Meta, son iki yılda yapay zekâya en çok kaynak ayıran teknoloji şirketlerinin başında geliyor. Şirket, yalnızca ABD içinde iki büyük veri merkezi inşası yürütüyor ve önümüzdeki üç yıl içinde altyapıya 600 milyar doları bulan bir harcama yapılması planlanıyor. Bu rakamlar, teknoloji dünyasında dikkate değer bulunuyor. Ancak işin finansal boyutuna gelindiğinde, yatırımcılar bu agresif büyümeyi fazlasıyla sorguluyor. Özellikle de ortada henüz buna karşılık gelen somut bir ürün olmadığı için gerilim artıyor.
Geçtiğimiz hafta Meta, çeyrek dönem finansal sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Bu sonuçlara göre şirketin işletme giderleri bir yıl öncesine göre 7 milyar dolar arttı. Sermaye harcamaları ise neredeyse 20 milyar dolara ulaştı. Tüm bu artış, büyük ölçüde yapay zekâ altyapısı ve yetenekli mühendis kadrosuna yapılan yatırımlardan kaynaklanıyor. Ne var ki bu harcamaların şirkete hangi ürün ya da gelir modeliyle geri döneceği konusunda somut bir çerçeve çizilmiş değil. Hal böyle olunca yatırımcıların sabrı da gitgide azalıyor.
Meta, yeni nesil yapay zekâ modellerine yöneliyor fakat yatırımcının beklentisi daha somut
Şirketin CEO’su Mark Zuckerberg, yatırımcılarla yaptığı toplantıda bu harcamaların henüz başlangıç olduğunu söyledi. Üstelik Superintelligence Lab çatısı altında geliştirilen yeni modellerin, sektörün alışık olmadığı kapasitelere ulaşacağını belirtti. Fakat bu açıklamalarda tarih, ürün ismi veya pazara sunum planı gibi detaylar yer almadı. Tam da bu nedenle yatırımcılar tarafından yapılan baskılar artmış durumda. Zuckerberg’in “öncü modeller” söylemi, beklenti yaratıyor ama hâlâ netlik içermiyor. Her şeyin yalnızca vizyon seviyesinde kalması piyasa güvenini zedeliyor.
Toplantı sonrası piyasanın verdiği tepki bu güvensizliği açık biçimde ortaya koydu. Meta hisseleri kısa sürede yüzde 12 değer kaybetti. Bu düşüş, şirketin piyasa değerinden yaklaşık 200 milyar doların silinmesine neden oldu. Bu arada Meta’nın çeyreklik kârı 20 milyar dolar civarında gerçekleşti. Fakat artık yatırımcılar kârın ötesinde, gelecekte sürdürülebilir gelir getirecek iş modellerine odaklanıyor. Her şeye rağmen Meta’nın kârlılığı güçlü olsa da, bu yeterli görülmüyor.
Meta’nın yapay zekâya dönük ürünleri ise şimdilik beklentinin çok uzağında. Meta AI asistanı bir milyarı aşkın kullanıcıya sahip olsa da, bu sayı şirketin Facebook ve Instagram gibi devasa platformlarına entegre edilmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla asistanın gerçek anlamda bir kullanıcı tercihine dayalı büyüme yaşadığını söylemek güç. Öte yandan, ChatGPT gibi doğrudan kullanıcıya hitap eden, bağımsız bir yapay zekâ ürünü ortaya koyulabilmiş değil. Vibes adlı video üretim aracı dikkat çekti ama iş modeli olarak hâlâ yetersiz durumda. Bu gibi örnekler, Meta’nın AI alanında sadece deneysel adımlar attığını gösteriyor.
Buna ek olarak, ekim ayında tanıtılan Vanguard akıllı gözlükler de büyük ses getirse de yapay zekâyla doğrudan bütünleşmiş bir ürün izlenimi vermiyor. Gözlükler daha çok Meta’nın Reality Labs biriminin donanım odaklı vizyonunu sürdürüyor. Oysa piyasada beklenti, AI entegrasyonunun çok daha derin olduğu çözümlere yönelmiş durumda. Zuckerberg, bu ürünleri geliştirmeye devam edeceklerini söylese de, ürün stratejisi hâlâ tam anlamıyla anlaşılabilmiş değil. Bu da mevcut belirsizliği daha da artırıyor. Şirketin AI tarafındaki vizyonu ile pazardaki talep arasında bir uyumsuzluk oluşmuş gibi görünüyor.
Rakip şirketlerin benzer harcamaları yatırımcılarda aynı tepkiyi doğurmuyor. Google ve Nvidia, AI yatırımlarını doğrudan kârla ilişkilendirecek projelere dönüştürebilmiş durumda. OpenAI ise çok daha sınırlı kaynakla bile yıllık 20 milyar dolara yaklaşan bir gelir oluşturmuş durumda. Üstelik bunu, bağımsız ve hızlı büyüyen ürünlerle başarmış olmaları yatırımcılar açısından büyük güven sağlıyor. Meta’nın ise aynı güveni verecek bir ürün hikâyesi şimdilik mevcut değil. Bu da yapılan yatırımların değerini sorgulanır hâle getiriyor.
Zuckerberg, toplantıda gelecekteki ürünlerden sıkça bahsetti ama geçmişte tanıtılan ürünleri örnek göstermedi. Bu durum yatırımcılar için sinyal niteliği taşıyor. Beklenti artık sadece vizyon açıklamaları değil, doğrudan kullanıcıya ulaşan, gelir üreten ürünlerin tanıtılması yönünde. “Yeni modellerimiz var, zamanı gelince açıklayacağız” demek, artık piyasayı tatmin etmiyor. Tüm bunların yanında, yatırımcıların ürünleşme konusundaki beklentisi oldukça net. Meta’nın buna yanıt verememesi sabırları tüketiyor.
Her ne kadar Superintelligence birimi yalnızca dört ay önce kurulmuş olsa da, bu süre içinde bir ürünün pazara sunulmamış olması beklentileri törpülüyor. Şirketin mevcut pozisyonu, zekâ odaklı teknolojilere uygun görünse de, ürünleşme ve gelir modeli üretme konusunda eksikler bariz. Facebook ve Instagram’dan elde edilen kullanıcı verilerinin yapay zekâ ile bütünleştirilerek somut çözümler üretilmesi bekleniyor. Vibes bu yönde bir adım olabilir ama şimdilik yeterli derinliğe sahip değil. Diğer taraftan, “iş dünyasına özel yapay zekâ çözümleri” konusu da henüz belirsizliğini koruyor.
Şirketin bu yüksek maliyetli yatırım döneminde, hangi pazarda nasıl bir rol oynayacağı hâlâ açık biçimde tanımlanmış değil. Meta’nın yapay zekâ harcamaları hızla artıyor ancak bu yatırımların neye dönüşeceği sorusu şimdilik yanıtsız. Gelecek aylarda bu soruya daha net yanıtlar gelmezse, yatırımcı tepkilerinin artması kaçınılmaz hale gelecek.








