NASA’nın Mart 2025’te uzaya gönderdiği SPHEREx teleskobu, fırlatmadan sonra geçen bir aylık sistem kontrol sürecini tamamladıktan sonra gökyüzünü taramaya başladı. Teleskop, bu görev kapsamında evrenin ilk dönemlerine dair izler arayacak ve yaşamın yapı taşlarına ilişkin veriler toplayacak. NASA’nın açıklamasına göre SPHEREx, bu hedeflere ulaşmak için gökyüzünü 102 farklı kızılötesi dalga boyunda gözlemleyecek. Görev süresince dört adet tüm gökyüzü haritası oluşturulacak.
SPHEREx, Dünya çevresindeki kutupsal yörüngesinde günde yaklaşık 14,5 tur atıyor. Her bir yörüngede gökyüzünün farklı bir şeridini görüntüleyen teleskop, her gün ortalama 3.600 ayrı görüntü yakalayacak. Bu görüntüler, zaman içinde birleştirilerek kapsamlı ve ayrıntılı haritalar haline getirilecek. Tüm bu süreç, evrenin erken genişleme dönemine dair yeni bilgiler sunabilir.
Teleskobun görüş alanı, Dünya’nın Güneş çevresindeki hareketine bağlı olarak sürekli değişiyor. Bu sayede SPHEREx, altı aylık periyotlar içerisinde gökyüzünün tamamını tarayabiliyor. İki yıllık görev süresi boyunca bu işlem dört kez tekrar edilecek. Böylece elde edilecek veriler, evrenin farklı bölgelerinde zamanla oluşan değişimleri de gözler önüne serebilir.
SPHEREx teleskobu gökyüzünü sürekli tarayarak veri topluyor
SPHEREx’in temel hedeflerinden biri, Büyük Patlama’nın hemen ardından gerçekleşen genişleme sürecine dair gözlemsel kanıtlar elde etmek. Teleskop, milyarlarca galaksinin kızılötesi spektrumlarını ölçerek kozmik yapıların nasıl şekillendiğine dair yeni sorulara yanıt arayacak. Bu veriler, kozmoloji alanında uzun süredir tartışılan teorilerin sınanması açısından kritik önem taşıyor. Her şeye rağmen elde edilecek verilerin yorumlanması yıllar sürebilir.
SPHEREx’in bilimsel kapsamı bununla sınırlı değil. Araştırmacılar aynı zamanda Samanyolu’ndaki yıldızlararası buzların ve organik moleküllerin dağılımını da inceleyecek. Bu bileşenler, yaşamın ortaya çıkışında rol oynayabilecek temel yapı taşları arasında yer alıyor. Özellikle yıldız oluşum bölgelerindeki yoğun toz bulutlarının içinde gizlenen bileşenlerin tespiti, SPHEREx’in kızılötesi gözlem yetenekleri sayesinde mümkün olabilecek.
Bunun yanında teleskobun geniş dalga boyu aralığı, farklı kimyasal bileşenleri ayırt edebilme konusunda önemli bir avantaj sağlıyor. Kızılötesi bantta çalışan sistemler, görünür ışıkta gözlemlenemeyen yapılara erişim sağlıyor. SPHEREx de bu açıdan Dünya’dan yapılamayan ölçümleri gerçekleştirme potansiyeline sahip. Ne var ki bu tür ölçümlerin doğruluğu, veri işleme sürecinin kalitesine bağlı olacak.
SPHEREx’ten gelen veriler, NASA’nın Kaliforniya’daki Jet Propulsion Laboratory merkezinde işlenecek. Gözlemler sonucunda elde edilecek spektral kataloglar, tüm dünyadan araştırmacıların erişimine açık olacak şekilde yayımlanacak. Bu durum, küresel ölçekte bilimsel iş birliklerinin gelişmesine de katkıda bulunabilir. Her ne olursa olsun verilerin bilimsel kullanıma hazır hale gelmesi zaman alacak.
Tüm bunların yanında SPHEREx görevi, gelecekte gerçekleştirilecek büyük teleskop projeleri için de önemli bir hazırlık görevi üstleniyor. Hem teknik altyapı hem de gözlem metodolojisi açısından geliştirici bir basamak olarak değerlendiriliyor. Bu yönüyle görev, bilimsel çıktılarının yanı sıra stratejik bir rol de oynuyor. Fakat bu rolün ne derece etkili olacağı, SPHEREx’in görev süreci sonunda daha net anlaşılacak.
SPHEREx’in toplam görev süresi 25 ay olarak planlandı. Bu sürenin sonunda oluşturulacak dört tüm gökyüzü haritası, daha önce benzeri elde edilmemiş bir veri seti sunacak. NASA, bu haritaların hem evrenin tarihine dair hem de yıldızlararası kimya konusunda yeni açılımlar getireceğini öngörüyor. Uzay biliminin farklı alanlarında çalışan ekipler, bu veriler sayesinde disiplinler arası yeni araştırmalara da yönelme fırsatı bulabilir.