Tesla ve Amazon, Türkiye merkezli yeni bir yönetim yapılanması üzerinde çalışıyor. İstanbul’da kurulması planlanan ofisler, şirketlerin Avrupa ve çevre bölgelere dönük operasyonlarını kapsıyor. Plan, yalnızca yerel faaliyetleri değil, bölgesel karar süreçlerini de içeriyor. Gelişme, küresel teknoloji şirketlerinin Türkiye’ye bakışını doğrudan ilgilendiriyor.
Tesla cephesinde planlanan yapı, yalnızca satış veya pazarlama faaliyetleriyle sınırlı kalmıyor. Şirket, İstanbul merkezli ofis üzerinden tedarik zinciri, yazılım operasyonları ve bölgesel koordinasyon süreçlerini yönetmeyi hedefliyor. Bunun yanında, Avrupa pazarına yakınlık önemli bir avantaj sağlıyor. Ancak bu yapılanma üretim yatırımı anlamı taşımıyor. Buna rağmen, karar alma mekanizmalarının Türkiye’ye kayması farklı bir tablo ortaya koyuyor. Bu tablo, şirketin bölgesel yönetim anlayışında değişime işaret ediyor.
Amazon tarafında ise daha somut bir altyapı geçmişi bulunuyor. İstanbul Tuzla’daki lojistik merkez, hâlihazırda aktif biçimde çalışıyor. Yeni planlanan yönetim ofisi, bu lojistik yapının idari merkezini oluşturacak. Öte yandan, e-ticaret, bulut servisleri ve bölgesel tedarik operasyonları tek merkezden koordine edilecek. Bu yapı, Amazon’un Türkiye’deki varlığını operasyonel seviyeden yönetsel seviyeye taşıyor. Her şeye rağmen, şirket henüz resmi bir takvim açıklamış değil.
Her iki şirketin de İstanbul’u tercih etmesinde insan kaynağı önemli rol oynuyor. Türkiye’deki yazılım geliştiriciler, mühendisler ve operasyon uzmanları uzun süredir küresel şirketlerin radarında yer alıyor. Bunun yanı sıra, zaman dilimi avantajı bölgesel koordinasyonu kolaylaştırıyor. Ulaşım altyapısı ve iletişim ağları da bu tercihi destekliyor. Fakat şirketler, bu unsurları kamuoyuna açık biçimde sıralamıyor. Bilgiler sektör kaynaklarıyla sınırlı kalıyor.
Tesla ve Amazon, İstanbul merkezli yönetim yapısını planlıyor
Bu planlama sürecinde Google faktörü de masada bulunuyor. Google’ın İstanbul’daki mevcut operasyonlarını tek merkezde toplama ihtimali konuşuluyor. Böyle bir yapı, üç büyük Amerikan şirketinin aynı şehirde bölgesel yönetim yürütmesi anlamına geliyor. Ek olarak, bu merkezler arasında operasyonel bir bağ kurulup kurulmayacağı belirsizliğini koruyor. Ancak fiziksel yakınlık, koordinasyon açısından avantaj yaratıyor. Ne var ki, bu konuda doğrulanmış bir ortaklık bilgisi yer almıyor.
Türkiye açısından bakıldığında süreç, doğrudan yabancı yatırım başlığı altında ele alınıyor. Yönetim ofisleri, yüksek hacimli sermaye girişleri anlamına gelmiyor. Buna rağmen, karar mekanizmalarının ülkede konumlanması önemli bir ayrıntı oluşturuyor. Özellikle bölgesel stratejilerin İstanbul’dan belirlenmesi, Türkiye’yi farklı bir noktaya taşıyor. Tüm bunların yanında, istihdam tarafında nitelikli pozisyonlar öne çıkıyor. Şirketler, bu başlıkta da net rakam paylaşmıyor.
Gelişmeler, teknoloji ve lojistik sektörlerini yakından ilgilendiriyor. Tesla ve Amazon’un atacağı adımlar, benzer şirketlerin kararlarını da etkileyebilir. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin bölgesel merkez olarak algılanması daha görünür hâle geliyor. Sürecin hangi hızda ilerleyeceği ise şirketlerin resmi açıklamalarıyla netleşecek. Şu aşamada bilgiler, planlama ve hazırlık düzeyinde bulunuyor. Kamuoyu, bu başlıkta gelecek yeni duyurulara odaklanmış halde.
