ABD Başkanı Donald Trump, Microsoft’un küresel ilişkiler başkanı Lisa Monaco için görevden alınma çağrısı yaptı. Trump, bu talebi Truth Social üzerinden duyurdu ve gerekçe olarak Monaco’nun geçmişteki devlet görevlerini öne sürdü.
Trump’ın açıklamalarında Monaco’nun “ulusal güvenlik için tehdit” olduğu vurgusu yer aldı. Trump, Monaco’nun Microsoft’taki görevi sayesinde hassas bilgilere erişim imkanı bulabileceğini iddia etti. Ayrıca Monaco’nun güvenlik izinlerinin iptal edildiğini ve federal binalara girişinin yasaklandığını söyledi. Buna rağmen Microsoft tarafından ya da Monaco’dan herhangi bir resmi yanıt verilmedi. Tüm bu gelişmeler teknoloji ile siyaset arasındaki ilişkilerin yeniden gündeme taşınmasına neden oldu.
Monaco, Microsoft tarafından 2025 yılının ortalarında küresel ilişkiler başkanı olarak atanmıştı. Bu pozisyon kapsamında şirketin uluslararası kurumlarla ilişkilerini, siber güvenlik politikalarını ve dijital suçlarla mücadele süreçlerini yöneteceği belirtilmişti. Monaco, daha önce Barack Obama döneminde Beyaz Saray’da ulusal güvenlik danışmanlığı yapmış, ardından Joe Biden yönetiminde yardımcı adalet bakanı görevini üstlenmişti. Bu nedenle Trump’ın suçlamalarının temelinde Monaco’nun geçmişteki devlet görevleri bulunuyor. Buna ek olarak Trump’ın federal soruşturmalardan sorumlu olan Adalet Bakanı Merrick Garland ile bağlantılı isimlere özel bir tavır sergilediği görülüyor.
Trump’ın Monaco’ya yönelik çağrısı, onun özel sektördeki isimlere doğrudan müdahale etme girişimlerinin son örneği oldu. Daha önce Intel’in tepe yöneticisi Lip-Bu Tan’dan istifa talebinde bulunmuştu. Bu yaklaşımın ardından gözler şimdi Microsoft’a çevrilmiş durumda. Microsoft’un özellikle hükümetle yaptığı yüksek bütçeli sözleşmeler ve ulusal güvenlik projeleri nedeniyle Trump’ın açıklamaları daha da önem kazanıyor. Böylelikle şirketin iş dünyası ile siyasetin kesiştiği noktada nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu haline geldi.
Lisa Monaco’nun geçmiş görevleri Trump’ın çıkışına zemin hazırladı
Monaco, kariyerinde uzun yıllar boyunca devlet kurumlarında çalıştı. Obama yönetiminde ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yaparken terörle mücadele ve siber tehditler üzerine politikalar geliştirdi. Biden döneminde ise adalet bakanlığında en üst düzey ikinci isim olarak sorumluluk üstlendi. Tüm bu görevler onun ulusal güvenlik alanında etkin bir figür olmasına yol açtı. Bu geçmiş nedeniyle Trump’ın, Microsoft gibi hükümetle yakın ilişkileri bulunan bir şirkette görev almasını eleştirdiği görülüyor.
Trump’ın çağrısının ardından Microsoft’un sessiz kalması, konunun daha da büyümesine yol açtı. Şirketin, federal kurumlarla olan projelerinden dolayı siyasi baskılara karşı nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini koruyor. Monaco ise kariyerinde ilk kez özel sektörde bu denli önemli bir rol üstlenmiş durumda. Şimdilik Trump’ın talepleri karşısında nasıl bir gelişme yaşanacağı bilinmiyor.
Bu haberle birlikte teknoloji devlerinin üst düzey yöneticilerinin siyasi gündemin parçası haline gelmesi tekrar gündeme taşınmış oldu. ABD’de kamu ve özel sektör arasındaki sınırlar son yıllarda daha tartışmalı hale gelirken, Trump’ın çıkışları bu tartışmaların daha da görünür olmasına yol açtı. Microsoft’un sessizliği ve Monaco’nun pozisyonundaki belirsizlik, ilerleyen günlerde konunun yeniden değerlendirileceğini gösteriyor.
