Microsoft’un bu hafta duyurduğu yeni işten çıkarma dalgası, özellikle oyun birimlerinde ciddi etkiler yarattı. Xbox Game Studios da bu sürecin doğrudan merkezinde yer aldı. Stüdyolarda yaşanan kapanmalar, projelerin iptali ve yüzlerce çalışanın işten çıkarılması, sektörde moral bozukluğuna neden oldu. Bu gelişmelerin ardından Xbox yöneticilerinden Matt Turnbull, dikkat çekici bir öneriyle gündeme geldi.
Turnbull, LinkedIn’de yaptığı ancak kısa sürede kaldırdığı paylaşımda, yapay zekâ araçlarının işten çıkarılan çalışanlar için faydalı olabileceğini belirtti. Ona göre bu araçlar, yaşanan duygusal ve zihinsel yükü azaltmak için birer destek mekanizması işlevi görebilir. Özellikle iş arama sürecinde, yapay zekânın kariyer planlama ve özgeçmiş hazırlama gibi konularda yol gösterici olabileceğini vurguladı. Ne var ki bu açıklama, sosyal medyada farklı tepkilerle karşılandı.
Xbox yöneticisi işten çıkarılanlara yapay zekâyla destek sunabileceğini savundu
Yapay zekâya dair görüşlerin toplumda bölünmüş olduğunu kabul eden Turnbull, yine de bu araçların doğru şekilde kullanıldığında bireye fayda sağlayabileceğini savundu. ChatGPT veya Copilot gibi büyük dil modelleri sayesinde, bir iş arayanın özgeçmişini yeniden yazması ya da LinkedIn profilini güçlendirmesi mümkün olabilir. Bunun yanında, yaşanan moral bozukluğu karşısında özgüveni toparlamak adına da bu araçlara başvurulabileceğini belirtti. Öte yandan bu açıklamaların, yaratıcı sektörlerdeki bazı kesimler tarafından soğuk karşılandığı görüldü.
Turnbull’un önerileri arasında dikkat çeken bazı komut örnekleri de vardı. Örneğin, “Kariyer koçu gibi davran, beni işten çıkardılar ve 30 günlük bir toparlanma planı hazırla” gibi öneriler, doğrudan rehberlik arayanlara yönelikti. Buna ek olarak, özgeçmişlerin farklı sektör yapıları için özelleştirilmesi de yapay zekâ destekli çözümler arasında yer aldı. Kimi komutlarla kullanıcılar, kendilerini daha güçlü hissettirecek mesaj taslaklarına da ulaşabiliyor.
Bunun yanında Turnbull, bu teknolojilerin kişisel deneyimlerin yerini tutmadığını açıkça dile getirdi. Onun ifadesine göre, yapay zekâ sadece süreci kolaylaştırma işlevi görüyor. Kişinin sesi ve yaşanmışlıkları hâlâ en değerli araçlar arasında yer alıyor. Fakat yaşanan yoğun stres altında, bazı adımların bu sistemler aracılığıyla daha pratik hale gelebileceği belirtiliyor.
Microsoft’un kısa süre önce yapay zekâ altyapılarına yönelik 80 milyar dolarlık yatırım planı açıklaması da konunun dikkat çeken bir başka boyutu oldu. Bu kadar büyük bir yatırımın ardından şirketin çalışan sayısını azaltması, sektörün farklı kesimlerinde sorgulamalara yol açtı. Her şeye rağmen, yapay zekâ teknolojilerinin gündelik iş süreçlerine entegre edilmesi hız kesmeden sürüyor. Bunun sektörel dönüşüme nasıl yansıyacağı ise zamanla netleşecek.
Yaratıcı sektörlerdeki iş güvencesizliği son yıllarda ciddi bir tartışma konusu haline gelmiş durumda. Özellikle oyun endüstrisinde stüdyo kapanmaları ve işten çıkarmalar neredeyse kalıcı hale gelmiş görünüyor. Bu da çalışanları hem ekonomik hem de psikolojik olarak zorluyor. Turnbull’un önerisi bu noktada, belki de çaresizlik içindeki bireyler için bir tür dijital yardım olarak değerlendirilebilir.
Yine de bazı sektör temsilcileri, bu öneriyi yüzeysel buluyor. Onlara göre yapay zekâyla duygusal bir krizi yönetmek, insan doğasının karmaşıklığını göz ardı etmek anlamına geliyor. Yapay zekâdan alınacak önerilerin kişisel bağlamdan uzak kalabileceği görüşü de sıkça dile getiriliyor. Buna rağmen, zaman baskısı ve zihinsel tükenmişlik yaşayan birçok kişi bu tür dijital desteklerden fayda görmeye devam ediyor.
Turnbull, LinkedIn paylaşımını neden sildiği konusunda bir açıklama yapmadı. Ancak gönderinin Bluesky gibi platformlarda yeniden paylaşılması, kamuoyunun ilgisini artırdı. Bazı yorumlarda, önerinin iyi niyetli ama zamanlamasının uygunsuz olduğu belirtildi. Tüm bunların yanında, dijital araçlara yönelmenin artık kaçınılmaz hale geldiği gerçeği yadsınamıyor.
