SabancıDx ile 2024 yılı itibarıyla çoğunluk hissesini aldığı yerli bulut hizmeti sağlayıcısı Bulutistan, Türkiye merkezli bir teknoloji yapılanmasıyla global pazarlarda büyümeye odaklanan yeni yol haritasını açıkladı. İki şirketin ortak stratejisi, SabancıDx CEO’su ve eş zamanlı olarak Bulutistan’ın CEO’su görevini yürüten Tevfik Kor ile Bulutistan Genel Müdürü Gökhan Gençtürk’ün katılımıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Yapılan açıklamalara göre, bu stratejik iş birliği sayesinde tek çatı altında bütünleşmiş hizmet modelleri sunulacak. Hedef, Türkiye çıkışlı ancak uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bir teknoloji şirketi inşa etmek.
Yeni yapı kapsamında Bulutistan, altyapı ve platform sağlayıcısı olarak konumlanırken; SabancıDx ise bu platform üzerinde hibrit ve çoklu bulut hizmetlerini yöneten yapı olarak faaliyetlerini sürdürecek. İki şirketin iş modeli, sadece Türkiye pazarıyla sınırlı kalmayıp Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada operasyonel büyümeyi hedefliyor. Öte yandan, 2025 yılı için belirlenen hedefler arasında Arap Yarımadası’na açılım da bulunuyor. Bu coğrafi çeşitlilik stratejisi, veri egemenliği ve çoklu bulut yapılarının etkili bir biçimde yönetilmesini sağlayacak altyapının kurulmasını zorunlu kılıyor.
Hibrit bulut ve yapay zekâya odaklanan genişleme planı
SabancıDx & Bulutistan CEO’su Tevfik Kor’a göre, günümüz teknoloji dünyasında verinin kontrolü ve işlenmesi, şirketlerin rekabet gücünü belirleyen temel unsurlar arasında yer alıyor. Kor, bu bağlamda “veri egemenliği” kavramının, çoklu bulut altyapılarında etkin operasyon kabiliyeti gerektirdiğini belirterek, şirketin yatırım stratejilerinin de bu doğrultuda şekillendiğini ifade etti. Şu anda Frankfurt merkezli Avrupa operasyonları, Azerbaycan ve Özbekistan’daki şirketlerle desteklenirken, Kazakistan’da da yılın ikinci yarısında yeni bir şirketin faaliyete geçmesi planlanıyor.
Global ölçekte bulut bilişim pazarı 2024 yılında yüzde 19,2 oranında büyüyerek 596 milyar dolara ulaştı. Bu pazarın, 2025 yılı itibarıyla 724 milyar dolara (yaklaşık 23,5 trilyon TL, 1 USD = 32,5 TL kuru baz alındığında) ulaşması öngörülüyor. Türkiye’de ise bu alandaki penetrasyon henüz yüzde 16 seviyelerinde. Avrupa’da bu oran yüzde 50’lere ulaşmış durumda. Kor’a göre, Türkiye’nin bu farkı kapatabilmesi için sürdürülebilir altyapı yatırımlarına ve kamu-özel sektör iş birliğine dayalı bir dijital dönüşüm planına ihtiyaç var.
Bulutistan’ın 2023 yılı itibarıyla Deloitte Fast 50 listesinde üst üste iki yıl yer alması ve TOBB Türkiye 100 listesine dahil edilmesi, şirketin büyüme ivmesini göstermesi açısından dikkat çekiyor. Ek olarak Turcorn unvanını taşıyan şirketin, “unicorn” düzeyine ulaşma hedefiyle yola devam ettiği belirtiliyor. Bu bağlamda, SabancıDx’in yönettiği dijital dönüşüm projeleri ve yönetilen hizmet çözümleriyle şirketin Türkiye’de 5 binden fazla kuruluşa hizmet verdiği açıklandı.
Gökhan Gençtürk ise yapay zekânın, küresel ölçekte rekabet avantajı sağlayan başlıca alanlardan biri olduğunu vurguladı. 2025 yılı için planlanan toplam yatırım bütçesinin yüzde 40’lık kısmının yapay zekâ teknolojilerine ayrılacağı ifade edildi. Gençtürk, Türkiye’de kurulan GPU sunucu altyapısıyla şirketlere public cloud üzerinden yapay zekâ destekli hizmetler sunmaya başladıklarını belirtti. Ayrıca kendi küçük dil modeli (SLM) üzerine Ar-Ge çalışmalarının başlatıldığı bildirildi.
Gençtürk, orta ve küçük ölçekli şirketlerin bu altyapılardan yatırım yapmadan faydalanabilmesi için “kullandığın kadar öde” modeliyle erişilebilirliğin artırıldığını belirtti. Bu sayede teknolojiye yatırım yapacak kaynağı olmayan şirketlerin de dijital rekabete dahil olabilmesi amaçlanıyor. Böylece sadece büyük kurumlara değil, geniş ölçekli KOBİ segmentine de teknoloji çözümleri ulaştırılmış oluyor.
Tevfik Kor, SabancıDx ve Bulutistan’ın hem organik büyümeyle hem de potansiyel satın almalarla 2025 yılında da sektör ortalamasının üzerinde büyümeyi sürdüreceğini dile getirdi. Açıklanan yol haritası, Türkiye merkezli teknoloji üretiminde yeni bir yapılanma ve bölgesel genişleme planlarının aynı potada buluşturulmasını öngörüyor. Kurumsal yapısını yeniden şekillendiren bu stratejik ortaklık, yalnızca teknoloji sunan değil, aynı zamanda teknolojiyi yöneten ve geliştiren bir yapı oluşturma yönünde ilerliyor.