Tinder, klasik bireysel eşleşme anlayışını dönüştüren yeni bir özelliği kullanıma sundu. “Double Date” ismiyle duyurulan bu yenilik, kullanıcıların arkadaşlarıyla birlikte çiftli buluşmalar yapmasına imkân tanıyor. Özellik şu anda yalnızca ABD’de aktif durumda ancak temmuz itibarıyla küresel çapta erişilebilir olacak. Tinder bu adımıyla hem sosyal etkileşimi artırmayı hem de uygulamadaki durağanlığı hareketlendirmeyi hedefliyor.
Double Date, uygulamanın sağ üst köşesinde bulunan yeni bir simgeyle erişilebilen özel bir sekmede yer alıyor. Kullanıcılar buradan en fazla üç arkadaşlarını davet edebiliyor. Eşleşme sayfasında yan yana görünen profiller çiftler hâlinde listeleniyor. Eşleşme, iki farklı çiftten birer kişinin karşılıklı olarak beğenmesiyle gerçekleşiyor.
Tinder, gençlerin sosyal tanışma isteğine grup sohbetle yanıt veriyor
Eşleşme gerçekleştiğinde uygulama otomatik olarak dört kişilik bir grup sohbeti başlatıyor. Bu sohbet ekranı, çiftlerin daha doğal bir iletişim kurmasına ortam hazırlıyor. Böylece tanışma süreci daha az baskı içeren ve daha keyifli bir hâl alıyor. Tinder, bu yolla bireysel buluşma kaygılarını azaltmayı amaçlıyor.
Tinder’ın ürün pazarlama sorumlusu Cleo Long, The Verge’e verdiği demeçte bu özelliğin Avrupa’da birkaç aydır test edildiğini belirtiyor. Long, özellikle Z kuşağının flört ederken yaşadığı sosyal baskının farkında olduklarını vurguluyor. Bu yüzden yeni özelliğin daha eğlenceli, daha sosyal ve daha konforlu bir tanışma deneyimi sunduğunu ifade ediyor. Arkadaş desteğiyle tanışmanın gençler arasında daha yaygın olduğunu da sözlerine ekliyor.
Tinder’ın son yıllarda uygulamaya entegre ettiği sosyal araçlar, bireysel flört anlayışının ötesine geçiyor. Daha önce randevu planlarını arkadaşlarla paylaşma imkânı sunan bir sistem tanıtılmıştı. Bununla birlikte kullanıcıların yakın çevresinin onlar adına eşleşme arayabileceği başka bir özellik de geliştirilmişti. Double Date, bu sosyal etkileşimleri daha ileri bir noktaya taşıyor.
Yeni özellik sayesinde arkadaşlar, birlikte daha rahat ve eğlenceli bir flört ortamı yaratabiliyor. Grup eşleşmesi, sohbetlerin daha samimi bir şekilde ilerlemesine olanak tanıyor. Tüm bunların yanında, olası gerginliklerin paylaşılması ve daha güvenli bir tanışma deneyimi yaşanması da mümkün hâle geliyor. Özellikle ilk buluşmaların daha rahat geçmesi açısından bu tür destekleyici özelliklerin önemli olduğu düşünülüyor.
Her ne kadar bu özellik şu an sadece ABD’de aktif hâlde olsa da, Tinder Temmuz ayı itibarıyla tüm dünyada erişime açmayı planlıyor. Böylece kullanıcılar, farklı kültürlerden arkadaşlarıyla birlikte uygulamayı daha sosyal biçimde kullanabilecek. Grup temelli etkileşimler, kullanıcı bağlılığı açısından da uygulamanın performansına katkı sağlayabilir. Tinder’ın bu doğrultuda daha fazla sosyal deneyim sunacak yenilikler üzerinde çalıştığı biliniyor.
Double Date, yalnızca yeni insanlarla tanışmayı kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda arkadaş ortamlarını dijital ortama taşıyor. Flört uygulamalarının bireyselliğinden uzaklaşmak isteyen kullanıcılar için grup bazlı buluşma fikri yeni bir alternatif sunuyor. Tüm bunlara ek olarak, bu tür özelliklerin sosyal medya etkisiyle daha hızlı yayılacağı tahmin ediliyor. Özellikle genç kullanıcı kitlesi arasında bu tür sosyal flört modellerine olan ilgi giderek artıyor.
Tinder’ın bu hamlesi, özellikle çiftli buluşma uygulamaları arasında öne çıkan Doubble ve Fourplay gibi platformlara karşı rekabeti doğrudan artırıyor. Bu uygulamalar uzun süredir grup eşleşme modeline odaklanmış durumda. Tinder’ın benzer bir model sunması, hem kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor hem de alternatif uygulamaların pazar payını etkileyebilir. Bu durum, flört uygulamaları arasında sosyal etkileşim temelli bir dönüşümün kapısını aralıyor.
Yeni özelliğin kullanıcı alışkanlıklarında kalıcı bir değişim yaratıp yaratmayacağı zamanla netlik kazanacak. Ancak görünen o ki sosyal ve arkadaş temelli tanışmalar, dijital flört ortamında giderek daha fazla yer buluyor. Tinder’ın önümüzdeki dönemde bu tür sosyal odaklı özellikleri daha fazla ön plana çıkaracağı öngörülüyor. Bu da bireysel eşleşme deneyiminin artık tek seçenek olmadığını gösteriyor.