kitlelere ulaşması bekleniyor.
Deprem uyarılarının saat ekranında görünmesi, özellikle geceleri veya telefonun sessizde olduğu durumlarda önem kazanıyor. Titreşimli uyarıların kol üzerinden doğrudan hissedilmesi, gelen uyarının kaçırılma ihtimalini azaltıyor. Böylece kullanıcı, bulunduğu ortamda hemen bir tepki verme şansı yakalayabiliyor. Sistem bir uygulama kurulumuna gerek olmadan, Play Services altyapısı üzerinden otomatik olarak çalışıyor.
Her ne kadar sistem tüm depremleri önceden tespit edemese de, saniyelerle sınırlı bu kısa uyarı süresi bile büyük fark yaratabiliyor. Özellikle okullar, işyerleri veya toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda, bu birkaç saniyelik avantaj insanların güvenli alanlara yönelmesini sağlayabiliyor. Google’ın bu özelliği Android dışındaki platformlara taşıma ihtimali ise şu an için bulunmuyor.
Wear OS tarafında yapılan bu genişleme, sistemin doğrudan donanıma bağlı olmadığı ve yalnızca bildirim düzeyinde çalıştığı anlamına geliyor. Yani saatin kendisi herhangi bir sismik ölçüm gerçekleştirmiyor. Android telefon üzerinden alınan veri, bildirim olarak saate iletiliyor. Bu yaklaşım sayesinde uygulamanın dağıtımı daha hızlı yapılabiliyor.
Bu tür sistemler, kullanıcıların günlük yaşantısı içinde ekstra bir çaba harcamadan güvenlik çözümlerinden yararlanmasını sağlıyor. Deprem riski taşıyan coğrafyalarda yaşayanlar için bu tür uyarılar, kısa sürede ciddi farklar yaratabiliyor. Saat ekranında belirgin bir uyarı almak, telefonun derinliklerinde gizli bir bildirimden çok daha etkili olabiliyor.
Google’ın attığı bu adım, mevcut sistemin kapsamını genişletmek adına somut bir ilerleme sunuyor. Böylece deprem gibi beklenmeyen durumlarda kullanıcıya bir uyarı daha fazla cihaz üzerinden iletilmiş oluyor. Android’in deprem uyarı sistemi artık sadece cebinizde değil, bileğinizde de sizi bilgilendirecek.