Teknoloji

SoftBank, ABB’nin robotik birimini alarak yapay zekâ robotlarına yatırımını büyütüyor

softbank

Yapay zekâ alanındaki yönelimlerini her yıl biraz daha çeşitlendiren SoftBank, bu kez odak noktasını fiziksel robotlara çevirdi. Japon teknoloji devi, ABB’nin robotik bölümünü 5.4 milyar dolar karşılığında satın almak üzere anlaşmaya vardı. Bu satın alma henüz düzenleyici kurumların onayını bekliyor. Ne var ki, bu gelişme bile tek başına SoftBank’ın robotik alandaki kararlılığını gösteriyor.

ABB’nin robotik bölümüne yönelen bu büyük yatırım, SoftBank’ın geçmişteki başarısız robotik girişimlerine rağmen bu alandan vazgeçmediğini ortaya koyuyor. Özellikle 2014 yılında kamuoyuna tanıtılan Pepper isimli “duygusal robot”, şirketin önceki robotik denemelerinden biriydi. Ticari başarı elde edememiş olsa da bu ürün, SoftBank için önemli bir deneyim alanı sundu. Bu deneyim, şirketin gelecekte daha sağlam adımlar atmasına zemin hazırladı. Tüm bu geçmiş tecrübelere rağmen SoftBank, robotik alandaki arayışlarını sonlandırmak yerine daha güçlü bir pozisyon alma eğilimine girdi. Bu bağlamda, ABB anlaşması sadece bir satın alma değil, aynı zamanda uzun vadeli bir dönüşümün işareti olarak görülüyor.

SoftBank, fiziksel yapay zekâya dayalı yeni nesil robotlara yöneliyor

Masayoshi Son’un sıkça vurguladığı “Fiziksel Yapay Zekâ” kavramı, bu yeni yönelimin temelini oluşturuyor. Son’a göre yapay zekâ sadece yazılım algoritmalarından ibaret değil; fiziksel dünyada hareket eden, çevresiyle etkileşim kurabilen sistemler de bu dönüşümün parçası. Bu nedenle, robotlar yalnızca teknolojik oyuncaklar olmaktan çıkıp, üretimden lojistiğe pek çok alanda aktif görev üstlenmeye başladı. ABB’nin endüstriyel robotik birimi ise tam da bu dönüşümün ihtiyaç duyduğu deneyimi ve teknik altyapıyı sunuyor. SoftBank’ın bu bölümle birlikte yalnızca bilgiye değil, üretim kapasitesine de erişim sağlaması bekleniyor. Tüm bunların yanında, satın almayla birlikte şirketin sadece yatırımcı değil, aynı zamanda üretici bir kimliğe de bürünmesi muhtemel.

ABB’nin sunduğu robotik çözümler uzun yıllardır otomasyon sistemlerinde tercih ediliyor. Şirketin özellikle üretim hatları, otomatik montaj sistemleri ve depo yönetimi gibi alanlardaki etkinliği dikkat çekiyor. SoftBank ise bu teknolojileri yalnızca endüstriyel ortamlarda değil, aynı zamanda daha kullanıcı dostu platformlarda da değerlendirmek istiyor. Bu da ABB’nin know-how’ının tüketici odaklı projelere uyarlanması anlamına geliyor. Her ne kadar bu geçiş kolay olmasa da SoftBank, elindeki teknolojik birikimle bu dönüşümü başarabilecek potansiyele sahip. Bununla birlikte, yapılacak yatırımların sadece teknolojiyle değil, doğru stratejiyle desteklenmesi gerektiği de açıkça ortada.

SoftBank’ın robotik alanındaki yatırımları yalnızca ABB ile sınırlı değil. Şirket halihazırda Skild, AutoStore Holdings ve Agile Robots gibi girişimlerde önemli hisselere sahip. Bu yatırımlar, robot yazılımından depolama otomasyonuna kadar geniş bir alana yayılmış durumda. Dolayısıyla ABB anlaşması, bu portföyü daha güçlü bir yapıya dönüştürme çabasının devamı niteliğinde. Ancak bu kez yatırım yapılan yapı, doğrudan üretim yapan ve dünya çapında operasyonel etkinliği olan bir kurumu içeriyor. Bu fark, SoftBank’ın robotikte daha aktif bir oyuncuya dönüşmesini mümkün kılacak gibi görünüyor.

Tüm bu gelişmeler ışığında SoftBank, yapay zekâyı yalnızca yazılımsal uygulamalarla sınırlı görmediğini net bir biçimde ortaya koymuş oluyor. Bu çerçevede, şirketin enerji, veri merkezleri ve çip üretimi gibi alanlara da yatırımlar yaptığı biliniyor. Özellikle yapay zekâ için geliştirilen özel çipler, fiziksel robotların daha verimli çalışması açısından kritik bir rol üstleniyor. Veri merkezleri ise bu sistemlerin gerçek zamanlı olarak işlem yapabilmesi için altyapı desteği sunuyor. Bu teknolojik zincirin tamamlayıcı halkaları, SoftBank’ın AI temelli vizyonunu somutlaştırıyor. Fakat tüm bu yatırımların etkili olabilmesi için uzun vadeli planlama ve koordinasyon da şart.

Yapay zekâ temelli robotların yalnızca sanayide değil, sağlık, lojistik ve perakende gibi alanlarda da kullanımı giderek artıyor. SoftBank’ın yaptığı yatırım, bu genişleyen uygulama alanlarına yönelik bir hazırlık olarak da değerlendirilebilir. Bunun yanında, robot teknolojilerinin artık daha erişilebilir hale gelmesi, bu alanın ticarileşmesini kolaylaştırıyor. ABB’nin deneyimi sayesinde SoftBank, bu potansiyeli daha verimli şekilde kullanabilir. Her şeye rağmen bu dönüşüm zaman alacak bir süreci de beraberinde getiriyor. Bu noktada şirketin sabırlı ve sistematik ilerlemesi önemli.

Düzenleyici kurumların bu satın alma üzerindeki etkisi de göz ardı edilemez. Özellikle Avrupa ve Amerika’daki antitröst kurumları, bu çapta birleşmeleri detaylı şekilde inceliyor. SoftBank’ın ABB’nin robotik bölümünü tamamen bünyesine katabilmesi için bu denetimlerden geçmesi gerekiyor. Ancak şirket, daha önceki anlaşmalarında benzer süreçlerden geçtiği için bu konuda belirli bir deneyime sahip. Tüm bunların yanında, kamuoyunun ve yatırımcıların da bu süreci yakından izlemesi bekleniyor. Çünkü bu birleşme, yalnızca iki şirketin değil, küresel robotik pazarının da dinamiklerini etkileyebilir.

Pepper deneyimi SoftBank için her ne kadar olumsuz hatırlansa da, alınan dersler bugünkü kararların arka planında etkili olmuş gibi görünüyor. Şirket artık daha sağlam bir teknolojik altyapı, daha net hedefler ve daha büyük ölçekte çözümlerle ilerliyor. ABB’nin sağlayacağı mühendislik gücü ve operasyonel kapasite, SoftBank’ın bu kez daha kalıcı sonuçlar elde etmesini kolaylaştırabilir. Bu durum sadece şirketin değil, sektörün genel yönelimi açısından da önem taşıyor. Robotik teknolojilerin artık birer konsept değil, doğrudan ürünleşen çözümler olarak gündeme gelmesi, bu yatırımı daha anlamlı hale getiriyor.