Ulaşım

Tesla Cybercab üretimi için bant 2026’nın nisan ayında dönecek

tesla cybercab

Tesla, uzun süredir otonom sürüş konusunda iddialı hedefler belirliyor. Şimdi ise bu hedeflerin somut bir adımı olan Cybercab için tarih verildi. Elon Musk, şirketin yıllık hissedarlar toplantısında yaptığı açıklamayla, Tesla Cybercab üretiminin 2026 Nisan ayında başlayacağını duyurdu. Araçlar, Teksas’ın Austin kentindeki Tesla fabrikasında banttan inecek. Açıklama, aynı toplantıda Musk’a onaylanan milyarlarca dolarlık hisse temelli ödeme planının hemen ardından geldi.

Cybercab, Tesla’nın bugüne dek geliştirdiği en radikal araç tasarımıyla dikkat çekiyor. Aracın içerisinde direksiyon, pedal ya da yan aynalar bulunmuyor. Tüm bunlara ek olarak, bu modelin tamamen sürücüsüz kullanım için geliştirildiği özellikle vurgulanıyor. Musk, aracın kilometre başına düşen maliyet açısından da en verimli otonom çözüm olacağını ifade etti. Diğer yandan, aracın sadeleştirilmiş yapısı hem mühendislik açısından hem de mevzuat düzeyinde çeşitli tartışmaları beraberinde getiriyor. Tesla ise bu konuda geri adım atmaya niyetli görünmüyor.

Tesla Cybercab ile robotaksi planlarını hızlandırmayı amaçlıyor

Cybercab’in üretimi yalnızca teknik değil, aynı zamanda üretim hızı açısından da farklı bir ölçek vadediyor. Musk’ın iddiasına göre, bu araçların üretiminde her birim sadece 10 saniyede tamamlanabilecek. Bu süre, Model Y gibi Tesla’nın mevcut modellerine göre neredeyse altı kat daha kısa. Böyle bir üretim temposuyla yılda 2 ila 3 milyon arasında Cybercab üretilebileceği belirtiliyor. Fakat bu rakamlar gerçekçi mi, yoksa bir vizyon çizme çabası mı, şimdilik net değil. Ne var ki Musk’ın iddialarına göre, üretim hattı bu hedefe ulaşmak için planlandı.

Tüm bunların yanında, Tesla içinde bile Cybercab’in tasarımına dair fikir ayrılıkları yaşanmıştı. Şirketin yönetim kurulu başkanı Robyn Denholm, kısa süre önce yaptığı açıklamada, araçta yedek olarak direksiyon ve pedallar bulunabileceğini söylemişti. Ancak Musk, bu fikri rafa kaldırarak aracın tamamen sade bir yapıda kalmasına karar verdi. Bu durum, Tesla’nın ürün geliştirme süreçlerinde kararların ne kadar kişisel ağırlıklı olduğunu bir kez daha gösterdi. Öte yandan, bu yaklaşımın düzenleyici kurumlarla olan ilişkilere nasıl yansıyacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Çünkü ABD’de bu ölçüde radikal tasarımlara henüz sistematik bir onay yolu oluşturulabilmiş değil.

Direksiyonsuz bir aracın yollara çıkabilmesi, yalnızca teknolojiyle değil, aynı zamanda düzenlemelerle de doğrudan bağlantılı. Amerikan Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA), bu tür araçlar için özel izin süreçleri yürütüyor. Şimdiye kadar Amazon destekli Zoox gibi birkaç firma, sınırlı alanlarda test amaçlı onay alabilmişti. Ancak bu izinler yalnızca belirli durumları kapsıyor, ticari kullanıma geçiş için ayrıca değerlendirme yapılıyor. GM’nin Cruise Origin modeli ise gerekli onayları alamamıştı. Bu tabloya bakıldığında Tesla’nın Cybercab’i için benzer zorlukların yaşanması oldukça olası görünüyor.

Tüm bu teknik ve hukuki zorluklara rağmen Musk, Cybercab’in şehirlerde yaygınlaşmasının önünde bir engel kalmayacağını düşünüyor. Hissedarlar toplantısında gelen bir soruya yanıt verirken, üretilen tüm Cybercab’lerin şehir içi ulaşımda kullanılacağını dile getirdi. Ona göre, bu tarz araçlar şehir hayatının bir parçası haline geldikçe, regülasyon kurumları da mevcut kuralları gözden geçirmek zorunda kalacak. Bu yaklaşım, Tesla’nın teknolojiye regülasyondan daha fazla güvendiğini gösteriyor. Öte yandan, şehirlerin bu araçlara ne kadar hızlı uyum sağlayacağı sorusu da hâlâ masada duruyor. Her şeyden önce güvenlik, kullanıcı alışkanlıkları ve altyapı sorunları da bu sürecin önemli belirleyicileri olacak.

Tesla, Cybercab modelini ilk kez 2024’ün son çeyreğinde Kaliforniya’daki “We, Robot” etkinliğinde kamuoyuna tanıtmıştı. O dönemde bu aracın sadece robotaksi değil, kişisel kullanım için de sunulabileceği konuşulmuştu. Fakat bugüne kadar Tesla, bu aracı herhangi bir ticarî hizmette kullanmış değil. Şirketin otonom taksi hizmeti şu an sadece Model Y araçlar ile Austin’in belirli bölgelerinde test ediliyor. Bu testlerde de tamamen sürücüsüz kullanım henüz gerçekleşmedi, çünkü araçta bir Tesla çalışanı gözetmen olarak yolculuklara eşlik ediyor. Bu da yazılımın hâlâ tam anlamıyla bağımsız sürüş kabiliyetine ulaşmadığını gösteriyor.