ManşetlerUlaşım

Tesla, 2025’in üçüncü çeyreğinde satışlarını artırdı ancak zorlu bir dönem kapıda

tesla model y

Tesla, 2025’in üçüncü çeyreğinde uzun süredir ilk kez yukarı yönlü bir grafik çizmeyi başardı. Satışlarda görülen bu artış, doğrudan ABD’deki federal elektrikli araç teşviklerinin etkisiyle gerçekleşti. Özellikle 30 Eylül’de sona eren 7.500 dolarlık vergi kredisi, tüketicilerin karar süreçlerini hızlandırdı. Şirket, yılın ilk yarısında biriken araç stoklarını bu sayede büyük ölçüde eritebildi.

Bu çeyrekte toplam 447.450 araç üretildiği açıklanırken, üretimin büyük kısmını yine Model 3 ve Model Y oluşturdu. 435.826 adetlik bu iki modelin yanında, Model S, Model X ve Cybertruck gibi “diğer modeller” ise 11.624 adetle sınırlı kaldı. Ne var ki üretimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 oranında bir düşüş yaşandığı da gözden kaçmamalı. Öte yandan teslimat tarafında daha farklı bir tablo ortaya çıktı. Tesla, bu üç aylık süreçte toplam 497.099 araç teslim ederek üretimin üzerinde bir performans sergiledi. Bu tablo, stok fazlasının eritilmesinde etkili oldu.

Tesla, üretiminin üzerinde teslimat yaparak geçici rahatlama yaşadı

Model 3 ve Model Y’nin toplam teslimat sayısı 481.166 olarak kaydedildi. Diğer modellerde ise bu rakam 15.933 oldu. Tüm bunların toplamında, geçen yılın aynı dönemine göre teslimatlarda yüzde 7,4’lük bir artış gerçekleşmiş oldu. Bu artışın temelinde, tüketicilerin son vergi kredisi fırsatından yararlanma telaşı yatıyor. Bununla birlikte, elde edilen bu kısa vadeli kazanımın sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor. Özellikle ABD dışındaki performans, Tesla açısından pek parlak görünmüyor.

Avrupa pazarında Tesla’nın yılı nasıl geçirdiği rakamlara doğrudan yansıdı. 2024’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 37 oranında düşüş yaşandı ve bu gerilemenin etkisi hâlâ hissediliyor. Avrupa’daki rekabet koşulları giderek sertleşirken, tüketicilerin ilgisinin daha ekonomik seçeneklere kaydığı görülüyor. Çin’de ise tablo daha da karmaşık. BYD ve Geely gibi yerli markaların agresif fiyatlama politikaları, Tesla’nın işini oldukça zorlaştırıyor. Buna rağmen şirket, Çin pazarında ayakta kalabilmek için fiyat indirimleriyle denge kurmaya çalışıyor.

Çin’in elektrikli araç pazarında büyümesi devam ederken, bu büyüme Tesla lehine gelişmiyor. Yerli markaların inovasyon kapasitesi ve maliyet avantajı, Tesla’nın rekabet gücünü belirgin şekilde zayıflatıyor. Tüketici eğilimleri de bu değişime paralel olarak şekilleniyor. Fakat Tesla’nın ürün gamındaki yenilik eksikliği, bu pazarlarda karşılık bulmakta zorlanıyor. Bu durum, şirketin küresel stratejisinde ciddi revizyonlara gitmesini gerektirebilir. Tüm bu gelişmeler ışığında, Tesla için işler hiç de kolay görünmüyor.

ABD’de ise satışları tetikleyen vergi teşviklerinin sona ermesi, yeni bir satış daralmasının habercisi olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, dördüncü çeyrekteki talep eğrisinin aşağı yönlü olacağı konusunda hemfikir. Musk da bu konuda benzer şekilde önümüzdeki çeyreklerin zor geçeceğini kabul etti. Bunun başlıca sebepleri arasında sadece teşviklerin bitmesi değil, aynı zamanda faiz oranları ve genel ekonomik belirsizlik de yer alıyor. Tesla’nın yakın vadede buna karşı nasıl bir karşılık vereceği ise şimdilik net değil. Şirketin elinde kısa vadeli güçlü bir çözüm alternatifi bulunmuyor.

Musk, bu olumsuz tabloya rağmen uzun vadede yapay zekâ odaklı yatırımlarla şirketin geleceğini şekillendirebileceğini düşünüyor. Özellikle robotaksi ve insansı robot projeleri, şirketin ileriye dönük umut kaynakları arasında gösteriliyor. 2025 yılı sonunda ABD nüfusunun yarısının Tesla robotaksilerine erişebileceği ifade ediliyor. Ancak şu an için bu hizmet yalnızca San Francisco ve Austin’de sunuluyor. Bu ölçek dar olduğundan, yatırımcıların bu projelere güveni hâlâ temkinli seviyede kalıyor. Tüm bunların yanında, yapay zekâ projelerinin olgunlaşması yıllar alabilir.

Bu gelişmelerin gölgesinde, Elon Musk’ın önerilen yeni ödeme paketi de dikkatleri üzerine çekti. Söz konusu paket, Musk’ı dünyanın ilk trilyoner CEO’su yapabilecek büyüklükte. Ancak bu hedefin gerçekleşmesi için milyonlarca robot üretilmesi ve hissedarlara 7,5 trilyon dolarlık değer yaratılması gerekiyor. Plan, 6 Kasım’da yapılacak hissedar toplantısında oylanacak. Musk’ın bu süreçte 1 milyar dolarlık Tesla hissesi satın alması, planın ciddiyetini ortaya koyuyor. Öte yandan bu alım, Musk’ın beş yıl aradan sonra yaptığı ilk açık piyasa işlemi oldu.

Tesla, bu gelişmelerle birlikte Master Plan’inin yeni sürümünü de kısa süre önce yayımladı. Bu yeni yol haritası, şirketin geleneksel araç üretiminden yapay zekâ ve robotik alanlarına yönelmek istediğini açıkça ortaya koyuyor. Fakat bu stratejik dönüşümün kısa vadede karşılık bulması oldukça zor görünüyor. Çünkü Tesla’nın mevcut ürün gamı yaşlanmış durumda ve marka imajı da son aylarda ciddi şekilde yıprandı. Buna karşılık daha uygun fiyatlı yeni bir Model Y versiyonu üzerinde çalışıldığı biliniyor. Ne var ki bu modelin üretim takvimi hâlâ netleşmiş değil.

Küresel ölçekte baskı artarken, Tesla’nın önümüzdeki dönemlerde nasıl bir denge kuracağı belirsizliğini koruyor. Şirket, hem iç pazardaki daralmayla hem de dış pazarlardaki sert rekabetle aynı anda mücadele etmek zorunda kalabilir. Tüm bunların ötesinde, Tesla’nın asıl sorunu sürdürülebilir bir yenilik döngüsü yaratamaması olarak öne çıkıyor. Bugüne kadar markayı ayakta tutan ivme, yerini durağanlığa bırakmış durumda. Her ne kadar şirket ileriye dönük teknolojilerle bu tabloyu değiştirmeyi hedeflese de, bu hedeflerin zamanlaması ve gerçekleşme olasılığı hâlâ belirsiz. Dolayısıyla önümüzdeki çeyrekler, şirketin geleceği açısından kritik bir eşik oluşturabilir.