Alphabet CEO’su Sundar Pichai, San Francisco’da Bloomberg’e verdiği röportajda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Özellikle yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine dair artan endişelere yanıt veren Pichai, mevcut tabloyu farklı bir perspektiften ele aldı. Ona göre yapay zekâ, çalışanları gereksiz hâle getirmek yerine verimliliği artırarak şirketlerin daha fazlasını yapmasına olanak tanıyor. 180 bin kişilik Alphabet kadrosunun küçülmeyeceğini, aksine üretken mühendislik süreçlerinin şirketi büyümeye götürdüğünü ifade etti.
Pichai, mühendislerin tekrar eden görevlerden kurtulmasının yaratıcı işlere odaklanmalarını sağladığını dile getirdi. Bu sayede hem bireysel düzeyde hem de ekip bazında daha fazla değer üretildiğini savundu. Ona göre yapay zekâ bir tehdit değil, inovasyonu hızlandıran bir etken. Yeni ürünler geliştikçe, bu ürünlerin yönetimi ve sürdürülmesi için daha fazla insana ihtiyaç duyuluyor.
Sundar Pichai: Alphabet farklı alanlarda büyümeye devam ediyor
Bu açıklamalar, Alphabet’in son yıllarda uyguladığı işten çıkarmalarla bir araya getirildiğinde, daha net bir tablo sunuyor. 2023 yılında 12 bin kişinin işine son verilmişti; 2024’te ise en az 1000 kişiyle yollar ayrılmıştı. 2025’teki işten çıkarmalar ise daha hedefli ve ölçülü gerçekleşti. Örneğin, bu yılın başlarında Google Cloud tarafında 100’ün altında bir küçülme yaşanırken, platformlar ve cihazlar bölümünde birkaç yüz kişi etkilendi.
Buna rağmen Pichai, şirketin farklı alanlarda büyümeye devam ettiğini vurguladı. Özellikle otonom araç girişimi Waymo, kuantum bilgi işlem projeleri ve YouTube’un global çapta genişleyen etkisi ön plana çıkıyor. YouTube’un Hindistan’daki verileri dikkat çekici: 100 milyon kanal ve milyon aboneye ulaşmış 15 bin içerik üreticisi bulunuyor. Bu ölçekte bir platformun sürdürülebilirliği için insan gücüne duyulan ihtiyaç da kaçınılmaz şekilde artıyor.
Her ne kadar bazı uzmanlar yapay zekânın beyaz yaka çalışanlar için tehlike arz ettiğini söylese de, Pichai bu görüşlere tamamen karşı değil. Anthropic CEO’su Dario Amodei’nin, yapay zekânın beş yıl içinde giriş seviyesindeki beyaz yaka işleri yarı yarıya ortadan kaldırabileceği yönündeki yorumlarına saygı duyduğunu belirtti. Bunun yanında, bu tür endişelerin dile getirilmesinin ve tartışılmasının önemli olduğunu vurguladı. Yine de genel yaklaşımı, yapay zekânın istihdamı azaltmak değil, yeniden şekillendirmek yönünde olduğu şeklinde.
Pichai, teknolojik ilerlemeye dair umutlu bir duruş sergilese de, yapay genel zekâ (AGI) konusunda kesin konuşmadı. Bugünkü araştırmaların ve deneysel projelerin geleceği belirleyeceğini, ancak bu yolda kesin bir çizginin henüz var olmadığını söyledi. Teknolojinin gelişim eğrisinde zaman zaman duraklamaların yaşanabileceğini belirtti. Bu sebeple AGI’ye giden yolda mutlak bir doğrultuda ilerlendiğini söylemenin henüz mümkün olmadığını ifade etti.
Tüm bu açıklamalar, Alphabet’in iş gücü stratejisini anlamak açısından oldukça önemli. Yapay zekâ yalnızca verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni ürünlerin doğmasını sağlıyor. Bu ürünler ise farklı yeteneklere ve uzmanlıklara sahip çalışanlara ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla Pichai’nin yaklaşımı, istihdamı azaltan değil, dönüştüren bir yapay zekâ vizyonuna işaret ediyor.
