6 Haziran akşamı düzenlenen Summer Game Fest 2025, son dönemin en merakla beklenen etkinliklerinden biri olarak tamamlandı. Geoff Keighley’in sunduğu ve canlı yayınlanan gösteride, büyük yapımların yeni bölümlerinden bağımsız oyunlara uzanan geniş bir yelpazede tanıtımlar yapıldı. Bu yılki sunumda, önceki yıllara kıyasla daha fazla sürpriz oyun ve net çıkış tarihi bilgisi yer aldı. Özellikle Japon yapımcıların etkinliğe güçlü katılım göstermesi dikkatlerden kaçmadı.
İki saat süren etkinlik boyunca Resident Evil, Death Stranding, Code Vein, Dying Light ve Mafia gibi bilinen serilere ait yeni yapımlar duyuruldu. Buna paralel olarak, daha önce adı duyulmamış ancak özgün yapısıyla öne çıkabilecek bazı bağımsız oyunlar da ilk kez bu sahnede gösterildi. Oyun dünyasının farklı türlerini temsil eden içeriklerin bir arada sunulması, etkinliğe hem çeşitlilik hem de tempo kazandırdı. Yapımların yalnızca fragmanlarla tanıtılmamış, aynı zamanda bazı oynanış detaylarının da paylaşılmış olması oyuncular açısından kayda değerdi.
Resident Evil: Requiem, Capcom’un yeni kuşağa sunduğu bir diğer zombi temalı yapım olarak öne çıktı. Serinin klasik atmosferini koruyan oyun, 27 Şubat 2026 tarihinde çıkacak. Oyuncular yeniden Raccoon City ile temas edecek; ancak bu kez daha geniş bir şehir planı, dinamik hava durumu ve gelişmiş yapay zekâ ile karşı karşıya kalacak. Yapım, hem seriye bağlılık gösteren kitleye hem de yeni oyunculara açık bir kurgu ile geliyor.
Summer Game Fest 2025 boyunca birçok tanıtım yapıldı ve oyun dünyası yeni projelerle buluştu
Death Stranding 2: On the Beach, Kojima Productions’ın üzerinde uzun süredir çalıştığı bir proje olarak etkinlikte yer aldı. 26 Haziran 2025’te PlayStation 5 için çıkacak oyun, ilk yapımın bıraktığı noktadan hikâyeyi ileri taşıyor. Norman Reedus’un canlandırdığı Sam karakteriyle birlikte, tanıtımda yeni yüzler ve sahne geçişleri görüldü. Oyunun görsel yönetimi ve atmosfer derinliği ilk oyunun da ötesine geçmeyi hedefliyor.
Bandai Namco, Code Vein II ile aksiyon RPG türündeki yatırımlarına devam ediyor. 2026’da piyasaya sürülmesi planlanan yapım, ilk oyunun ardından hem görsel hem de mekanik anlamda daha cesur bir sunumla geliyor. Bu yapımda karakter özelleştirme sistemi daha derinleştirilmiş ve dövüş mekanikleri çok daha akıcı hale getirilmiş. Ayrıca senaryoda insan psikolojisine dair daha fazla göndermeye yer verilmiş.
Mundfish’in tanıttığı iki oyun ise farklı bir gelecek kurgusuna odaklanıyor: Atomic Heart 2 ve The Cube. İlk yapımın retrofütüristik dünyasını genişleten bu iki yeni oyun, aynı evrende geçen ancak oynanış bakımından birbirinden ayrılan içerikler sunuyor. The Cube, çevrimiçi oynanabilen çok oyunculu bir deneyim olarak öne çıkarken, Atomic Heart 2 tek kişilik yapısıyla daha sinematik bir yaklaşım sunuyor. Her iki oyun da belirli bir anlatı evreni inşa etme hedefiyle geliştirilmiş.
Dying Light: The Beast, Techland’in zombi türüne yönelik bir diğer güncel katkısı oldu. Parkur mekaniğinin önceki oyunlara göre daha akıcı hale geldiği bu yapım, 22 Ağustos 2025’te oyuncularla buluşacak. Tanıtım fragmanında gece-gündüz döngüsü ve yaratık türlerinin çeşitliliği ön plandaydı. Aynı zamanda haritanın daha açık ve çok katmanlı bir yapıya büründüğü de ifade edildi.
SEGA’nın tanıttığı Sonic Racing: CrossWorlds, firmanın farklı oyun evrenlerini bir araya getirme girişimi olarak yorumlanabilir. Yakuza, Minecraft ve Persona gibi farklı markalardan karakterlerin yer aldığı yarış oyunu, 25 Eylül 2025’te çıkacak. Oynanışın arcade temelli olduğu bu yapımda, yarış pistleri evrenlere göre değişkenlik gösteriyor. Bu yaklaşım, oyunseverlere tanıdık karakterlerle yeni bir etkileşim sunma amacını taşıyor.
Bağımsız yapımlar arasında Felt That: Boxing ve Infinitesimals gibi özgün tasarımlar da ilk kez bu etkinlikte izleyici karşısına çıktı. Kukla karakterlerin ringe çıktığı Felt That, görsel anlatımı ve mizahi diliyle öne çıktı. Öte yandan Infinitesimals, mikroskobik bir dünyada geçen ve oyuncuyu hem çevresine hem de ölçeğe karşı duyarlı olmaya zorlayan bir oynanış sunuyor. Bu tür projeler, bağımsız stüdyoların büyük yapımlarla rekabet edebileceği alanlar yaratıyor.
Son olarak, 2K Games’in gösterdiği Mafia: The Old Country, serinin klasik temalarını yeni nesil grafiklerle buluşturuyor. Oyun, 1930’ların İtalya’sında geçen dramatik bir hikâyeyi merkeze alıyor. Duygusal çatışmaların, karakter gelişiminin ve suça dair anlatının bir arada işlendiği fragman, sinematik bir dilin tercih edildiğini gösterdi. Bu yapımın, seriyi yeni bir evreye taşıma ihtimali güçlü görünüyor.