Microsoft’un yeni Recall özelliği, Copilot Plus PC’lerle birlikte kullanıma sunulduğundan bu yana gizlilik tartışmalarının merkezine oturdu. Kullanıcının ekran görüntülerini sürekli olarak arka planda kaydeden bu sistem, geçmişteki içerikleri kolayca bulmayı vaat ediyor. Fakat bu vaat, özellikle güvenli mesajlaşma uygulamaları için büyük bir soru işareti yaratıyor. Signal ise bu duruma sessiz kalmayarak kendi kullanıcılarını bu sistemden koruyacak bir adım attı.
Signal, Windows 11 için hazırladığı son güncellemeyle ekran güvenliği özelliğini varsayılan olarak etkinleştirdiğini duyurdu. Bu özellik, uygulama penceresinin ekran görüntüsü alınmasını engelleyen bir koruma katmanı sunuyor. Bu koruma, dijital haklar yönetimi (DRM) mantığıyla çalışıyor ve Netflix gibi platformların ekran görüntüsüne karşı aldığı önlemlerle benzerlik gösteriyor. Signal, bu şekilde Recall’un şifreli mesajlaşmalara erişimini engellemeyi hedefliyor.
Bununla birlikte, ekran güvenliği özelliği bazı kullanıcılar için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle ekran okuyucu kullanan bireyler, bu tür görsel engellemeler nedeniyle erişim sıkıntısı yaşayabiliyor. Signal, bu noktada kullanıcılarına esneklik tanıyor ve ekran güvenliğini devre dışı bırakma seçeneğini gizlilik ayarları altına ekliyor. Böylece erişilebilirlik ihtiyacı olan kullanıcılar, ihtiyaç duydukları an bu engellemeyi kolayca kaldırabiliyor.
Signal bunu sadece teknik bir önlem olarak görmüyor
Signal geliştiricisi Joshua Lund, bu durumu sadece teknik bir önlem olarak görmüyor. Ona göre sorun daha yapısal ve işletim sistemi geliştiricilerinin uygulamalara daha fazla denetim hakkı tanıması gerekiyor. Lund, uygulama geliştiricilerin kullanıcılarının verilerine dair nihai kararı vermesi gerektiğini savunuyor. Özellikle uçtan uca şifreleme sunan servislerde, sistem düzeyinde çalışan yapay zekâların erişimi ciddi riskler doğuruyor.
Recall özelliği, her ne kadar geçmiş verileri tarama kolaylığı sağlasa da, bu verilerin yapay zekâ tarafından sürekli izlenmesi tartışmalı bir durum yaratıyor. Signal gibi güvenliğe öncelik veren uygulamalar, bu yaklaşımı sakıncalı buluyor. Microsoft’un hâlihazırda bazı gizli tarayıcı pencerelerini kayıt dışı tutması da bu güvenlik kaygılarını destekliyor. Fakat uygulama bazında içerik filtreleme hâlâ kullanıcıların manuel müdahalesine bırakılmış durumda.
Recall’da yer alan verileri kontrol etmek isteyen kullanıcıların, ayarlar menüsünden belirli uygulamaları hariç tutmaları gerekiyor. Ne var ki bu işlemin nasıl yapılacağını bilmeyen kullanıcılar için varsayılan kayıt süreci ciddi bir risk haline gelebiliyor. Signal, elindeki kısıtlı araçlarla bu riski minimize etmeye çalışıyor. Geliştiriciler, ekran güvenliği dışında başka koruma yöntemlerinin de sunulması gerektiğini ifade ediyor.
Öte yandan Microsoft, Recall’u piyasaya sürmeden önce iki kez ertelemişti. Bu ertelemeler, kullanıcı güvenliği ve gizliliği konusundaki hazırlık eksikliğinin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Geliştirici camiası hâlâ uygulamalarını Recall’dan koruyacak doğrudan bir API bekliyor. Bu eksikliğin, daha fazla uygulama tarafından gündeme getirilmesi olası görünüyor.
Tüm bunların yanında, ekran güvenliği özelliği yalnızca geçici bir çözüm olarak görülüyor. Uzun vadede, geliştiricilerin işletim sistemi düzeyinde daha fazla kontrol sahibi olması gerektiği görüşü öne çıkıyor. Signal’ın yaptığı bu müdahale, uygulama tarafında atılabilecek adımların sınırlarını da net şekilde ortaya koyuyor. Microsoft’un ise bu eleştirilere ne ölçüde yanıt vereceği belirsizliğini koruyor.
Signal’ın bu adımı, yalnızca kendi kullanıcıları için değil, benzer güvenlik öncelikleri olan tüm yazılımlar için emsal niteliği taşıyor. Recall’un getirdiği teknolojik imkânlar, kontrol mekanizmalarıyla desteklenmediğinde kullanıcı mahremiyeti üzerinde baskı oluşturabiliyor. Geliştiricilerin bu yöndeki talepleri giderek daha görünür hale gelirken, platform sağlayıcılarının şeffaflık ve yetki paylaşımı konusunda daha kararlı adımlar atması bekleniyor.