Apple, haziran ayında düzenleyeceği Dünya Geliştiriciler Konferansı’na (WWDC) gün sayarken, şirketin uzun süredir beklenen yapay zekâ adımlarının kapsamı da yavaş yavaş netleşiyor. Bloomberg yazarı Mark Gurman’ın paylaştığı son haber, etkinlikte Siri’nin beklenen oranda gündeme gelmeyeceğini ortaya koyuyor. Gurman’a göre Apple, bu yılki etkinlikte Siri için planlanan gelişmelere pek yer vermeyecek. Görünen o ki, Apple yapay zekâ stratejisinde bazı önemli kararları ertelemeye devam ediyor.
Haberde dikkat çeken bir diğer unsur ise, Siri için daha önce duyurulan ancak hayata geçirilemeyen özelliklerin hâlen hazır olmaması. Apple, geçtiğimiz yıl da benzer bir tabloyla karşı karşıya kalmış ve Siri’ye entegre edileceği belirtilen bazı yeni yetenekleri açıklamasına rağmen kullanıma sunamamıştı. Siri’nin doğal dil anlama kabiliyetlerinin artırılması ve komutlara daha isabetli yanıtlar vermesi bekleniyordu. Fakat bu güncellemelerin büyük kısmı hâlâ geliştirme aşamasında bulunuyor. Bu nedenle kullanıcıların Siri’den bekledikleri performans, bir süre daha gecikecek gibi görünüyor.
Apple’ın Siri üzerindeki bu isteksiz yaklaşımı, şirketin yapay zekâ yatırımlarındaki önceliklerini de gözler önüne seriyor. Gurman’ın haberine göre, şirket içinde üst düzey yöneticiler yapay zekânın önemini kabul etmiş olsa da, özellikle yazılım şefi Craig Federighi bu konuda uzun süre mesafeli kaldı. Federighi, yapay zekânın Apple ürünleriyle doğrudan bütünleşmeyen, sonuçları öngörülemeyen bir alan olduğunu savunuyordu. Bu da Apple’ın yapay zekâ (AI) stratejisinde erken hamleler yapmasını engelledi.
Siri’nin geride kalmasının arkasında yönetsel çekinceler bulunuyor
Bu çekincelere rağmen Apple, son dönemde yapay zekâ konusunda daha somut adımlar atmaya başladı. iOS 19 ile birlikte Apple Intelligence çatısı altında bazı yeni yeteneklerin tanıtılması planlanıyor. Bunlar arasında pil optimizasyonu sağlayan yapay zekâ destekli sistemler ve bazı uygulamalarda akıllı öneri özellikleri yer alıyor. Fakat Siri, bu yeni dönemde de arka planda kalacak gibi görünüyor. Apple’ın Siri ile Apple Intelligence markalarını birbirinden ayırmaya karar vermesi, bu ayrışmanın önemli bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Apple’ın bu ayrımı tercih etmesinde Siri markasının yıllar içinde oluşan yetersizlik algısının etkili olduğu belirtiliyor. Şirket, LLM tabanlı yeni bir Siri deneyimi üzerinde çalışıyor olsa da, bu projeyle ilgili detayların WWDC 2025’te paylaşılması beklenmiyor. Geliştirilen yeni Siri altyapısı, büyük dil modelleriyle daha gelişmiş bir kullanıcı etkileşimi sunmayı amaçlıyor. Ancak bu sistemin geniş çapta dağıtılması, teknik altyapının yeniden inşa edilmesini gerektirdiği için zamana yayılıyor. Bu da Siri’nin hâlihazırdaki imajının değiştirilmesini zorlaştırıyor.
Bunun yanında Apple, Avrupa Birliği regülasyonlarına uyum sağlamak amacıyla kullanıcıların Siri’yi tamamen devre dışı bırakabileceği bir seçenek sunmaya hazırlanıyor. Bu yeni yetenek sayesinde kullanıcılar, üçüncü taraf sesli asistanları Siri yerine kullanabilecek. Şu an için bu asistanların hangileri olacağı açıklanmış değil. Bu değişikliğin AB dışındaki ülkelerde uygulanıp uygulanmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Yine de bu gelişme, Apple’ın sesli asistan stratejisini esnetmeye başladığını gösteriyor.
Öte yandan Apple’ın üzerinde çalıştığı bir başka proje de sanal sağlık koçu olarak geliştirilen “Project Mulberry” isimli yapay zekâ destekli sistem. Bu sistemin, kullanıcıların sağlık ve yaşam alışkanlıklarını analiz ederek önerilerde bulunması hedefleniyor. Apple Intelligence çatısı altında yer alacak bu uygulama, Siri ile doğrudan ilişkili olmayacak. Siri’nin birçok yeni projede pasif kalması, onun işlevsel alanının giderek daraldığını ortaya koyuyor. Bu da Apple’ın gelecekte Siri’yi daha çok platform dışı bir seçenek olarak konumlandırabileceğine işaret ediyor.
Siri’nin bugün geldiği nokta, Apple’ın 2010’lu yıllarda attığı erken hamlelerle kıyaslandığında oldukça geri planda kalmış durumda. Rakip şirketlerin ChatGPT ve benzeri modellerle hızlı ilerleme kaydettiği bir dönemde, Apple’ın bu alandaki yavaşlığı dikkat çekiyor. Siri’nin yeniden yapılandırılması sürecinin uzun vadeye yayılması, Apple’ın geçmişte yaptığı stratejik hataların bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle WWDC 2025, Siri açısından bir dönüm noktası olmaktan uzak görünüyor.
Apple’ın gelecek vizyonunda Siri’ye ne kadar yer verileceği, şirketin yapay zekâ stratejisini nasıl şekillendireceğiyle doğrudan ilişkili olacak. Kullanıcıların beklentileri artarken, Siri’nin bu talepleri ne kadar karşılayabileceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Yapay zekâ çağında sesli asistanların önemi artarken, Apple’ın bu yarışta yer alabilmesi için daha cesur adımlar atması gerekecek. Aksi takdirde Siri, sadece Apple ekosisteminin değil, tüm teknolojik yeniliklerin de gerisinde kalabilir.
