Meta CEO’su Mark Zuckerberg, sosyal medya platformlarında içeriklerin nasıl sunulduğunu değiştirmeye hazırlanıyor. Yapay zekâ üretimli paylaşımlar, kullanıcıların haber akışlarında daha belirgin hâle gelecek. Zuckerberg, bu dönüşümün yalnızca teknoloji değil, içerik yapısı açısından da yeni bir sayfa açtığını düşünüyor. Meta, içerik öneri sistemini zenginleştirmek için çok daha büyük bir veri havuzunu sisteme entegre etmeyi planlıyor.
Zuckerberg, bugüne kadar sosyal medyanın iki temel dönemden geçtiğini hatırlatıyor. Önce yalnızca arkadaşlar, aile üyeleri ve takip edilen hesaplardan gelen içeriklerle karşılaşılıyordu. Daha sonra içerik üreticileri sahneye çıktı ve algoritmalar bu üreticilere öncelik vermeye başladı. Şimdi ise yapay zekâ, kullanıcıların karşısına çıkan içeriklerin türünü, biçimini ve dağıtım hızını ciddi biçimde etkiliyor. Bu durum hem kullanıcı alışkanlıklarını hem de içerik üretiminin dinamiklerini dönüştürüyor. Meta, bu geçişi yalnızca teknolojik değil, yapısal bir yenilik olarak ele alıyor.
Meta yapay zekâ dönüşümünü mevcut platformların ötesine taşımayı planlıyor
Yeni dönemde içerik üretimiyle öneri algoritmaları birbirine daha sıkı bağlarla bağlanıyor. Zuckerberg, öneri sistemlerinin artık sadece kullanıcı verilerine göre değil, aynı zamanda AI ile oluşturulmuş içeriklerin yapısal analizine göre çalıştığını belirtiyor. Bu sistemler, bir içeriğin ne kadar ilgi çekeceğini önceden kestirebiliyor ve buna göre önceliklendirme yapabiliyor. Tüm bunların yanı sıra, yapay zekâ içeriklerinin daha çeşitli ve yoğun olarak üretilebilmesi, algoritmaların veri işleme kapasitesini de zorluyor. Meta, bu zorluğu sistematik bir avantaj hâline dönüştürmek istiyor. Böylece kullanıcıya daha zengin ve çeşitli içerikler sunulabiliyor.
Meta’nın yalnızca var olan platformlarla yetinmeyeceği açık biçimde görülüyor. CFO Susan Li’nin verdiği bilgiye göre, yapay zekâ odaklı yeni bir uygulama olan Vibes üzerinden şu ana kadar 20 milyardan fazla görsel üretildi. Uygulama, kullanıcıya AI ile hazırlanmış videoları kesintisiz şekilde sunuyor. OpenAI’ın Sora sistemiyle bazı benzerlikler taşıyan bu yapının, Meta’nın içerik sunum biçimlerini nasıl genişlettiğini gösterdiği söylenebilir. Öte yandan, bu tarz uygulamaların yaygınlaşması yeni denetim mekanizmalarını da beraberinde getirecek gibi görünüyor. Çünkü içeriklerin kaynağı, doğruluğu ve etik sınırları zamanla daha çok tartışılacak.
Zuckerberg, Vibes gibi deneyimlerin yalnızca bir başlangıç olduğunu söylüyor. Yapay zekâ sayesinde artık sadece metin ya da görsel değil, daha farklı formatlarda içeriklerin oluşturulabileceğini vurguluyor. Bu durum, platformların içerik sunma biçimini baştan sona yeniden şekillendiriyor. Her şeye rağmen, bu çeşitlilik kullanıcılar açısından hem yeni keşifler sunuyor hem de dikkat dağınıklığını artırıyor. Meta, bu dengeyi korumak için öneri algoritmalarına daha fazla görev yüklüyor. Kullanıcının hangi içerikle ne zaman karşılaşacağı, artık sistemli bir tercih hâline geliyor.
Finansal verilere göre Meta, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 51,24 milyar dolarlık gelir elde etti. Bu oran, geçen yıla göre yüzde 26’lık bir artışı temsil ediyor. Fakat şirketin aynı dönemde karşılaştığı 15,93 milyar dolarlık vergi yükü dikkate değer bir başka gelişme olarak kayıtlara geçti. Bu yüksek vergi, Donald Trump döneminde yürürlüğe giren “Big Beautiful Bill” (Büyük Güzel Fatura) isimli vergi düzenlemesinin bir sonucu olarak yorumlanıyor. Her ne olursa olsun, şirketin mevcut mali performansı, büyük ölçekli teknoloji yatırımlarının sürdürülebilirliğini destekliyor. Bu gelir artışı, Meta’nın yapay zekâ projelerine kaynak ayırmasına olanak tanıyor.
Geliştirilen içerik öneri sistemleri, yalnızca tüketimi artırmayı değil aynı zamanda içerik kalitesini dengelemeyi de hedefliyor. Yapay zekâ üretimli içerikler hızla çoğalsa da, içeriklerin bilgi değeri konusunda hâlâ bazı tereddütler bulunuyor. Meta, bu tereddütleri azaltmak için hem kullanıcı geri bildirimlerini hem de içerik analiz araçlarını dikkate alıyor. Tüm bunların yanında, sistemlerin kendini sürekli geliştiren yapılar olması, uzun vadede dengeyi sağlayabilecek bir unsur olarak görülüyor. Fakat yine de, AI destekli içeriklerin içerik etiği açısından nasıl yönetileceği ayrı bir tartışma alanı oluşturuyor. Bu nedenle Meta’nın sadece teknolojik değil, aynı zamanda düzenleyici tarafı da daha aktif çalışmak zorunda kalacak.







