Teknoloji

Windows 11 artık çevrimdışı kurulumları tolere etmiyor

windows 11 25h2

Microsoft, Windows 11 kullanıcılarının yıllardır kullandığı çevrimdışı kurulum yöntemlerini birer birer sistemden çıkarmaya başladı. Son yayınlanan test sürümünde bu eğilimin artık kalıcı hale geldiği net biçimde görülüyor. Özellikle yerel hesap açmayı sağlayan komutların devre dışı bırakılması, kurulumu daha katı bir yapıya dönüştürdü. Kullanıcılar, kurulum sürecinde internet bağlantısı olmadan devam etme esnekliğini büyük ölçüde kaybetti.

Bunun yanı sıra, Microsoft daha önce çalıştığı bilinen bazı yöntemlerin artık işe yaramadığını da açık biçimde duyurdu. Mesela “bypassnro” komutu yılın ilk aylarında etkisizleştirilmişti; şimdiyse “start ms-cxh:localonly” komutu da geçerliliğini tamamen yitirdi. Bu komutu kullananlar artık kurulum ekranına geri dönmek zorunda kalıyor, çünkü sistem, Microsoft hesabı tanımlanmadan kurulumu ilerletmiyor. Tüm bunlara bakıldığında, şirketin bu konuda geri adım atmaya pek de niyetli olmadığı anlaşılıyor. Ne var ki bu durum, farklı kullanıcı profilleri açısından bazı sıkıntıları da beraberinde getiriyor.

Windows 11 kurulum süreci, artık çevrimdışı kullanıcıları sistemin dışına itiyor

Windows Insider ekibinden Amanda Langowski, bu geçici çözümlerin sistemsel istikrarsızlığa yol açtığını savunuyor. Ona göre, yerel hesap açmaya yönelik kullanılan bu yollar, sadece hesap oluşturmayı değil, aynı zamanda bazı önemli ayar ekranlarını da atlıyor. Bu da doğrudan cihazın eksik yapılandırmayla açılmasına sebep oluyor. Öte yandan, kullanıcıların kurulum sırasında tercih ettiği kişisel ayarların da sistem tarafından dikkate alınmaması, deneyim açısından olumsuzluk yaratıyor. Yine de Microsoft’un bu gerekçeleri tüm kullanıcılar tarafından ikna edici bulunmuyor.

Kurulum sırasında zorunlu hale gelen internet bağlantısı, farklı bölgelerdeki kullanıcıları doğrudan etkiliyor. Özellikle kırsal alanlarda ya da geçici kurulum yapan teknik ekiplerde internet erişiminin sınırlı olması süreci sekteye uğratıyor. Tüm bunların yanında, Microsoft hesabı kullanmak istemeyen kullanıcılar da bu yeni kurallardan olumsuz etkileniyor. Çünkü bazı kullanıcılar sadece e-posta adreslerinden türetilen kullanıcı klasör ismini istemediği için bile yerel hesap açmayı tercih ediyordu. Şimdi bu seçenek, pratikte neredeyse tamamen ortadan kalktı.

Microsoft her ne kadar küçük bazı esneklikler sunmaya çalışsa da, bu çözümler kullanıcı dostu değil. Örneğin, klasör ismini değiştirmek isteyen birinin belirli bir komutu manuel olarak çalıştırması gerekiyor. Fakat bu çözüm, ileri düzey bilgiye sahip olmayan kullanıcılar için uygulanabilir değil. Bu nedenle birçok kişi, sistemin sunduğu varsayılan klasör ismiyle devam etmek zorunda kalıyor. Kişiselleştirme seçeneklerinin bu kadar daralması, kullanıcı alışkanlıklarına ters düşüyor.

Geçmişte, kurulum esnasında yerel hesap açmak isteyen kullanıcılar bunu rahatlıkla yapabiliyordu. Dahası, bu işlemi gerçekleştirmek için karmaşık yanıt dosyalarına ya da özel betiklere gerek duyulmuyordu. Fakat bugün gelinen noktada, teknik bilgiye sahip olanların bile kurulum sürecinde zorlandığı bir yapı söz konusu. Bu durum, özellikle profesyonel kullanıcılar açısından süreci daha zahmetli hale getiriyor. Tüm bunların üstüne, bir de kurulumun her cihaz için ayrı ayrı yapılması zorunluluğu eklendiğinde, iş yükü ciddi biçimde artıyor.

Microsoft’un bu yeni yaklaşımı, kullanıcıyı daha kontrollü bir sistem içine dahil etmeye yönelik bir eğilimi gösteriyor. Öte yandan bu eğilim, kullanıcı özgürlüğüyle çelişen bazı yönleri de beraberinde getiriyor. Çünkü artık sistemin nasıl kurulacağına dair temel kararlar, tamamen Microsoft tarafından belirleniyor. Bu da kullanıcıların kişisel tercihlerinin arka plana atılması anlamına geliyor. Kurulum süreci, kullanıcı merkezli olmaktan uzaklaşıyor.

Buna rağmen, Microsoft bu politikaların uzun vadede güvenlik ve stabilite sağlayacağını öne sürüyor. Fakat bazı kullanıcılar bu açıklamaları yeterli bulmuyor ve alternatif yollar aramaya devam ediyor. Özellikle kurumsal ağlarda çalışan sistem yöneticileri, merkezi kurulumlar için daha fazla esneklik talep ediyor. Şirketin bu konuda kullanıcı geri bildirimlerine ne kadar kulak vereceği ise zamanla netleşecek. Her durumda, bugünkü tablo oldukça kısıtlayıcı bir yapıya işaret ediyor.

Yerel hesap açmanın önüne konan bu engeller, sadece teknik değil, aynı zamanda felsefi bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Kullanıcıların sistem üzerindeki kontrol gücünün azalması, özgür yazılım ve kişisel veri yönetimi konularında da yeni sorular doğuruyor. Kurulum süreci artık sadece teknik bir aşama olmaktan çıkıyor; kullanıcıyla sistem arasında kurulan ilk ilişkiyi temsil ediyor. Bu ilişkinin tek taraflı hale gelmesi, özellikle deneyimli kullanıcılar için rahatsız edici bir değişim anlamı taşıyor.

Windows 11’in bu yeni kurulum yapısı, internet bağlantısına dayalı sistemlerin nasıl şekilleneceğine dair bir örnek sunuyor. Fakat bu örnek, her kullanıcı için ideal bir model değil. Çünkü tüm cihazlar her an çevrim içi olamıyor ya da her kullanıcı kişisel hesabını işletim sistemiyle entegre etmek istemiyor. Bu gibi tercihlerin dikkate alınmaması, uzun vadede kullanıcı deneyimini zayıflatabilir. Dolayısıyla, sistemin esnekliğini artıran adımların yeniden gündeme gelmesi kaçınılmaz hale gelebilir.