Teknoloji

Microsoft, yapay zekâ veri merkezi yarışında elini güçlendiriyor

microsoft telefon bağlantısı

Microsoft, yapay zekâ yatırımlarında hızın belirleyici olduğu bir dönemde, altyapı gücünü yeniden gündeme taşıdı. Şirketin CEO’su Satya Nadella, sosyal medya hesabından paylaştığı videoda, Microsoft’un Nvidia ile birlikte oluşturduğu ilk büyük ölçekli yapay zekâ sistemini tanıttı. Bu sistem, Nvidia’nın “AI fabrikası” olarak tanımladığı dev bir bilgi işleme altyapısı olarak konumlanıyor. Nadella, bunun yalnızca bir başlangıç olduğunu ve benzer sistemlerin dünya genelinde yaygınlaşacağını belirtti. Bu açıklama, Microsoft’un yapay zekâ yarışında yalnızca yazılım değil, donanım tarafında da ciddi bir hazırlık içinde olduğunu açıkça gösteriyor.

Yeni sistem, yüksek performanslı donanım gücüyle dikkat çekiyor. Her biri Nvidia’nın Blackwell Ultra GPU’sunu taşıyan 4.600’den fazla GB300 raflı bilgisayar, InfiniBand bağlantı teknolojisiyle birbirine bağlanıyor. Bu bağlantı, veri aktarımını hızlandırırken, modellerin eğitim süresini önemli ölçüde kısaltıyor. Microsoft, bu sistemleri kullanarak yapay zekâ model eğitimlerini daha verimli hâle getirmeyi hedefliyor. Bunun yanında, küresel ölçekte yüzbinlerce Blackwell Ultra GPU’nun devreye alınacağı ifade ediliyor.

Microsoft, yapay zekâ altyapısında küresel ölçekte büyümeyi hedefliyor

Bu gelişme, zamanlama açısından da son derece dikkat çekici. Çünkü OpenAI kısa süre önce hem Nvidia hem de AMD ile iki büyük veri merkezi anlaşması yaptı. Şirketin 2025 yılına kadar yaklaşık 1 trilyon dolarlık yatırım planladığı biliniyor. Buna rağmen Microsoft, hâlihazırda 34 ülkede faaliyet gösteren 300’ü aşkın veri merkezine sahip olduğunu hatırlatıyor. Böylece şirket, OpenAI’nin yeni girişimlerine karşı elindeki mevcut avantajı açık biçimde ortaya koyuyor.

Microsoft’un açıklamasına göre bu yeni yapay zekâ sistemleri, geleceğin yüz trilyonlarca parametreye sahip modellerini çalıştırabilecek kapasiteye sahip. Bu merkezlerde yalnızca OpenAI değil, Azure üzerinden hizmet alan yüzlerce kurumsal müşteri de gelişmiş AI modellerini kullanabilecek. Bunun yanında, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik bu sistemlerin tasarımında öncelikli unsurlar arasında yer alıyor. Microsoft, veri merkezlerinin enerji tüketimini azaltmak için yenilenebilir kaynaklara yöneliyor. Bu sayede hem çevresel etkiler azaltılıyor hem de işletme maliyetleri dengeleniyor.

Bunun yanı sıra, Microsoft’un yapay zekâ yatırımları yalnızca donanıma dayanmıyor. Şirket, Azure platformunun ölçeklenebilir yapısını yeni sistemlerle entegre ediyor. Bu entegrasyon, farklı şirketlerin ve araştırma kurumlarının modellerini aynı ekosistem içinde çalıştırmasını kolaylaştırıyor. Öte yandan bu yapı, yazılım tabanlı optimizasyonlarla destekleniyor. Böylece modeller daha az enerji tüketimiyle daha yüksek verim elde ediyor.

Her şeye rağmen, OpenAI kendi veri merkezlerini kurmakta kararlı. Fakat Microsoft, mevcut altyapısının küresel çapta daha geniş bir erişim sunduğunu vurguluyor. 34 ülkedeki veri merkezleri, sadece AI model eğitimi için değil, aynı zamanda veri güvenliği ve saklama kapasitesi açısından da kritik bir rol oynuyor. Bunun yanında, Microsoft’un bulut bilişim tecrübesi, yapay zekâ geliştirme süreçlerinde büyük bir avantaj sağlıyor. Bu yapı, hem işletmelere hem de araştırma ekiplerine güvenilir bir altyapı oluşturuyor.

Öte yandan Nvidia’nın bu süreçteki konumu da dikkat çekici bir ayrıntı olarak öne çıkıyor. Şirket, 2019 yılında 6,9 milyar dolar karşılığında satın aldığı Mellanox ile InfiniBand teknolojisinin kontrolünü eline aldı. Bu bağlantı sistemi, Microsoft’un yeni veri merkezlerinde saniyede terabaytlarca verinin düşük gecikmeyle aktarılmasını mümkün kılıyor. Bu teknoloji, dev modellerin hızlı eğitimi için hayati bir unsur hâline geldi. Nvidia’nın bu stratejik avantajı, Microsoft’un altyapısını daha dayanıklı kılıyor.

Microsoft’un planı, yalnızca mevcut kapasiteyi artırmakla sınırlı değil. Şirket, eski veri merkezlerini modernleştiriyor ve yeni nesil enerji yönetimi sistemlerini devreye sokuyor. Bu dönüşüm süreci, daha az enerji tüketen donanımların kullanımını önceliklendiriyor. Ek olarak, yapay zekâ modellerinin eğitimi sırasında ortaya çıkan ısıyı geri dönüştüren sistemler de test ediliyor. Bu sayede hem çevresel hem de ekonomik anlamda sürdürülebilir bir altyapı oluşturuluyor.

Bunun yanında, Microsoft’un Azure ekosistemi içinde geliştirdiği yazılımlar da bu yatırımların etkinliğini artırıyor. Şirket, veri merkezleriyle bulut servislerini uyumlu biçimde yönetmek için yapay zekâ destekli optimizasyon araçlarını kullanıyor. Bu araçlar, veri akışlarını düzenliyor ve enerji kullanımını dinamik biçimde ayarlıyor. Böylece sistemin genel verimliliği artıyor. Ne var ki, bu teknolojik dönüşüm yalnızca kısa vadeli kazançlar için değil, uzun vadeli istikrar için tasarlanıyor.

Tüm bunların yanında Microsoft, yapay zekâ alanındaki gelişmeleri yalnızca rekabet unsuru olarak görmüyor. Şirket, altyapı yatırımlarını hem araştırma kurumları hem de kamu sektörü için erişilebilir hâle getirmeyi planlıyor. Bu yaklaşım, yapay zekâ teknolojilerinin demokratikleşmesini teşvik ediyor. Her şeye rağmen Microsoft’un amacı, güçlü bir donanım ağı oluşturmakla kalmayıp, küresel AI ekosisteminde sürdürülebilir bir denge kurmak olarak özetlenebilir.