Teknoloji

Microsoft merkezinde Brad Smith’in ofisi eylemciler tarafından işgal edildi

microsoft telefon bağlantısı

Microsoft’un Redmond’daki merkezinde başkan Brad Smith’in ofisi eylemciler tarafından işgal edildi. Polis olaya müdahale etti ve Building 34 geçici olarak kapatıldı.

Protestoya katılan grup, uzun süredir etkinlik düzenleyen No Azure for Apartheid hareketi oldu. Bu grup Microsoft’un İsrail hükümetiyle yaptığı bulut sözleşmelerine karşı çıkıyor. Eylemciler ofise girerken canlı yayın açtı, pankartlar açtı ve sloganlar attı. Kapıya Smith’in “insanlığa karşı suçlar” ile yargılandığını iddia eden bildiri asıldı. Ek olarak giriş bölümüne ses çıkaran balonlar bırakıldı. Böylelikle eylem, kampüsün farklı bölümlerine yayıldı.

Eyleme katılanlar arasında iki mevcut Microsoft çalışanı ve beş eski çalışan bulundu. İsimleri arasında Anna Hattle ve Riki Fameli öne çıkarken, işten çıkarılan Vaniya Agrawal, Hossam Nasr ve Joe Lopez de gruptaydı. Buna rağmen grup adına açıklamayı yapan Abdo Mohamed oldu. Mohamed, Microsoft tarafından işine son verilen bir mühendis ve bu kampanyanın organizatörlerinden biri. Her şeye rağmen grup, şirketle olan tüm işbirliklerinin derhal sonlandırılmasını istedi.

Guardian, +972 Magazine ve Local Call tarafından hazırlanan araştırma, İsrail hükümetinin Microsoft Azure üzerinden Filistinlilere ait milyonlarca telefon görüşmesini depoladığını ortaya çıkarmıştı. Bu haber, Microsoft’un etik sorumlulukları hakkında yeni bir tartışma başlattı. Öte yandan Associated Press raporlarında, İsrail Savunma Bakanlığı ile Microsoft arasındaki veri işbirliklerine dair iddialar da yer aldı. Tüm bunların yanında, şirketin İsrail ile yaptığı sözleşmelerin boyutu ve kapsamı netlik kazanmadı. Ne var ki raporlar, protestoların nedeninin açık biçimde anlaşılmasını sağladı.

Microsoft yönetimi olayın ardından inceleme başlattı

Brad Smith, ofisine yapılan baskının ardından kameraların karşısına geçti. “Bugün alışılmadık bir gündü” sözleriyle açıklamasına başlayan Smith, Microsoft’un insan hakları ilkelerine bağlı olduğunu vurguladı. Bununla birlikte şirketin, Guardian’ın iddialarının bir kısmını reddettiğini söyledi. Fakat bazı bulguların soruşturulması gerektiğini kabul etti. Smith, Microsoft’un her gün bu iddiaların üzerine gittiğini belirtti. Bunun yanı sıra şirket, Azure platformunun hizmet koşullarına aykırı kullanımını kabul etmeyeceğini ifade etti.

Şirket güvenlik ekipleri, protestocuların ofiste cep telefonlarını ve basit kayıt cihazlarını dinleme amacıyla bıraktığını iddia etti. Redmond polisi yedi kişiyi gözaltına aldı ve bunların ikisinin hâlâ Microsoft çalışanı olduğu açıklandı. Smith, işgal ve izinsiz girişin kabul edilemeyeceğini belirtti. Buna rağmen eylemciler taleplerinden geri adım atmadı. Grup, Microsoft’un İsrail hükümeti ve ordusuyla her türlü iş anlaşmasını sonlandırmasını istedi. Tüm bunların yanında şirketin FBI’dan destek aldığı iddiaları da ortaya atıldı.

Bu olay, yıl boyunca farklı Microsoft etkinliklerinde görülen eylemlerin devamı oldu. Örneğin Build konferansında sahneye çıkan protestocular, şirketin yöneticilerini hedef almıştı. Aynı zamanda Microsoft’un 50. yıl kutlamaları sırasında da benzer bir kesinti yaşandı. Fakat bu sefer olay şirket merkezinde gerçekleştiği için daha geniş yankı buldu. Ne var ki protestoların şirketin günlük operasyonlarına etkisinin sınırlı kaldığı bildirildi. Öte yandan çalışanların ifade özgürlüğü ile şirket güvenliği arasındaki denge yeniden tartışılmaya başlandı.

Protesto grubu, şirketin e-posta sisteminde “Palestine” kelimesi geçen mesajların engellendiğini iddia etti. Ek olarak, Microsoft’un çalışanları izlemek amacıyla FBI ile işbirliği yaptığına dair yeni haberler yayımlandı. Bu durum, protestoların yalnızca iş anlaşmalarına değil, aynı zamanda şirket içi iletişim politikalarına karşı da yöneldiğini gösterdi. Grup sözcüsü Mohamed, “Eğer yaptıklarımız önemsizse, neden karşımıza polis çıkarıldı?” diye sordu. Bu açıklama, protestocuların yaklaşımını ve taleplerini özetledi.

Her ne olursa olsun, Building 34’te yaşanan işgal Microsoft için önemli bir sınav oldu. Hem güvenlik önlemleri hem de etik sorumluluklar yeniden tartışmaya açıldı. Şirketin bağımsız bir hukuk firmasıyla başlattığı soruşturmanın sonucunda hangi adımların atılacağı merak ediliyor. Protesto grubunun ise eylemlerini sürdürmeye kararlı olduğu bildirildi. Bu gelişmeler, teknoloji dünyasında şirketlerin siyasi bağlarının nasıl karşılandığını bir kez daha gündeme getirdi.