Teknoloji

TSMC, BAE’de büyük ölçekli bir çip tesisi için yeni bir hamle planlıyor

tsmc fabrika

Dünyanın en büyük yarı iletken üreticilerinden TSMC, son dönemde farklı coğrafyalarda üretim kapasitesini genişletmeye dönük çeşitli adımlar atıyor. Şirketin bu yöndeki en yeni girişimi ise Birleşik Arap Emirlikleri‘nde kurulması planlanan yeni bir üretim tesisiyle ilgili. Bloomberg’in aktardığı bilgilere göre, TSMC yetkilileri, ABD’nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve BAE devlet fonu MGX ile bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Bu temaslarda, ülkede büyük ölçekli bir çip fabrikası inşa edilmesi konusu gündeme geldi.

Söz konusu tesisin, TSMC’nin ABD Arizona’da kurmakta olduğu fabrika ile benzer büyüklükte olabileceği ifade ediliyor. Ancak şu ana kadar proje kapsamında kamuoyuna açıklanmış teknik ya da finansal bir detay bulunmuyor. Görüşmelerin henüz ön hazırlık aşamasında olduğu anlaşılıyor. Bu girişim, sadece üretim hacmini artırmaya değil, aynı zamanda bölgesel varlığın çeşitlendirilmesine de yönelik bir hamle olarak değerlendirilebilir.

Geçmişte de benzer bir fikir masaya yatırılmış, TSMC ve Samsung gibi büyük üreticiler 2024’ün üçüncü çeyreğinde BAE’de üretim yapma olasılıklarını incelemişti. O dönemde, şirket yöneticilerinin bölgeyi ziyaret ettikleri ve bazı ön temaslarda bulundukları biliniyordu. Ne var ki bu ilk görüşmeler herhangi bir resmi sonuç doğurmamıştı. Şimdi yeniden gündeme gelen proje için taraflar daha ciddi ve uzun vadeli değerlendirmeler yürütüyor.

TSMC’nin ABD ile yaptığı görüşmelerde egemenlik meselesi önemli bir pürüz oluşturdu

Görüşmelerin önceki turunda, Washington yönetiminin projeye doğrudan egemen kontrol şartı getirmesi, BAE tarafı için kabul edilebilir bir durum olmamıştı. ABD yetkilileri, kurulacak fabrikanın stratejik açıdan mutlak denetim altında olmasını istiyor. Bu durum, özellikle gelişmiş çip üretim süreçlerinin başka ülkelerin erişimine açılması konusunda yaşanan hassasiyetle ilişkili. Öte yandan, Çin ve İran gibi aktörlerin bölgedeki etkisi de bu güvenlik kaygılarını artırıyor.

ABD’li eski yetkililer arasında projeye kuşkuyla yaklaşanların sayısı az değil. Trump döneminde görev almış bazı isimler, bu yatırımın Arizona’daki mevcut üretim planlarını sekteye uğratabileceğini dile getiriyor. TSMC’nin Arizona’daki yatırım taahhüdü 165 milyar dolar seviyesinde. Bu meblağın yalnızca 2025 yılı içerisinde 42 milyar doları harcamaya dönüşecek.

Fabrikanın BAE’de hayata geçirilmesi durumunda, şirketin yeterli insan kaynağına erişimde zorluk yaşaması da olası senaryolar arasında. BAE’de bu ölçekte bir üretim tesisini yönetecek eğitimli ve deneyimli mühendis sayısının sınırlı olduğu biliniyor. Bu nedenle, personel ihtiyacının mevcut üretim hatlarından karşılanması gerekebilir. Böyle bir durum, başta ABD olmak üzere diğer üretim merkezlerinin operasyonel verimliliğini etkileyebilir.

Tüm bu belirsizliklere karşın, Birleşik Arap Emirlikleri teknoloji alanında büyüme hedeflerinden geri adım atmış değil. Ülke, G42 isimli yapay zeka şirketi aracılığıyla ABD’den Nvidia üretimi GPU’lar temin etti. Yakın zamanda ise OpenAI, Abu Dabi’de 1 GW kapasiteli bir yapay zeka veri merkezi kuracağını duyurdu. Bu projeler, BAE’nin dijital altyapısını genişletmeye kararlı olduğunu gösteriyor.

ABD içindeki görüş ayrılıkları da projenin geleceğini etkileyebilir. Örneğin, eski Başkan Donald Trump’ın danışmanlarından David Sacks, projenin olumlu değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Sacks’a göre, ABD yapay zeka teknolojisini sadece kendi içinde değil, küresel ölçekte yaygınlaştırmak zorunda. Aksi halde, Çin gibi rakip ülkelerin teknoloji üstünlüğü elde etmesi kaçınılmaz olabilir.

TSMC cephesi ise bu gelişmelere ilişkin sessizliğini koruyor. Bloomberg’e yapılan açıklamada, şirketin söylentiler hakkında yorum yapmadığı belirtildi. Aynı şekilde, ABD yönetimi ve Orta Doğu Özel Temsilciliği de konuya dair herhangi bir açıklamada bulunmadı. BAE Dışişleri Bakanlığı ve MGX de kamuoyuna bilgi vermeyi tercih etmedi.

Bu süreçteki belirsizliklerin ortadan kalkması için daha somut adımların atılması bekleniyor. Hem teknik hem diplomatik açıdan karmaşık olan bu proje, sadece ticari değil aynı zamanda jeopolitik dengeler açısından da önem taşıyor. TSMC, küresel üretim haritasında yeni bir denge noktası kurmaya çalışırken, karşısında yalnızca lojistik ve finansman değil, çok boyutlu siyasi dinamikler de yer alıyor.