Apple’ın eski baş tasarımcısı Jony Ive ile OpenAI CEO’su Sam Altman’ın birlikte geliştirdiği yapay zekâ cihazı, henüz tanıtılmamış olmasına rağmen dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Bu gizemli cihaz, kısa süre önce Steve Jobs’ın eşi Laurene Powell Jobs’ın onayını aldı. The Financial Times’a konuşan Powell Jobs, Ive’ın vizyonuna güvendiğini açıkça dile getirdi. Cihazın ne işe yarayacağı hâlâ net değil ancak şimdiden teknoloji dünyasında beklenti yarattığı ortada.
Powell Jobs ile Jony Ive arasındaki ilişki yalnızca profesyonel değil, aynı zamanda uzun yıllara dayanan kişisel bir dostlukla da besleniyor. Steve Jobs’ın 2011’deki vefatından bu yana, Ive ile bağını koparmayan Powell Jobs, onun LoveFrom adlı tasarım şirketine de yatırım yapmıştı. Yine aynı şekilde, Ive’ın yeni donanım girişimi olan “io” şirketine de finansal destek sağlamıştı. Bu yatırımlar, Ive’ın Apple sonrası kariyerinde ciddi bir rol oynadı.
Jony Ive, röportajda modern teknolojiyle kurulan ilişkiye dair rahatsız edici sorular sormaktan çekinmedi. İnsanların teknolojiyle olan bağının giderek daha karmaşık bir hâl aldığını belirten Ive, bu yeni cihazın arkasındaki motivasyonun da bu gerilimli ilişkinin düzeltilmesi olduğunu ifade etti. İnsani değerlere daha uygun bir teknoloji tasarlamak istediklerini belirten Ive, “İnsanlık daha iyisini hak ediyor” diyerek bu niyeti özetledi. Açıkça görülen o ki, bu proje sadece teknik bir yenilik değil; aynı zamanda etik bir hesaplaşma da içeriyor.
Jony Ive’a göre, iPhone’un beklenmeyen etkileri teknolojiye dair daha kapsamlı düşünme zorunluluğu doğurdu. Ekran bağımlılığı, sosyal medya takıntısı ve dikkat dağınıklığı gibi konular bu etkilerin başında geliyor. Tüm bunlara rağmen, bu sonuçların kasıtlı olmadığını ancak yine de sorumluluğunun hissedildiğini belirten Ive, bu duygunun yeni cihaz üzerindeki çalışmalara yön verdiğini ifade etti. “Yenilik kaçınılmaz olarak hem iyi hem kötü sonuçlar doğurur,” diyerek sürecin karmaşıklığını gözler önüne serdi.
Powell Jobs da bu görüşlere benzer bir noktada duruyor. Bazı teknolojilerin kötüye kullanılma potansiyeli taşıdığını kabul ediyor. Teknolojinin ilk tasarım amacından saparak olumsuz etkiler yaratabileceğini söyleyen Powell Jobs, bu tür yan etkilere karşı uyanık kalınması gerektiğini düşünüyor. Tüm bunların yanında, bu tür projelerin yaratıcı sürecini heyecanla takip ettiğini de gizlemiyor.
Powell Jobs, bu cihazın gelişim sürecine dair gözlemlerini de paylaştı. Fikirlerin birer çizime, sonra hikâyeye, ardından da fiziksel prototipe dönüşmesini izlemekten etkilendiğini söyledi. Her yeni versiyonun bir öncekinden daha iyi olmasının, teknolojinin evrimsel yapısına işaret ettiğini dile getirdi. “Bir noktada ‘bundan iyisi olmaz’ diyorsunuz, sonra gelen yeni tasarım sizi yine şaşırtıyor,” diyerek süreci tanımladı.
OpenAI’ın io şirketini yaklaşık 6,5 milyar dolara satın almak üzere olduğu biliniyor. Bu satın alma tamamlandığında, Laurene Powell Jobs’ın yatırımları ciddi anlamda karşılık bulabilir. Ancak ne var ki, cihaz hakkında somut hiçbir teknik bilgi hâlâ paylaşılmış değil. Bu durum cihazı daha da gizemli kılarken, kamuoyunda beklentiyi artırıyor.
Jony Ive’ın cihazı, yalnızca bir donanım ürünü olmanın ötesinde bir yaklaşıma sahip gibi görünüyor. Teknolojiyle insan ilişkisini yeniden tanımlamayı amaçlayan bu proje, geleneksel kullanıcı deneyimlerinin ötesine geçmeyi hedefliyor. Bu anlamda, cihazın form faktörü, kullanıcı arayüzü ve etkileşim biçimi büyük merak konusu. OpenAI’ın bu süreçteki katkısı ise projenin sadece fiziksel değil, yapay zekâ güdümlü bir deneyim sunacağına işaret ediyor.