Netflix, yıllardır yalnızca ekranlardan tanınan bir dijital içerik platformuydu. Fakat bu durum, yıl sonunda bambaşka bir boyut kazanmak üzere. Platformun planladığı fiziksel eğlence merkezleri Dallas ve Philadelphia’da kapılarını açacak. Her biri 9 bin metrekareyi aşan bu kompleksler, Netflix dizilerini doğrudan yaşanabilir mekânlara dönüştürüyor.
Bu merkezlerde ziyaretçiler sadece alışveriş yapmayacak; aynı zamanda içeriklerin içinde gezinebilecek. Geniş alanlara yayılan deneyimsel bölümler, Netflix yapımlarını fiziksel olarak canlandıracak. Tasarımlarında alışveriş alanı, restoran ve oyun temalı parkurlar bir arada sunuluyor. Üçüncü bir lokasyon ise 2027’de Las Vegas’ta faaliyete geçecek.
Netflix dizilerinin sahneleri gerçek mekânlara dönüştürülüyor
Merkezlerin en dikkat çekici bölümlerinden biri, Squid Game dizisinden esinlenilen “Kırmızı Işık, Yeşil Işık” oyunu olacak. Bunun yanında Stranger Things’ten Demogorgon kovalamacası da interaktif şekilde ziyaretçilerin katılımına açık olacak. Bu deneyimlerin hepsi “hikâye odaklı ve sürükleyici” olarak tanımlanıyor. Netflix, içeriklerin zamanla yenileneceğini ve çeşitlendirileceğini de duyurdu.
Bu mekânların sadece birer eğlence alanı olmakla kalmayacağı görülüyor. Aynı zamanda birer sosyal buluşma noktasına dönüşmeleri hedefleniyor. “Netflix Bites” adlı restoran bölümü, içeriklere özgü yemekler sunacak. Arnold Schwarzenegger’in FUBAR dizisine göndermede bulunan sandviçler ya da Tires dizisinden esinlenilmiş kıyafetler bu alanlarda yerini alacak.
Galleria Dallas ve King of Prussia gibi büyük alışveriş merkezlerinde konumlandırılan merkezler, yüksek yaya trafiğine sahip noktalarda yer alıyor. Bu tercih, Netflix’in kitlelere fiziksel temasını doğrudan artırma amacına işaret ediyor. Merkezler yıl boyunca açık kalacak şekilde tasarlandı. Bu da içeriklerin dönemsel değil sürekli erişilebilir olacağı anlamına geliyor.
Platform, Wednesday, One Piece ve Knives Out gibi büyük kitlelere ulaşan yapımlar için özel deneyim alanları da sunacak. Buna karşın, Is It Cake? ya da The Circle gibi içeriklere dair bir planlama şu aşamada açıklanmadı. Ne var ki, merkezlerin zamanla gelişen bir yapıya sahip olacağı belirtiliyor. Yani gelecekte bu yapımlar da yer bulabilir.
Netflix, bu merkezler aracılığıyla dijital ile fiziksel arasında köprü kurmayı hedefliyor. İzleyiciler artık sevdikleri dizileri yalnızca izlemeyecek, içinde de yürüyecek. Bu deneyimler sosyal medya paylaşımları yoluyla da hızla yayılma potansiyeline sahip. Özellikle genç kitlenin yoğun ilgi göstereceği öngörülüyor.
Netflix bu adımıyla yalnızca içerik üreticisi değil, aynı zamanda fiziksel bir marka deneyimi sunan yeni bir yapıya evriliyor. Dijital ekrandan çıkan içeriklerin gerçek dünyada hissedilebilir hale gelmesi, medya tüketim alışkanlıklarında da bir değişimi beraberinde getiriyor. Her ne kadar bu tarz merkezler şu an için ABD ile sınırlı olsa da, ilerleyen dönemde farklı ülkelerde de benzer projelerin gündeme gelmesi sürpriz olmayacaktır.