OpenAI’ın 6,5 milyar dolar karşılığında bünyesine kattığı io donanım ekibi, kamuoyuna ilk kez donanım projesine dair somut bir zaman çerçevesi sundu. Şirketin mahkemeye sunduğu belgeler, io’nun geliştirmekte olduğu ilk ürünün kulak içi bir cihaz veya giyilebilir bir aygıt olmayacağını ortaya koydu. Bununla birlikte cihazın ticari olarak satışa sunulmasının 2026 yılından önce gerçekleşmeyeceği netlik kazandı. Donanımın son hâli henüz belirlenmiş değil, fakat form faktörüne dair bu açıklama, cihazın nasıl bir tasarım anlayışıyla geliştirildiğine dair ilk önemli bilgileri içeriyor.
io donanım ekibinin başında, Apple’da uzun yıllar tasarım süreçlerinde görev almış Tang Tan yer alıyor. Tan, 16 Haziran tarihli yeminli ifadesinde, Sam Altman’ın daha önce kamuya açık şekilde bahsettiği prototipin piyasaya çıkmasının en az bir yıl uzaklıkta olduğunu belirtti. Açıklamalarda yer alan detaylara göre, geliştirme süreci hâlâ erken aşamada ve cihazın dış görünümünden işlevselliğine kadar birçok nokta üzerinde çalışılıyor. Bu süreçte, daha önce çeşitli kulaklık ve işitme cihazlarının satın alınıp incelendiği de dosyalar arasında yer aldı.
Bununla birlikte io ekibi, ürün geliştirme sürecinin başlangıcında farklı cihaz türlerini ve formlarını değerlendirdi. Mahkeme belgelerinde, masaüstü, taşınabilir, kablolu, kablosuz ve farklı ergonomik biçimlerde birçok prototip çalışması yapıldığı görülüyor. Ayrıca çeşitli şirketlerden satın alınan 30’dan fazla kulaklık ve işitme cihazı, bu araştırma sürecine dahil edilmiş. Tüm bu alımlar, ergonomi ve kullanıcı deneyimi üzerine daha iyi çıkarımlar yapabilmek amacıyla gerçekleştirilmiş. Yine de, nihai tasarımın ne yönde şekilleneceği henüz belirlenmiş değil.
OpenAI ve io’nun ilk cihazı 2026’dan önce satışa sunulmayacak
OpenAI’ın yeni donanım girişimi, aynı zamanda bir isim hakkı davasının da odağı hâline geldi. Ses donanımı odaklı girişim Iyo, OpenAI’ın “io” markasını bilinçli şekilde kullandığını ve bu nedenle markasının zarar gördüğünü iddia ederek geçici tedbir kararı aldı. Bu karar sonrasında OpenAI, io markasına ait tüm kamuya açık içerikleri kaldırmak zorunda kaldı. Iyo’nun sunduğu e-postalar arasında, Sam Altman’ın söz konusu şirketle daha önce iletişime geçtiği ve ürünü denemek istediğine dair yazışmalar da bulunuyor.
Davada sunulan belgeler arasında, io çalışanlarının insan kulağı anatomisine dair 3D taramalarla çalışma yapmayı önerdiği mesajlar da yer alıyor. Buna rağmen, resmi beyanlarda ürünün ne bir kulaklık ne de giyilebilir bir donanım olacağı defalarca vurgulanmış durumda. Sam Altman’ın, Iyo’nun yatırım teklifine verdiği “teşekkürler, ben rekabetçi bir şey üzerinde çalışıyorum” cevabı, iki taraf arasında daha önce kurulan iletişimin sınırlarını da ortaya koyuyor. Tüm bu belgeler, io’nun geliştirici kadrosunun geniş çaplı bir donanım araştırması süreci yürüttüğünü doğruluyor.
OpenAI ve io’nun bu ilk ürünüyle hangi kullanıcı kitlesine hitap etmeyi planladığı henüz bilinmiyor. Ancak eldeki belgeler, cihazın daha çok masaüstü ya da mobil kategoride bir form alabileceğini düşündürüyor. Jony Ive’ın bugüne kadarki tasarım geçmişi, ürünün sade ama yüksek işlevli bir yapı taşıyabileceğine dair bazı beklentileri beraberinde getiriyor. Öte yandan, bu donanımın OpenAI’ın yapay zekâ çözümleriyle nasıl bütünleşeceği de merak edilen diğer bir konu.
Geliştirme sürecinin erken aşamalarda olması, cihazın donanım özellikleri veya yapay zekâ işlevleri hakkında kesin bilgiler edinilmesini şu an için güçleştiriyor. Ne var ki mahkeme dosyalarına yansıyan belgeler, OpenAI’ın donanım alanında nasıl bir yol izlediğini anlamak açısından önemli veriler sunuyor. İlerleyen dönemde, ürünün ne tür etkileşim yöntemleri sunacağı ya da hangi servislerle bütünleşeceği gibi detaylar da daha net bir biçimde ortaya çıkacaktır.