OpenAI’ın kısa süre önce kullanıma sunduğu video üretim uygulaması Sora, Android kullanıcılarına açılmak üzere Google Play Store’da listelendi. Şu anda sadece ABD ve Kanada’daki kullanıcılar için ön kayıt yapılabiliyor. Diğer ülkelerdeki kullanıcılar ise uygulama sayfasını görüntüleyebiliyor ancak indirme seçeneği sunulmuyor. iPhone sürümünün yayınlanmasının üzerinden yalnızca birkaç hafta geçmişken Android tarafındaki bu gelişme dikkat çekici bir ilerleme olarak görülüyor.
Geçtiğimiz eylül ayının sonunda App Store’da yayınlanan iOS versiyonu, yalnızca sınırlı bir kullanıcı grubuna sunulmuştu. iPhone kullanıcıları bu uygulamaya ilk ulaşanlar olurken, Android tarafı bir süre beklemeye alınmıştı. Şimdi ise uygulamanın Google Play’e gelmesiyle birlikte bu bekleyişin sona ermesi bekleniyor. Fakat dağıtım yine sınırlı bir coğrafyayla başlıyor. Bu durum, uygulamanın küresel çapta tam erişime ne zaman açılacağı sorusunu beraberinde getiriyor. Her ne kadar teknik altyapı hazır gibi görünse de, OpenAI kullanıcı yoğunluğunu yönetmek adına aşamalı ilerliyor.
Sora Android uygulaması iOS uygulamasıyla aynı tasarıma sahip olacak
Android sürümünde sunulan görseller, daha önce App Store’da yer alan ekran görüntüleriyle tamamen örtüşüyor. Uygulamanın arayüzü ve kullanıcı deneyimi konusunda büyük bir farklılık bulunmuyor. Ancak asıl fark, Sora’nın sadece bir yapay zekâ video üretim aracı olmasından çok daha fazlasını sunmasında yatıyor. Kullanıcılara özel olarak şekillenen video akışı, klasik metinden videoya araçların ötesinde bir etkileşim sağlıyor. Bununla birlikte, bu sistemin sosyal medya benzeri bir yapı sunması da uygulamanın farklı yönlerini öne çıkarıyor. TikTok ve Instagram Reels tarzı bir içerik tüketim biçimi, kullanıcıların ilgisini çekecek şekilde konumlandırılmış.
Sora’nın içerisinde yer alan “cameo” özelliği, uygulamanın sosyal yönünü daha da güçlendiriyor. Bu özellik sayesinde kullanıcılar kendi yüzlerini veya arkadaşlarının yüzlerini yapay zekâ destekli videolara entegre edebiliyor. Bunun için tek seferlik kısa bir sesli ve görüntülü kayıt gerekiyor. Kaydedilen veri, kimlik doğrulama ve yüz tanıma için sistem tarafından işleniyor. Her şeye rağmen bu özelliğin kullanımında da kullanıcıya çeşitli denetim araçları sunulmuş durumda. Örneğin, kullanıcılar kendi görüntülerinin kimler tarafından kullanılabileceğini kontrol edebiliyor.
Bu noktada gizlilik konusu uygulamanın en çok öne çıkan yönlerinden biri haline geliyor. Kullanıcılara kendi verileri üzerinde yetki tanınması, son dönemde benzer uygulamalarda sıkça tartışılan etik sorulara yanıt niteliğinde. Buna ek olarak, kullanıcılar daha sonra verdikleri izinleri geri alabiliyor ve diledikleri zaman bu paylaşımı durdurabiliyor. Bu yapı, uygulamayı sadece yaratıcı bir araç değil, aynı zamanda sorumlu bir platform haline getiriyor. Gizlilik denetimleri net biçimde sunulmuş ve kullanıcının kontrolünde tutulmuş. Öte yandan, bu tür bir sistemin ne kadar yaygın benimsenebileceği hâlâ belirsizliğini koruyor.
Tüm bunların yanında, Android tarafındaki gecikme bazı kullanıcılar tarafından olumsuz karşılandı. Google’ın kendi video üretim modeli olan Veo, Android kullanıcılarına çok daha önce sunulmuştu. Özellikle Veo 3 ile birlikte ses üretimi gibi gelişmiş özelliklerin kullanıma girmesi rekabeti artırdı. Sora ise bu rekabete sosyal medya yapısıyla farklı bir yerden dahil olmayı tercih etti. Sadece üretim değil, aynı zamanda içerik tüketimi de odakta yer alıyor. Kullanıcılar hem kendi içeriklerini oluşturuyor hem de başkalarının videolarını izleyebiliyor.
Ne var ki, her iki uygulamanın hedef kitlesi ve kullanım şekli birbirinden oldukça farklı. Google’ın Veo modeli daha çok üretim odaklıyken, Sora daha etkileşimli ve kullanıcı merkezli bir deneyim sunuyor. Bu bağlamda, Android kullanıcıları için Sora’nın sunacağı deneyim sıradan bir yapay zekâ uygulamasının ötesine geçebilir. Çünkü kullanıcıya içerik üretimi kadar içerikle bağlantı kurma imkânı da tanınıyor. Böylece uygulamanın günlük kullanımı çok daha organik bir hâl alabiliyor. Tüm bu yönleriyle Sora, yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir mecra olarak konumlanıyor.
Bununla birlikte, uygulamanın henüz indirilemez oluşu soru işaretlerini artırıyor. Google Play Store üzerinden ön kayıt alınması, uygulamanın yakında kullanıma sunulacağını işaret ediyor olsa da, kesin bir tarih paylaşılmış değil. Kullanıcılar şu anda yalnızca bildirim almak üzere kayıt oluşturabiliyor. Bu süreç, uygulamanın kademeli olarak geniş kitlelere sunulacağının bir göstergesi gibi duruyor. Yine de, OpenAI’nin bu takvimi nasıl yöneteceği ilerleyen günlerde daha net anlaşılacak.