Özel öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar için geliştirilen Smartex Akıllı Alıştırmalar uygulaması, eğitim içeriklerini genişleterek daha kapsayıcı bir yapıya kavuştu. Türk Telekom’un desteğiyle sürdürülen bu dijital eğitim projesi, özellikle disleksi ve dikkat eksikliği gibi alanlarda kişiye özel egzersizlerle eğitim sürecine katkı sunuyor. Kurumun sosyal sorumluluk yaklaşımının bir parçası olarak konumlanan bu destek, eğitimde eşit erişim konusunda önemli bir adım niteliği taşıyor. Uygulama, dijital araçların eğitimde nasıl etkin kullanılabileceğine dair somut bir örnek oluşturuyor.
Smartex, sadece belirli bir öğrenme zorluğuna odaklanmıyor; farklı alanlarda desteğe ihtiyaç duyan çocuklar için özel olarak hazırlanmış içerikler barındırıyor. Okuma güçlüğü (disleksi), yazma güçlüğü (disgrafi), matematikte zorlanma (diskalkuli) ve dil-konuşma bozuklukları gibi başlıklar altında toplanan egzersizler, çocukların bireysel ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış durumda. Ayrıca uygulamaya eklenen “Dikkat Eksikliği” bölümüyle içerikler daha da zenginleşti. Böylece uygulama, daha geniş bir kullanıcı profiline hitap eder hâle geldi.
Uygulamanın bir diğer önemli yönü ise, klasik eğitim metotlarından farklı olarak oyunlaştırılmış yapıya sahip olması. Eğitsel içeriğin dijital oyun öğeleriyle birleştirilmesi, çocukların katılımını kolaylaştırıyor. Bu durum, öğrenme süreçlerinin yalnızca akademik başarıya değil, aynı zamanda sürekliliğe de odaklanmasına imkân tanıyor. Eğitimi destekleyen bu yöntem, hem çocukların hem de ailelerinin sürece daha aktif katılmalarını sağlıyor.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi ile yürütülen akademik iş birliği uygulamanın içeriğini derinleştiriyor
Uygulamanın içerikleri İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde görev yapan akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanıyor. Böylelikle eğitim materyalleri sadece dijital ortamda sunulmakla kalmıyor, aynı zamanda pedagojik temellere de dayandırılıyor. Bu yapı sayesinde uygulama, yalnızca öğrenciler için değil, aynı zamanda ebeveynler ve öğretmenler için de bir kaynak işlevi görüyor. Eğitim sürecine bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşılması, uygulamanın sürdürülebilirliğini artırıyor.
Türk Telekom, bu iş birliği çerçevesinde yalnızca maddi destek sağlamakla kalmıyor; sahip olduğu dijital altyapıyı da bu projeye entegre ediyor. Her çocuğun öğrenme tarzının ve hızının farklı olduğu gerçeğinden yola çıkılarak geliştirilen uygulama, kullanıcıların bireysel gelişim süreçlerine uyum sağlıyor. Bu doğrultuda hazırlanan egzersizler, çocuğun ihtiyaçlarına göre otomatik olarak uyarlanabiliyor. Bu durum, uygulamanın statik bir içerikten çok, yaşayan bir platform olduğunu gösteriyor.
Smartex, hâlihazırda 50 farklı bilişsel çalışmayı ve 300’den fazla alıştırmayı içeriyor. Bu sayı her geçen gün artırılırken, içeriklerin hem akademik hem de pratik açıdan işlevsel olması gözetiliyor. Egzersizler sade bir arayüzle sunuluyor, böylece çocukların teknoloji okuryazarlığına ihtiyaç duymadan uygulamadan faydalanmaları mümkün oluyor. Kullanıcı deneyimi bu yönüyle doğrudan öğrenme sürecine katkı sağlıyor.
Uygulamanın ücretsiz olarak erişilebilir olması, Smartex’i benzerlerinden ayıran önemli bir özellik. Özel gereksinimli çocuklara sunulan dijital içeriklerin çoğu ücretli platformlar aracılığıyla sunulurken, Türk Telekom bu erişim sorununu ortadan kaldırmayı hedefliyor. Dijital uçurumun etkilerini azaltmaya yönelik bu yaklaşım, eğitimde fırsat eşitliği açısından önem taşıyor. Bu doğrultuda geliştirilen altyapı, uygulamanın daha fazla kullanıcıya ulaşmasını kolaylaştırıyor.
Disleksi, disgrafi gibi öğrenme güçlükleri, sadece eğitim başarısını değil, çocukların günlük yaşamlarını da etkileyebiliyor. Bu durum, özel olarak hazırlanmış içeriklerin önemini artırıyor. Smartex’in sunduğu kişiselleştirilmiş eğitim materyalleri, bu bağlamda yalnızca akademik gelişimi değil, sosyal uyumu da destekliyor. Bu bütünsel yaklaşım, uygulamanın sadece bir eğitim aracı olmasının ötesinde bir rehber görevi üstlenmesini sağlıyor.
Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, uygulamaya verdikleri desteğin arkasında yer alan motivasyonun, teknolojiyi herkes için erişilebilir kılma hedefi olduğunu belirtiyor. Sancaktaroğlu, teknoloji altyapısını yaşamın her alanına entegre ederek sosyal faydayı artırmaya çalıştıklarını vurguluyor. Smartex’e katkı sunmalarının temelinde, dezavantajlı grupların yaşam kalitesini artırma amacı yer alıyor. Bu yaklaşım, kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının dijital çağdaki karşılığı olarak değerlendirilebilir.
Her geçen gün artan kullanıcı sayısıyla Smartex, özel gereksinimli çocuklar için dijital destek sunan önemli uygulamalardan biri hâline geliyor. Uygulamanın geliştirme süreci ise hâlâ devam ediyor. Yeni bölümler, yeni egzersizler ve teknik güncellemelerle uygulamanın kapsamı genişletilmeye devam ediliyor. Bu sayede Smartex, sabit bir çözüm yerine sürekli gelişen bir dijital araç olarak konumlanıyor.
