Microsoft’un 2021 yılında sunduğu Windows 11, masaüstü işletim sistemleri pazarında uzun zamandır beklenen dönüşümü gerçekleştirdi. StatCounter tarafından yayımlanan son rapora göre, Windows 11 artık en çok kullanılan masaüstü işletim sistemi konumunda. Bu veriye göre Windows 11 yüzde 52’lik paya ulaşırken, uzun süredir liderliğini sürdüren Windows 10’un payı yüzde 44,59’a geriledi. Yaklaşık dört yıl süren bu geçiş, Microsoft’un stratejisinin yavaş ama istikrarlı şekilde karşılık bulduğunu gösteriyor.
Her ne kadar Windows 11 PC oyuncuları arasında 2023 sonbaharında zirveye yerleşmiş olsa da, genel kullanıcı tabanında aynı hızda bir yükseliş söz konusu olmamıştı. Windows 11’in ilk iki yılı, yavaş benimsenme oranları ve donanım uyumluluğu tartışmalarıyla geçti. Ne var ki destek süresi yaklaşan Windows 10 kullanıcılarının karar verme süreci, son aylarda belirgin biçimde hız kazandı. Pazar payındaki bu değişim, geçişin kritik eşiği aştığını net biçimde ortaya koyuyor.
Donanım sınırlamaları ve geçiş hızını etkileyen kararlar Windows 11 sürecini şekillendirdi
Windows 11’in yavaş benimsenmesindeki temel etkenlerden biri, sistem gereksinimlerinin Windows 10’a kıyasla çok daha katı olmasıydı. TPM 2.0 gibi güvenlik gereksinimlerinin yanı sıra yalnızca belirli nesil işlemcileri desteklemesi, milyonlarca eski bilgisayarı doğrudan dışarıda bıraktı. Microsoft, Windows 10 kullanıcılarına ücretsiz yükseltme imkânı sunsa da, teknik uyumsuzluk bu fırsattan yararlanmayı çoğu kullanıcı için imkânsız hâle getirdi. Bu nedenle geçiş kararı, yazılım değil donanım değişimi üzerinden verilmek zorunda kaldı.
Tüm bunların yanında Microsoft, yükseltme yapamayan kullanıcılara sistemlerini yenilemeleri yönünde çeşitli mesajlar gösterdi. Bazı cihazlarda tam ekran uyarılarla Windows 11’e geçmenin mümkün olmadığı ve yeni donanım alınması gerektiği belirtiliyordu. Bu durum birçok kullanıcı tarafından tepkiyle karşılansa da, pazar payı verileri bu uyarıların belli ölçüde etkili olduğunu ortaya koyuyor. Kullanıcıların büyük bölümü, destek süresinin yaklaşmasıyla birlikte yeni sistemlere geçişi hızlandırmış görünüyor.
Windows 10’un desteği 14 Ekim 2025 tarihinde son bulacak ve bu tarihten sonra güvenlik güncellemeleri yalnızca belirli koşullarda sağlanacak. Microsoft, bu süreci yumuşatmak amacıyla bazı kullanıcılara bir yıllık ücretsiz güvenlik güncellemesi sunmayı planlıyor. Ancak bu ücretsiz güncellemelerden yararlanmak isteyenlerin, Windows Backup özelliğini etkinleştirmesi ve Belgeler klasörünü OneDrive ile senkronize etmesi gerekiyor. Bu koşulları kabul etmeyenlerin ise ya yıllık 30 dolarlık bir ödeme yapması ya da Microsoft Rewards üzerinden 1000 puan harcaması gerekecek.
Buna rağmen hâlâ çok sayıda cihaz Windows 10 ile çalışmaya devam ediyor. Özellikle kurumsal sistemlerde geçiş sürecinin daha temkinli ve uzun vadeli planlandığı gözlemleniyor. Donanım yatırımı gerektiren sistem yükseltmeleri, birçok işletme için kolay alınabilecek kararlar arasında yer almıyor. Bu yüzden Windows 10’un pazar payı tamamen sıfırlanmasa da, düşüş eğiliminin sürdüğü görülüyor.
Yazılım tarafında ise Windows 11’in sunduğu yenilikler ve özellikle yapay zekâ destekli araçlar, kullanıcıların geçiş motivasyonunu artırıyor. Yeni Copilot özellikleri, görev çubuğu düzenlemeleri ve sistem genelindeki performans iyileştirmeleri bu geçişin teknik gerekçelerini destekliyor. Bunlara ek olarak, oyun ve medya performansında Windows 11’in Windows 10’a göre daha stabil ve hızlı sonuçlar verdiği birçok bağımsız testle doğrulandı. Bu teknik kazanımlar, sadece estetik bir yenileme değil, işlevsel bir değişimi de beraberinde getiriyor.
StatCounter verileri, Windows 11’in artık pazarın ana oyuncusu hâline geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu da Microsoft’un ürün yaşam döngüsü stratejisine uygun biçimde ilerlediğini düşündürüyor. Ne var ki, bazı kullanıcılar hâlâ sistem gereksinimlerine takıldığı için yeni sürüme geçemiyor. Bu durum, donanım üreticilerinin ve yazılım geliştiricilerin entegrasyon süreçlerini daha erişilebilir kılmasıyla aşılabilecek bir engel olarak öne çıkıyor.