Teknoloji

Snapchat, Lens+ ile artırılmış gerçeklik deneyimini genişletiyor

snapchat trump

Snapchat, artırılmış gerçeklik deneyimlerini daha da derinleştirmek amacıyla yeni bir abonelik planını devreye aldı. Lens+ ismini taşıyan bu katman, aylık 9 dolarlık ücret karşılığında kullanıcılara özel içeriklere erişim sunuyor. Temel olarak Snapchat+ aboneliğini temel alan Lens+, buna ek olarak yüzlerce farklı lens ve her hafta yenilenen AR deneyimleriyle dikkat çekiyor. Sosyal medya kullanım alışkanlıklarını dönüştüren bu yaklaşım, AR teknolojilerinin artık daha da erişilebilir hale geldiğini gösteriyor.

Yeni planın içeriğinde, ilk aşamada yalnızca Snapchat’in kendi geliştirdiği ya da önceden seçilmiş içerik üreticilerinin hazırladığı lensler bulunuyor. Bu üreticilerle nasıl bir seçim süreci yürütüleceği ise şimdilik kamuoyuyla paylaşılmış değil. Buna rağmen Snapchat, ilerleyen süreçte daha fazla içerik üreticisine bu alanda yer açacağını belirtiyor. İçerik üreticilerinin lenslerinden gelir elde edebileceği bir sistemin kurulması da gündemde.

Snapchat, mevcut ücretsiz lensleri ödeme duvarının arkasına yerleştirmiyor

Snapchat temsilcileri, TechCrunch’a verdikleri bilgide önemli bir detaya da açıklık getirdi. Lens+ paketiyle birlikte, şu anda ücretsiz olarak erişilebilen hiçbir lensin paralı hale getirilmeyeceği net şekilde belirtildi. Bu yaklaşım, kullanıcıların hali hazırdaki deneyimlerinin korunacağını ve yeni içeriklerin tamamen ek nitelikte sunulacağını ortaya koyuyor. Kullanıcıların alıştıkları AR öğelerinin erişilebilirliği değişmeden korunmuş olacak.

Snapchat’in ücretli üyelik modeli olan Snapchat+, 2022 yılında kullanıma sunulmuştu. Bugün itibarıyla dünya genelinde 15 milyon abonesi bulunan bu sistem, platformun gelir modelleri arasında önemli bir yere sahip. Lens+ ise bu yapıya entegre edilen yeni bir katman olarak daha fazla içerik sunma amacı taşıyor. Özellikle genç kullanıcı kitlesine yönelik yenilikçi ve yaratıcı deneyimler öne çıkıyor.

Snapchat, bu yıl içinde üretici yapay zekâ destekli video lenslerini de Premium abonelere sunmuştu. Aynı zamanda, kullanıcıların kendi özel AR efektlerini oluşturabileceği bağımsız bir uygulamayı da erişime açtı. Lens+ aboneliğiyle birlikte bu araçlara yönelik ilginin daha da artması bekleniyor. Yaratıcılığa dayalı bu özellikler, kullanıcıların içerik üretim biçimlerini dönüştürme potansiyeline sahip.

Şirketin artırılmış gerçeklik teknolojilerine yaptığı yatırımlar sadece yazılımla sınırlı değil. Snapchat, 2026 yılında piyasaya sürmeyi planladığı Specs isimli artırılmış gerçeklik gözlüğüyle donanım tarafında da varlık göstermeye hazırlanıyor. Gözlük, AR lenslerle entegre şekilde çalışacak ve daha sürükleyici bir deneyim vadedecek. Lens+ planının, bu donanımla birlikte daha bütüncül bir kullanım sunacağı düşünülüyor.

Tüm bunların yanında Snapchat’in içerik üreticilerine gelir elde etme imkânı sunması, platformda yaratıcı ekosistemin büyümesini destekliyor. Lens üretiminin ticarileşmesi, hem üreticilerin ilgisini çekiyor hem de kullanıcılar için daha çeşitli içeriklerin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Böylece, sadece tüketen değil üreten bir kullanıcı kitlesi oluşturulması hedefleniyor. Bu durum, sosyal medya platformlarının geleceği açısından dikkate değer bir dönüşümü temsil ediyor.

Lens+ paketi, kullanıcıların AR teknolojilerini günlük sosyal medya etkileşimlerine entegre etmelerini kolaylaştırıyor. Her hafta eklenen yeni içerikler sayesinde deneyim sürekli güncelleniyor ve kullanıcı ilgisi dinamik tutuluyor. Aynı zamanda platformun diğer AR uygulamalarıyla olan entegrasyon da dikkat çekici bir şekilde geliştiriliyor. Snapchat, bu yapısıyla içerik üretimini teknolojiyle buluşturan bir merkez konumuna gelmeye çalışıyor.

Lens+ ile birlikte Snapchat, yalnızca bir sosyal medya uygulaması olmanın ötesine geçerek yaratıcı dijital araçlar sunan bir platform kimliği inşa ediyor. Bu yeni yapının hem kullanıcılar hem de içerik üreticileri için çeşitli fırsatlar sunduğu açık. AR’nin giderek daha fazla gündelik hayatın parçası haline geldiği bir dönemde, bu tür abonelik modelleri içerik ve teknoloji ilişkisini yeniden şekillendiriyor.