Eğlence

Netflix, yapay zekâ ile reklama yeni bir boyut kazandırıyor

Netflix oyun

Netflix, dijital reklamcılık anlayışını yeniden şekillendirecek bir adım atmaya hazırlanıyor. Şirket, yapay zekâdan yararlanarak reklamları içeriklerle daha uyumlu hale getirecek yeni bir format üzerinde çalışıyor. Bu yeni sistemde reklamlar, izleyicinin izlemekte olduğu dizi ya da filmin estetik dokusuna entegre edilecek şekilde tasarlanıyor. Böylece izleyici, geleneksel reklam aralarındaki keskin geçişler yerine daha akıcı bir izleme deneyimi yaşayacak.

Reklam destekli abonelik planı kullanan Netflix kullanıcıları, bu yeni sistemin doğrudan etkisini hissedecek. İzlenen içerikle görsel olarak uyum sağlayan reklamlar, dizinin bir sahnesi gibi ekranda belirecek. Özellikle “Stranger Things” ya da “Wednesday” gibi tanınan yapımların atmosferine uygun şekilde yerleştirilen ürün görselleri öne çıkacak. Görsel entegrasyon sayesinde reklam ile içerik arasındaki çizgi bulanıklaşacak.

Netflix, reklama izleyicinin dikkatini bozmadan yer verecek

Bu yeni reklam biçimi yalnızca görüntü değil, etkileşim öğeleri de barındıracak. Reklamlar izleme sırasında ya da içerik duraklatıldığında görünebilecek; izleyici isterse bu reklamlara tıklayarak ürün hakkında daha fazla bilgi alabilecek. Şirket, bu reklam formatını 2024 yılının sonuna kadar sistemine entegre etmeyi planlıyor. Böylece reklamlar daha işlevsel ve içerik dostu hale gelecek.

Netflix’in reklam bölüm başkanı Amy Reinhard, bu alandaki ilerlemenin giderek hızlanacağını vurguladı. Reinhard’a göre, şirket sadece reklam alanını genişletmeyi değil, aynı zamanda kullanıcı deneyimini zedelememeyi hedefliyor. Her ne kadar bu tür bir entegrasyon teknik açıdan karmaşık olsa da, elde edilecek fayda oldukça büyük. İzleyicinin dikkatini dağıtmadan reklam gösterimi yapılması, hem reklam verenler hem de kullanıcılar açısından olumlu bir denge kuracak.

Reinhard’ın paylaştığı verilere göre, Netflix’in reklam destekli planını kullanan aylık aktif kullanıcı sayısı 94 milyona ulaşmış durumda. Geçen yıl aynı dönemde bu rakam yalnızca 40 milyondu. Bu hızlı büyüme, şirketin reklam stratejisine daha fazla kaynak ayırmasını beraberinde getiriyor. Artan kullanıcı sayısıyla birlikte reklam gösterim potansiyeli de ciddi ölçüde artmış durumda.

Yeni sistemin nasıl gelişeceği şimdilik net değil; ancak ilk işaretler umut verici görünüyor. İçeriğe entegre edilen bu reklamlar, kullanıcıyı ekran başında tutma konusunda daha başarılı olabilir. Reklamlar artık içeriği bölen unsurlar değil, içerikle iç içe geçmiş yapılar haline geliyor. Bu da kullanıcı deneyimi açısından olumlu bir dönüşüm anlamına geliyor.

Bununla birlikte, sektördeki diğer büyük yayın platformlarının da benzer stratejiler izlediği görülüyor. Warner Bros. Discovery, sahip olduğu içerikleri reklam alanında daha aktif kullanmak üzere çalışmalar yürütüyor. Disney+ ise kişiselleştirilmiş reklam gösterimlerini daha etkin kılmak için altyapısını yeniliyor. Bu durum, Netflix’in yaklaşımını yalnızca yenilikçi değil, aynı zamanda rekabetçi de kılıyor.